Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER/ Maddi durumu iyi olmayanlar ve sokakta yaşayanlar için faaliyete geçirdikleri ‘askıda çorba’ hareketini Ankara’da aralıksız sürdüren 4 arkadaş, sosyal farkındalık projelerine devam ediyor. Hayata geçirdikleri iyilik hareketini Yeni Journal okurlarına anlatan Lütfiye Emeni, “Uzun yıllar önce kurulmuş bu hayal şimdi gerçek oldu. 4 kişi çıktık yola ama bu yolda çok fazla insanla devam ediyoruz” dedi.

IMG_2952

“Beklenildiğini bilmek apayrı bir duygu”

Emeni, “Biz bu işi sokakta yapıyorduk. Evlerde çorba pişiyordu, biz evlerden çorbaları alıp, dağıtıyorduk. Ankara’nın çeşitli mahallelerine gönüllü olarak gidip ihtiyaç sahiplerine çorba dağıtıyorduk. Sonra bu işi kendimiz yapmak istedik. Çünkü sürekli birilerinin evinde çorba yapıp bize vermelerini bekleyemezdik. Her şeyden evvel, sokakta yaşayan canlarımızı, dostlarımızı yalnız bırakamazdık. ‘Askıda Çorba’ gönüllülük faaliyeti, Ankara’nın gece ayazında kurulmuş bir hayal. Biz 4 arkadaş bu hayali kurduk ve gerçekleştirdik. Hep ‘kendimize ait bir yerimiz olsa’, ‘kimseye ihtiyacımız olmasa’ diye düşünürdük.  Sonrasında ‘açtığımız lokantadan para kazansak, kazandığımız parayla yine yardıma muhtaç kişilere yardım etsek nasıl olur?’ diye düşündük. Uzun yıllar önce kurulmuş bu hayal şimdi gerçek oldu. Hayalimiz büyüdü. Yardıma muhtaç olan insanlar artık geleceğimiz zaman yola, saate bakıyor. Bu hissin tarifi imkansız. Beklenildiğini bilmek apayrı bir his” dedi.

IMG_2946 (1)

Yaklaşık 21 yıldır sosyal sorumluluk projelerini yürüttüğünü ve ‘Askıda Çorba’ gönüllülük hareketinin hiçbir zaman bir kuruma bağlı olmadığını vurgulayan Lütfiye Emeni, “Dernek ya da herhangi bir vâkıfın bünyesinde çalışmıyoruz. Biz gönüllüyüz. Normal zamanda müşterilerimiz geliyor, yemeklerini yiyor, ücretlerini ödüyor. Masrafımız çıktıktan sonra geriye kalan kâr payını askıya bırakıyoruz. O para da ihtiyaç sahiplerine çorba veya yemek olarak gidiyor. Bu bilgiler internet sitemize giriliyor. Askıya bırakılan, askıya düşülen, güncel olarak görülebiliyor. Şeffaf bir süreç yönetiyoruz. Elde ettiğimiz gelir lokantanın masrafı çıktıktan sonra yine ihtiyaç sahiplerine gidiyor. Buranın açılmasına vesile olan arkadaşlarımın, ticari kazancı yok. Amacımız; arta kalan parayla ihtiyaç sahiplerine ulaşmak. Bu tamamen gönül işi. Özellikle kışın işler artıyor. Ankara, çok soğuk bir şehir, bu yüzden özellikle kışın vatandaşlar dışarıda yaşayanlarla empati kuruyor. Kışın eve girince ‘Allah dışarıda kalanın yardımcısı olsun’ deriz. Bu yüzden özel günlerde ve kış mevsiminde askıya çorba daha fazla bırakılır. Alan ve veren arasında ne ihtiyaç varsa ona gücümüz yettiğince destek olmaya çalışıyoruz “diye konuştu.

“Sosyal sorumluluk projelerinde yüreğinizi ortaya koyuyorsunuz”

Gönülden hareket ederek yapıldığı zaman insanın kendisini bile unuttuğunu dile getiren Emeni, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanlar için bir şeylere vesile oluyorsanız ne mutlu. Biz, bunu yapıyorsak daha sonrasında başka neler yapabiliriz diye düşünmeye başlıyoruz. O yüzden bunu artık kendiniz için bir iş olarak görüyorsunuz ve bu iş kesinlikle sevmeden yapabileceğiniz bir iş değil. Sosyal sorumluluk projelerinde ya da bu tarz işlerde yüreğinizle istemiyor, yüreğinizi ortaya koymuyorsanız kimse size bunu yaptıramaz. Mecburiyetten bunu iş olarak görüp de yapamazsınız. Çünkü bizim işimizde tüm duygu durumlarını yaşıyorsunuz. Bir yerde üzülüyorsunuz, bir yerde ağlıyorsunuz, bir yerde sinirleniyorsunuz. Bütün bunların hepsini aynı anda yaşıyorsunuz. Bu nedenle her ne yapıyorsan eğer onu severek gerçekleştirmek çok önemli.”