Özel Haber

Begüm Sıla EREN- Ramazan içinde kurulan büyük iftar sofraları, sahurlar ve tutulan oruçlar yeme düzenimizi değiştirdi. Ramazan’ın sonuna yaklaşırken, bayram telaşesi herkesi sardı, hazırlıklar başladı. Alışılan bir düzenden yeniden çıkarken, akıllara nasıl beslenmeliyiz sorusu düştü.

Özellikle porsiyonun hayatımızdaki önemine dikkat çeken, bayramda da ramazan içerisinde olduğu gibi büyük porsiyonlardan kaçınmamızı dile getiren Diyetisyen Ekin Pelin Özel, Yeni Journal’a beslenme düzeninin nasıl olması gerektiğini anlattı.

Whatsapp Image 2024 04 03 At 10.55.19 (1) 

“Peki, nasıl beslenmeliyiz?”

Nasıl beslenmemiz gerektiğine dikkat çeken Ekin Pelin Özel, “Ramazan ayı içinde en büyük yaptığımız yanlış, uzun saatler aç kaldığımız için yoğun öğün hazırlama derdine giriyoruz. Çeşit çeşit tatlısı, yemekleri ve genelde çok kalorili besinleri tüketiyoruz. Bize şöyle bir sıkıntı yapıyor, midemiz dolu oluyor, insülin dengemizi ayarlayamıyoruz, şekerimiz tavan yapıyor. Peki, nasıl beslenmeliyiz? Öncelikle öğünümüzde lifli bir yiyecek tüketmeliyiz, saatlerce vücudumuzu aç bırakıyoruz, susuz bırakıyoruz ve bağırsak hareketliliğimiz de azalıyor. Halk arasında da deriz, “Bağırsağımız ikinci beynimizdir” Lifli gıdalar da; çiğ sebze olur, pişmiş sebzeler, kuru baklagiller kesin soframızda olması gereken gıdalar. Az miktarda su içmeliyiz daha sonra biraz çorba içmeliyiz, bu sırada biraz dinlenmemiz gerekir ancak biz daha çok yemeğe yükleniyoruz. Çok desteklemiyoruz ancak sigara içen bireyler için bu mideyi dinlendirme fırsatı oluyor” dedi.

 Whatsapp Image 2024 04 03 At 10.55.19 (2)

“Ben yiyeceklerde porsiyona önem veren bir diyetisyenim”

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağındaki sürpriz isim kim? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağındaki sürpriz isim kim?

Özellikle yiyeceklerde porsiyona önem veren, diyetisyen Pelin Özel, “Yiyecekleri tüketirken, daha yavaş yemeliyiz, daha çok çiğnemeliyiz, bu da toplumumuzda görülen sık bir hata acıkan bireyler, hızlı şekilde yemeklerini yiyorlar ve sonra bir hazımsızlık oluşuyor. Ben yiyecekler de porsiyona önem veren bir diyetisyenim, çok kalorili besinler tüketmediğimiz sürece, her yiyecekten yiyebilir, vitamini alabiliriz. Bir menüde çorba, salata, pilav, sulu yemek ve bir çeşit protein bulunuyorsa, yeme dengesini koruduğumuz takdirde, çok problem değil ancak biz başka bir hata yapıyoruz. Pilav yanına börek, içli köfte, sarma gibi ara sıcaklar ekliyoruz, zaten bir ramazan pidesi aşkımız var, millet olarak, bunların hepsi karbonhidrat ağırlıklı oluyor. Bu şekilde tek çeşit besin vitamini alıyoruz ve vücudumuzu yoruyoruz” ifadelerine yer verdi.

Whatsapp Image 2024 04 03 At 10.55.37 (1)

“Bizim beslenme kültürümüzde ekmek ilk sırada yer alıyor”

Beslenme kültürümüz ve karbonhidrat dengesini özetleyen Özel, şunları konuştu; “Diyet yazarken, ekmekten çok kısan bir taraf değilim, belirli oranda ekmeği mutlaka yazarım çünkü bizim beslenme kültürümüzde ekmek ilk sırada yer alıyor. Belli bir oranda ekmek tüketmemiz de bizim için sıkıntı oluşturmuyor, bir glüten in toleransımız ya da herhangi bir sağlık problemimiz yoksa yiyebiliriz. Kepekli ekmek, tam buğday ekmeği öneriyoruz, öğününde makarna ya da pilav varsa, bunlardan kaşık oranı kurarak, daha az yersin ve pideyi tüketebilirsin. Karbonhidratı bildiğimiz sürece, börekler, pilav, makarna bunlardan kısarak, daha fazla besin tüketebiliriz.”

 Whatsapp Image 2024 04 03 At 10.55.38

“Tansiyon hastaları ve şeker hastaları kontrollü tutmalılar”

 

Bazı hastaların oruç dengesinden bahseden diyetisyen; “Özellikle gebe grupları için oruç tutmanın riskinin büyük olduğunu söyleyebilirim. İçinde bir canlı büyütüyorsun, senden gerçek anlamda bir enerji çekiyor, insülin dalgalanmalarından ve vücudundaki o yorgunluktan bebekte etkileniyor. Tansiyon hastaları ve şeker hastaları kontrollü tutmalılar, özellikle tansiyon hastası grubun yiyecekleri, tuzlu tüketmemeleri gerekiyor. Sahur da daha tok tutucu besinleri tüketmeliyiz. Tam buğday ekmeğini sahur öğününde tüketmemizde fayda var, daha tok tutucu bir özeliğe sahip, haşlanmış yumurta aynı şekilde tok tutucu bir besindir. Sahurda çiğ sebzeler tüketilebilir, şeker oranını dengelemek ve tok kalmak adına muz yenebilir, süt içilebilir. Haşlanmış yumurta tüketemeyenler; omlet, pankek tüketebilir. Diyetisyenlerin ayran önerme sebebi, yoğurt ve ayranın hem probiyotik açısından bağırsakları rahatlatması hem gece yatarken, gaz yapmaması yine aynı şekilde tokluk hissine yardımcı olması açısından tercih gösterilebilir” şeklinde konuştu.

Whatsapp Image 2024 04 03 At 10.55.19

“Böbrek hastaları dikkat!”

 

Hastalık gruplarından bahseden Özel, bayramda da porsiyonun önemine şu sözlerle dikkat çekti; “Böbrek hastaları için doktorların önerileri önemlidir, suyu yudum yudum içmeli ve aksatmamalılar, özellikle sodyum, potasyum, fosfor dengeleri çok önemlidir. Vücut saatlerce aç ve susuz kaldığı için bu grubun oruç tutması risklidir. Emziren anneyi de es geçmemek gerekir, çok enerji sarf ettikleri için o enerjiyi kazanabilecekleri besinler tüketmeliler yoksa oruç onlar için de risk oluşturabilir. Bizim toplumumuzda bu bir kodlama, büyük sofralar kurulur yanında şerbetli tatlılar olur, her zaman tatlı ihtiyacımız oluyor ise, buna baktırmalıyız. Bir hastalığı yoksa bir kilo problemi yoksa haftanın iki günü sütlü tatlı tüketebilirsiniz. Meyve salatası, hurma, kuru üzüm gibi tatlı ihtiyacımızı karşılayabilir, şerbetliden ziyade sütlü tatlı tercihimizdir. Şerbete kattığımız şeker dengeleri de önemli ve porsiyon olarak bu dengeyi kurmamız gerekiyor.”

“Yatmadan iki saat önce yemeyi bırakmalıyız”

 

Su içme dengesinin önemine vurgu yapan diyetisyen, “Yaklaşık 70 kilogram bir 

insanın, en azından 2 litre kadar su tüketmesi gerekiyor. Kilomuz ile 30 – 35 ile çarparak, tüketmemiz gereken su miktarını buluyoruz. Bu suyu yudumlayarak, tüketmemiz gerekiyor, böbrekleri yormamalıyız. Bayram geldiğinde biz özgürlüğe kavuşmuş gibi hissediyoruz, bir ay boyunca vücudumuzu zorluyoruz. Bayram sabahına geldiğimiz zaman, iradeli olmalıyız, porsiyon ve tabak dengemizi korumalıyız, bu dönemde tatlı çizgimize daha çok dikkat etmeliyiz. En çok mide ağrıları ile karşılaşıyoruz, yavaş yavaş bu dengeyi kurmalı ve normal güne adapte olmalıyız. Yatmadan iki saat önce yeme ve içmeyi bırakmamız gerekiyor, uyku sırasında mideden ağıza kaçılar oluyor, ileriki dönemde mide hastalıklarımıza yol açıyor” şeklinde konuştu.

 Whatsapp Image 2024 04 03 At 10.55.37

“Orucu tutarken, besin dengemize önem vermeliyiz”

 

Orucun insan üzerindeki etkilerinden bahseden diyetisyen Ekin Pelin Özel son olarak şunları kaydetti: “Oruç konusunda net bir fikir beyan edemem, literatür destekli konuşmanın doğru olduğuna inanıyorum. Normal oruç olmasa da aralıklı oruç tutanlar var, biz ramazanı yıllardır tanıyoruz, İslam kültüründe olduğu için biz bunu biliyoruz. Bu durum yurtdışında yeni hakim olmaya, bilinmeye başladı. Literatürde ise çok araştırılmış bir konu değil, genel olarak çalışmalar yabancı kaynaklar ile öğreniliyor. En son aralıklı oruç ilgili yapılan çalışmalar var ancak uzun vadede etkileri bilinmiyor ama bazı çalışmalar da kan şekerini düşürdüğü ya da hipertansiyona iyi geldiği söyleniyor. Şu an bunun için net bir şey söylemek zor iyi de olabilir ama kötü de olabilir. Tutan kişinin sağlık sıkıntısı yoksa çok bir problem olacağını düşünmüyorum. Bakış açımızın şu olması gerekir; hastalığınız yoksa ve zorlanmıyorsanız belki de midesini dinlendiriyor olabilir. Olumlu ve olumsuz sonuçlarını kesin olarak söyleyebilecek yetkinliğe sahip değiliz. Orucu tutarken, besin dengemize önem vermeliyiz, fazla porsiyonlar midemizde israf, atık bu sebeple midemize de eziyet etmemeliyiz, buna göre bir yeme dengesi kurmalıyız.”