Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, martın, "acılar ayı" olduğunu ifade ederek, geçmişte bu ayda yaşanan bazı olayları anlattı. Desteğini kaybeden bütün iktidarların geçmişte yaptıkları gibi, iktidarın da şimdi kendisini ayakta tutacak ve devamını sağlayacak "oyunlara giriştiğini" öne süren Sancar, şunları kaydetti: "Bu oyunların başında da geçmiş iktidarların, yönetimlerin kullandığı yöntemleri devreye sokmak geliyor. Bu yöntemlerin başında da öncelikle seçim kanunlarıyla oynayarak oy kaybına rağmen milletvekili sayısını aynı tutmak ve bu şekilde çoğunluğu korumak geliyor. Seçim Kanunu teklifi dün AKP-MHP iş birliğiyle Meclis Başkanlığına sunuldu. Burada yapılan değişiklik, yine bu iktidara siyasi mühendislik ve hukuksal oyunlarla çoğunluğu kazandırma amacına dayanıyor. Kaybeden iktidarlar bu mühendislik çalışmalarından medet ummuşlardır, geçmişte çok örneği var." "Bunlar nafile çabalardır" Teklifle, seçim barajının yüzde 7'ye düşürüldüğüne işaret eden Sancar, baraja karşı mücadeleyi, kuruluşlarından beri büyük kararlılıkla yürüttüklerini, şimdi bu barajın ne kadar anlamsız olduğunun, bu mücadeleleri sayesinde ortaya çıktığını öne sürdü. Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Barajı yüzde 7'ye indirmelerinde elbette bizim mücadelemizin payı var ama kendi hesaplarının da burada bir rolü var. İktidarın küçük ortağı eriyor. Yüzde 10 barajının altında kalacağı kesin gibi görülüyor. Şimdi onu kurtarmak için barajı indiriyorlar ama barajı indirirken de bir yandan ittifak sistemiyle oynuyorlar. İttifak sistemiyle oynamalarının nedeni de belli. Yine kendilerine, oyları azalmasına rağmen avantaj sağlamak. Bu oyunlara başvuran bütün iktidarlar eninde sonunda halkın güçlü iradesi karşısında kaybetmişlerdir. Seçim kanunlarında mühendislik oyunlarıyla varlıklarını devam ettirebileceklerini sanan iktidarlar geçmişe bir baksınlar. Bu iktidar da geçmişe bir baksın. MHP'ye yüzde 7 barajı indirimini hediye etmekle, il-ilçe seçim kurullarında kendi ağırlığını koruyacak yöntemleri kanunlar yoluyla uygulamaya sokmakla varlığınızı sürdüremezsiniz. Çünkü karşınızda barajları yıkmış büyük bir siyasal gelenek ve güçlü bir irade var. HDP var, HDP'nin birlikte hareket ettiği demokrasi güçleri, emekçilerin, ezilenlerin mücadelesi var. İstediğiniz kadar bu oyunlara başvurun, bunlardan medet umun, hiçbir sonuç alamayacaksınız. Bunlar nafile çabalardır. Kendilerini bu şekilde güvence altına almak herhangi bir şekilde tutmayacak bir hesaptır. Bu hesap bizim duvarımıza çarpacaktır. Bu hesap, HDP'nin, demokrasi güçlerinin ortak mücadelesinden dönecektir. Tekrar bunu düşünsünler." "Kim, kimi nereden kovuyor" HDP Eş Genel Başkanı Sancar, dün 14 Mart Tıp Bayramı olduğunu anımsatarak, "Günden güne bozulan sağlık sisteminin yükünü sağlık emekçilerinin omuzlarına yüklüyorlar. Kendi sorumluluklarını gizlemek için sağlık emekçilerini hedef gösteriyorlar. Bugüne kadar yaptıkları zulümler yetmedi şimdi de ülkeden kovmaya yelteniyorlar. Kim, kimi nereden kovuyor ey iktidar sahipleri. Bugün de iktidarın küçük ortağı tehditlerine devam etmiş." diye konuştu. Kobani davasının gözlerden ırak şekilde yürütülmek istendiğini ileri süren Sancar, duruşmalardaki bazı isimlerin savunmalarından cümleler okudu. HDP'ye yönelik kapatma davasına da değinen Sancar, "Kapatma davasında da aynı kumpas zihniyeti söz konusu. Kirli kumpaslara, oyunlar sergilemeye, seçim kanunlarıyla oynamaya devam edebilirsiniz ama bir şeyi başaramazsınız. Bu kararlı duruşu, azimli mücadeleyi durduramayacaksınız." dedi. Cezaevlerinde yaşanan bazı gelişmeleri hatırlatan Sancar, "Bir iktidarın özünü anlamak istiyorsanız cezaevlerindeki uygulamalarına bakın. Cezaevlerinde hangi zulüm uygulanıyorsa ülkede de sistem o zulmün temelinde yatan anlayışa dayanıyor. O nedenle cezaevlerinden gözümüzü bir an bile ayırmayalım. Oradaki uygulamaları bir an bile unutmayalım, aklımızdan çıkarmayalım. Aysel Tuğluk arkadaşımıza teşhis konuldu. Cezaevinde kalamayacağı net şekilde ortaya çıktı ama onu cezaevinde tutmaya çalışıyorlar. Tuğluk, bizim siyasi irademizdir, onurumuzdur, kadın mücadelesinin de en kararlı sembollerinden biridir. Ona reva görülen bu zulüm işte onun bu kimliğinden dolayıdır." ifadesini kullandı. "20 gün içinde yaşanan acılar, savaşların ortak özelliğidir" Sancar, sözlerini şöyle tamamladı: "Ukrayna'da devam eden savaş bizlere bu durumun yıkıcılığını, acıları nasıl büyüttüğünü bir kez daha ortaya koymuş, barış hedefinin ne kadar önemli olduğunu da göstermiştir. 20 gün içinde yaşanan yıkımlar ve acılar, savaşların ortak özelliğidir. O nedenle bizler derhal, gecikmeden her türlü savaş politikasına, militarist anlayışa, işgal operasyonlarına karşı büyük barış hareketini kuralım. Hep birlikte bu ülkede büyük barış için hemen şimdi harekete geçelim. Çünkü HDP olarak bizler ülkede ve devletler arasındaki sorunların ve uyuşmazlıkların çatışma ve savaş gibi yöntemlerle değil, müzakereyle, diyalogla ve diplomasiyle çözülebileceğine inanıyoruz. Savaşa nerede olursa olsun karşı çıkıyoruz. Savaş nerede yürütülürse yürütülsün orada barış mücadelesinin içinde yer alıyoruz."