Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Dışişleri Bakanı Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ve çok sayıda büyükelçi, 13. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla gerçekleştirilen akşam yemeğinde bir araya geldi. Ankara’da düzenlenen yemekte konuşan Savunma Sanayii Başkanı Demir, “Dünyanın çeşitli krizlerden geçtiği bir dönemdeyiz ve bu dönemde Türkiye olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, ülkemizi sahada ve masada güçlü kılan “Girişimci ve İnsani Dış Politika” anlayışıyla ilerliyoruz. Dışişleri Bakanlığımız ve SSB arasında, özellikle son yıllarda giderek artan yakın ilişki bu anlayışın en önemli tezahürlerinden birisidir. Günlük ya da tematik düzeyde Bakanlığımızla yakinen sürdürdüğümüz ilişkiler pek çok alanda ve çalışmada kurumsal derinliğe kavuşmuştur. Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi, Yüksek Düzeyli İş birliği Konseyi, Antalya Diplomasi Forumu, Türkiye Afrika Ortaklık Zirvesi, Yeniden Asya Girişimi Türk Devletleri Teşkilatı gibi platformlarda, tüm çalışmalara Başkanlığımız güçlü bir şekilde destek vermekte ve yer almaktadır” ifadelerini kullandı. 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün bu sayının 750’yi geçtiğini belirten Demir, "Projelerin yaklaşık yarısı son 6 yılda başlatıldı. 2002 yılında yaklaşık 5,5 milyar dolar bütçeli savunma projeleri yürütülürken geldiğimiz noktada yaklaşık 11 katlık bir artış ile yaklaşık 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaşıldı. 2002’de savunma sanayiinde faaliyet gösteren firma sayısı 56 iken, bugün aynı alanda yaklaşık bin 500 firma faaliyet göstermektedir. Büyük dönüşümde ikinci önemli başlığımız, önceliğimiz, kurumsal/sektörel etkileşimi merkeze alan savunma sanayii politikamızdır. Savunma sanayii konsepti artık eğitimden enerjiye, sağlıktan ulaşıma, gençlikten kültüre, ormandan tarıma kadar geniş bir alanda bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak yer almaktadır. Geleneksel tedarik kurumu olarak, başta Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı Türk Silahlı Kuvvetleri, Milli İstihbarat Teşkilatı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı gibi kurumlarla çalışmalarımız yanında; eğitimde müfredat ve insan kaynakları politikaları, enerjide gerekli teknik alt yapının korunması ve yerlileştirme çalışmaları, sağlıkta teknoloji yatırımları, ulaşımda akıllı şehir uygulamaları ve haberleşme, gençlik ve kültür alanlarında kamuoyu farkındalığı ve savunma okuryazarlığı gibi konuya veya alana münhasır pek çok çalışmamız, düzenli faaliyetlerimiz bulunmaktadır” dedi. Savunma Sanayii 2021 yılı ihracatında 3 milyar 224 milyon dolar ile rekor kırdıklarını hatırlatan Demir, ”Hepimizin de gayretleriyle ihracatımızı son 20 yılda yaklaşık 13 kat artırdık. 2002 yılında sadece 248 milyon dolar savunma sanayii ihracatı varken, 2021 yılında 3 milyar 224 milyon dolar ile rekor kırdık. Bu sene Temmuz sonu itibariyle ihracatımız 2 milyar 300 milyon dolar olarak gerçekleşmiş ve yüzde 46,5’luk artışla sektörümüz, artışta lider durumda bulunmaktadır. İhracatımızın her sene sonuna doğru yükseldiğini göz önüne aldığımızda 2022 yılı sonu itibariyle ihracat rakamımızın 4 milyar doların çok üstünde olacağını öngörüyorum. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke sayısı 170’e ulaştı. İHA ve SİHA’lar, kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere, savunma sanayiinde ihraç edilen ürün çeşidi 230’a ulaştı. Artık NATO üyesi ülkelere de platform ihraç eder hale geldik. İhracat yaptığımız ülkelere baktığımızda Türk Savunma Sanayii ürünlerinin dünyanın her bölgesine ulaştığını ve bu ürünler sayesinde ürünlerimizi kullanan ülkelerle uzun soluklu stratejik ortaklıkların kurulduğunu gururla belirtmek isterim. Güncel teknolojili, yüksek kaliteli, maliyet etkin, kısıtlamalara tabi olmayan ve kesintisiz lojistik destek verdiğimiz ürünlerimiz karada, denizde, havada ve uzayda dost ve müttefik ülkelerin hizmetinde olmaya devam edecektir” şeklinde konuştu. Savunma sanayinde yerlilik ve millilik oranı geliştikçe Türkiye’nin sahadaki caydırıcılık gücünün artacağını bildiklerini ifade eden Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran ise, "Bugün dünyanın savunma sanayi ihracatı gerçekleştiren firmaları arasında ilk yüzün içerisinde 3 firmamızın olması savunma sanayi sektörümüzün her geçen gün envanterine yerlilik ve millilik ile inşa edilmiş yeni bir projeyi katması sahada ve masada güçlü bir Türkiye’nin en önemli kazanımları. Türkiye gibi zorlu bir coğrafyada bulunan ülkeler için yerlilik ve millilik olmazsa olmaz bir unsur. Karşılaştığımız yakın ve uzak sınamalar bu yerlilik ve millilik oranını yüzde 80’lere çıkarmamızın elbette önemli bir gelişme olduğunu ama yeterli olmadığını bizlere işaret ediyor. O yüzden sektörümüzün bu çabayı devam ettirmesini önümüzdeki dönem için önemli buluyoruz. Türkiye’nin yerlilik ve millilik oranı geliştikçe ve buna paralel olarak sahadaki caydırıcılık gücü arttıkça ülkemize ciddi bir uluslararası talebinde geldiğini yakından müşahede ediyoruz. Savunma sanayii ihracatında 3 milyar doları aşıyor olmamız ve daha bu yılın ilk 7 yılında 2 milyar dolar çıtasını aşmış olmamız büyük başarı. Ve bunu diplomatik engellere ve önümüze çıkarılan zorluklara rağmen başardık” değerlendirmesinde bulundu.