YERYÜZÜNÜN YETİM ÇOCUKLARI: GAZZE!

Her sabah uyandığımızda yeni bir ölüm haberine göz açıyoruz. Gazze’de, dünyanın gözü önünde çocuklar açlıktan, susuzluktan, bombalardan ölüyor. Sadece çocuklar değil; anneler, babalar, dedeler, gençler… İnsanlık ölüyor. Ve dünya sessiz. En acısı da bu: Sessizlik.

Bugün Gazze’de bir çocuğun rüyası sıcak bir ekmek, temiz bir bardak su ve gökyüzünde savaş uçakları olmadan geçen bir gece. Düşünün, bir çocuğun hayali, sizin normalde hiç düşünmeden sahip olduğunuz şeyler olmuş. Çünkü onun gerçeği; yıkıntılar, siren sesleri, kaybettiği ailesi ve açlıkla mücadele.

Gazze’de artık ölüm sıradanlaştı. Her gün onlarca can toprağa veriliyor, her gün yüzlerce insan yaralanıyor. Ve bizler burada ekran başında, vicdanımızla baş başa kalıyoruz. Elimizden hiçbir şey gelmiyor diye mi susuyoruz, yoksa alıştık mı bu ölümlere? Hayır! Alışmamalıyız!

Alışmak zulme ortak olmaktır. Sessizlik, zalimin en büyük silahıdır. Çünkü zalim, dünyadan yükselen öfkeyi duymazsa kendini haklı sanır. O yüzden Filistin’de taş atan çocuğun feryadına ses olmak, açlıktan can veren bir bebeğin son nefesinde insanlık onurunu yaşatmak zorundayız. Bu sadece dini ya da siyasi bir mesele değildir; bu, insan olmanın gereğidir.

İsrail’in uyguladığı ambargo, sistematik işgal politikaları, hastaneleri hedef alan saldırıları, sivil yerleşim alanlarını vurması sadece savaş suçu değil, açık bir soykırımdır. Bunu yüksek sesle söylemekten çekinmek, mazlumun değil zalimin tarafında durmaktır. Uluslararası hukuk, insan hakları ve temel insani değerler her gün çiğneniyor ama Birleşmiş Milletler karar almakla meşgul. Vicdanlar sustu, ümmet uyudu, dünya sadece izliyor.

Ümmetin sessizliği, bu coğrafyadaki mazlumları daha da yalnızlaştırıyor. Filistin meselesi sadece Filistin’in değil, tüm insanlığın meselesidir. Bu yüzden artık tepki göstermenin ötesine geçmeliyiz. Duadan vazgeçmeden, ama duayla yetinmeden bir bilinç uyanışı başlatmalıyız. Basın, siyaset, sivil toplum ve birey olarak üzerimize düşeni yapmalıyız.

Gazze’deki çocuklar adına, yıkılan evlerin, parçalanan umutların, susan vicdanların adına bir çağrı. Bu zulme artık “dur” diyelim. Mazlumların sesi olalım. Gazzeli yetimlerin başını okşayamıyorsak, onların feryadını dünyaya duyuralım. Sessiz kalmak, sadece utançtır.

Allah’ım sen Gazze’deki mazlumların yardımcısı ol.

Zalimlerin zulmünü kendi başlarına çevir.

Ve bizleri, bu sessizliğin vebalinden kurtar.