Hayati Yazıcı, 15 Temmuz Demokrasi ve Cumhuriyet Meydanı'nda Rize Valiliği ve Rize Belediye Başkanlığı tarafından organize edilen bayramlaşma programına katıldı. Vatandaşlarla bayramlaşan Yazıcı, gazetecilere, Kovid-19 salgını döneminin ardından yapılan programın son derece verimli geçtiğini, özlenen bir tablo olduğunu söyledi. Hayat pahalılığı nedeniyle alım gücünde zorluklar yaşayan vatandaşlar olduğunu belirten Yazıcı, özellikle dezavantajlı vatandaşların hayat pahalılığına yönelik sorunlarının çözümü için çalışmaların sürdüğünü vurguladı. Yazıcı, ekonomik sıkıntılara rağmen durmadan önemli yatırımlar yapmaya ve bunları açmaya devam ettiklerinin altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:

"14 Mayıs tarihinde Rize-Artvin Havalimanı'nın açılışını Cumhurbaşkanımızın teşrifleri ile gerçekleştireceğiz. Bu proje, Türkiye'nin dünya ölçeğinde gurur duyacağı projelerden bir tanesi. Türkiye'de İstanbul Havaalanı hariç, hem tasarımı hem yapılış tarzı, kullanılan malzeme ve deniz üzerinde yapılan ikinci havalimanı oluşunu dikkate aldığınızda, büyük uçakların inişine uygun pistlere sahip olması nedeniyle en önemli havaalanlarından bir tanesi. Uçuşlar belirlendi. İstanbul'dan her gün üç, Ankara'dan iki sefer. Talebe göre seferler çoğaltılabilir. Türkiye olarak gururluyuz."

Yazıcı, bir gazetecinin Gezi Parkı davası kararına yönelik tepkilerle ilgili sorusu üzerine, "Bu konuda söz söyleyenlerin çoğunun, Gezi olayları ismi altında verilen mahkeme kararının herhangi bir sayfasını okudukları kanısında değilim. Tartışmalı bir süreçte, o tartışmalı süreçler üzerinde mahkemenin ne kadar titiz, düzenli çalıştığını göz ardı ederek hüküm cümlesi kuruyorlar. Bunları çok doğru bulmuyorum." diye konuştu.

Sürecin devam ettiğine dikkati çeken Yazıcı, şunları kaydetti:

"Ben, mahkeme dosyalarının derinliğine nüfus edecek bilgi sahibi değilim. Bilgi sahibi olmadığım bir yerde de söz söylemem şık olmaz. Kaldı ki yargılama devam ediyor. Devam eden bir yargılama ile ilgili de böyle çok aleni hüküm cümlesi kurmak doğru değil ama Türkiye'nin tarihi kökleri itibarıyla her alanı irdelediğimizde, yargı faaliyetleri çerçevesinde temel unsur adalettir, adaleti sağlamaktır. İnanıyorum ki bu yargılama sürecinin sonucunda da adalet neyse ortaya çıkacaktır. Onun için verilmiş olan hükmü şu veya bu anlamda bir değer hükmüne tabi tutmaya sahip değilim. Yargılama da devam ettiği için bunu da çok doğru bulmuyorum."

Yazıcı, CHP'nin "Nazi" söylemlerinin çok yanlış olduğunu da dile getirerek, şöyle devam etti:

"Çok yanlış bir söylem. Ne demek Nazi mahkemesi? Nazilerle bağlantılı bir ülkeye 'Nazi' demek onları tahkir ediyorken, Nazilikle hiç alakası olmayan yurdumuzdaki bir faaliyeti Nazilikle nitelemek kabul edilebilir bir şey mi? Bu çok sorumsuzca söylenen bir söylem diye düşünüyorum. İnsanların çok sorumlu davranması gerekiyor. Bu nereye gidiyor, ne getiriyor, ne götürüyor? Türkiye'ye sağladığı katkı ne? 'Ben bir şey söyleyeyim de ne olursa olsun' şeklindeki söylem tarzı, bana göre kaliteli bir siyaset tarzı değildir, hatta siyaset tarzı olamaz. Adalet, haklıya hakkını vermek, haksıza haddini bildirmektir. Halkın diliyle ifade ediyorum. Yargılama faaliyetleri bunun için yapılır. Sonuçta, süreçte aşamalar bitince bunun ne olduğunu açık seçik göreceğiz. Bittikten sonra bakarız, ederiz, bir yanlış, yanılgı varsa o zaman bunlar ifade edilebilir. Yargılama devam ederken bunları söylemenin doğru olmadığını düşünüyorum."