GÜNDEM

Türkiye'ye giydirilmek istenen bu deli gömleğini yırtıp atacağız

Ticaret Bakanı Mehmet Muş, yeni yüzyılda Türkiye’nin başına örülmeye çalışılan çoraplara izin verilmeyeceğini belirterek, “Biz kurtuluş mücadelesinin başlatıldığı bu şehirden Türkiye'ye giydirilmek istenen bu deli gömleğini yırtıp atacağız. Biz Türkiye'nin başına örülmek istenen bu çoraba müsaade etmeyeceğiz” dedi.

Ticaret Bakanı ve AK Parti Samsun 1. Sıra Milletvekili Adayı Mehmet Muş, liste başı adayı gösterildiği Samsun’da partisinin seçim koordinasyon merkezi (SKM) açılışına katıldı. İlkadım Kaymakamlık Binası yanındaki açılışta vatandaşlara seslenen Bakan Muş, Samsun adaylığı ve gündem hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Yeni yüzyılda Türkiye’nin başına örülmeye çalışılan çoraplara izin vermeyeceklerine değinen Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “Biz kurtuluş mücadelesinin başlatıldığı bu şehirden Türkiye'ye giydirilmek istenen bu deli gömleğini yırtıp atacağız. Biz Türkiye'nin başına örülmek istenen bu çoraba müsaade etmeyeceğiz. Anlaştıkları tek nokta Erdoğan gitsin. Sonrası kaos. Bakın Türkiye haritası masaya yatırılıyor. O bakanlık senin, bu kurum benim, bu banka senin. Bunlar paylaştırılıyor. Değerli arkadaşlar, biz bu paylaşımları daha önce görmüştük. Bu paylaşımların neticesi Türkiye'ye hep maliyetle döndü. Türkiye'nin imkanları hep heba oldu. Ne oldu da Türkiye'nin bakanlıkları, kurumları bölüşülüyor, paylaşılıyor. Nizamülmülk, Büyük Selçukluların veziri Siyasetnameyi yazıyor. Siyasette devlet adamı. Nizamülmülk’ün bir sözü var. Bir işi diyor 2 kişiye vermeyin, iş ortada kalır. Kimse sorumluluk almaz diyor. Burada 7 kişiye verilmiş. Nizamülmülk'ün bin sene önce söylediğini, tam tersini bin sene sonra yapıyorlar. İradenin olmadığı yerde idare olmaz. Bakın bugün Türkiye'de terör çok şükür minimize edilmiş vaziyette. Güvenlik sağlanmış vaziyette. Sınır ötesinde bu elebaşları artık içeride barınamıyor, saklanamıyor, dışarıya kaçıyor, onları devletin ilgili kurumları tek tek elimine ediyor. Peki PKK'nın uzantısı HDP'nin desteklediği bir hükümetle hangi vali, hangi emniyet müdürü nasıl operasyon talimatı verecek? Onayı nasıl verecek değerli arkadaşlar? Bunları konuşmamız gerekiyor. Bunları milletimize Samsunlu hemşehrilerimize anlatmamız gerekiyor. Çünkü ‘ben diyor destek veriyorum buraya’ diyor. Bunun bir karşılığı olacak. Bunun bir neticesi olacak diyor. Açık açık alenen söylüyorum ve bakın Ahmet Türk, ‘Öcalan'ın özgürleşme süreci başlamıştır’ diyor. Çocuklarımızı katleden, Türkiye'yi canlarını yakan onlarca insanımızın sakat kalmasına sebep olan, emniyet mensuplarımızın gazi olmasına sebep olan, terörist elebaşına bu ülkede hiç kimse ama hiç kimse özgürlük hakkı tanıyamaz, veremez. Ancak öyle bir cesaret alınıyor ki bir yerden ve çıkıp da birisi bunları ne yalanlıyor ne de bunlara net bir tavır koyuyor. Herkes üç maymunu oynuyor. Yavuz Ağıralioğlu dayanamadı, isyan etti, ayrıldı gitti. ‘PKK'nın gölgesinde olamayız’ dedi. Dolayısıyla biz Kurtuluş Savaşının meşalesinin yakıldığı bir şehirde öyle bir cevap vereceğiz ki bunlara en büyük tokadı, en büyük şamarı buradan yiyecekler” dedi.



“14 ayda 1 aday çıkartan masa, Türkiye’yi yönetmeye talip”

Millet İttifakı’nı oluşturan partiler ve onları destekleyenleri eleştiren Bakan Mehmet Muş, “Nedir Türkiye'deki mücadele? Nedir çabamız, gayretimiz, amacımız. Sizleri buraya getiren heyecan, motivasyon nedir? Değerli arkadaşlar, dünyada güç dengeleri değişiyor. Hem ekonomik üretim kapasiteleri, ekonomik üretim merkezleri değişiyor hem de siyasal güç merkezlerinde ciddi mücadeleler yaşanıyor. Biz bu dönemde Türkiye'yi hem sözü sayılır hem de ekonomik olarak daha iyi bir noktaya taşıdık. Mukayese ettiğiniz zaman Türkiye 20 yılda çok daha ileriye gitmiş bir ülkedir. Milli gelirini 10 bin doların üzerine çıkartmış, dış ticareti 700 milyar dolarlara çıkmış bir ekonomidir. Dolayısıyla 85 milyonluk nüfusuyla 780 bin kilometre kare ve yüz ölçümüyle ve ekonomisiyle devasa bir ülkeyiz. Türkiye'de biz bu mücadeleleri veriyorken kime karşı veriyorsunuz? Siyasi rakipleriniz var. Siyasi rakiplerinize karşı veriyorsunuz. Vatandaşın karşısına çıkıyorsunuz. Vatandaş olanları anlatıyor. Biz anlatıyoruz. Ona göre bir tercihte bulunuyor. Fakat bu sefer bir fark var. Evet bir masa var arkadaşlar. 6 artı 1. Evet, 6 artı 1 masası var. Yakından takip ediyorsunuz. 7. yeni ortaya çıktı. O da oturdu masaya. Onlara güven olmaz. 7 parti yürütmenin içerisinde. 7 cumhurbaşkanı yardımcısı bir de cumhurbaşkanı var. Türkiye'yi yönetmeye talibiz diyorlar. Fakat bu masa yaklaşık 14 ay önce kuruldu. 14 ayda ancak aday belirlendi. Ancak bir aday belirlenebildi o da belirlenemedi. Bir kaos çıktı hatırlarsanız. Bir tartışma çıktı. Masayı birisi terk etti. Terk ettikten sonra söylenen sözler değerli arkadaşlar. Bazen biz unutuyoruz, aklımızdan çıkıyor ama hatırlatmakta fayda var. Siyasi hırslar, ihtiraslar, kuyruklu yalanlar masaya söyleniyor bu. Kumar masası diyor, noter masası diyor, sonra o kumarı inkar ettiler. Çevirmeye çalıştılar. Bizde masa yok çünkü biliyorsunuz değerli arkadaşlar, ‘kumar masada oynanır’. Sonra da onları inkara kalktılar. Noter olmayacağız dediler. ‘Milletin iradesini yansıtma vasfını kaybetmiştir bu masa’ dendi. Doğru mu? Doğru. Bunlar söylendi mi? Söylendi. Bu masaya bunlar söylendi. Daha fazlası da söylendi” diye konuştu.

“Milletin iradesine saygısızlık”

Cumhurbaşkanı kararı için masadaki diğer ortakların da aynı fikirde olması düşüncesini eleştiren Bakan Muş, “3 gün içerisinde ne oldu bu noter masası mı değişti? Kıskaç mı ortadan kalktı? Milletin iradesini, hissiyatı kaybeden masa bunu geri mi kazandı? Aday mı değişti? Anlayış mı değişti? Yaklaşım mı değişti? Kimler, hangi odaklar, nasıl ve ne şekilde devreye girip tekrar masadan kalkan ortak masaya döndürüldü. Türkiye'yi yönetmeye talip bir yapı var karşımızda. Biz de AK Parti, Cumhur İttifakı olarak gayet disiplinli, planlı, programlı gidiyoruz. Bir taraftan da Türkiye'yi yönetmeye talibiz diyenlerin birbirine söylediği sözler var. Yine bir başkası ‘Eğer cumhurbaşkanı karar alırsa tek başına bizim onayımız olmadan kriz olur’ diyor. Şimdi buradaki Samsunlular oy veriyorlar değil mi? Oradaki her bir partinin farklı farklı oy oranları var. Birisi yüzde 20 alıyor, birisi 10 alıyor, birisi 2 alıyor, birisi sıfır virgül 1 alıyor, birisi sıfır virgül 2 alıyor, biri sıfır virgül 3 alıyor. 4 partiyi topladığınız zaman yüzde 1 olmuyorlar ama kararlar ortak alınacak. Fakat millet iradesi bir tanesine yüzde 25 vermiş. Öbürüne sıfır virgül 1 vermiş. Ama karar veriyorken 0,1 ile yüzde 25 aynı gücü kullanacak. Bu millet iradesine saygısızlık değil mi? Milletin iradesi bu şekilde tecelli etmedi ki” şeklinde konuştu.

“Terör ele başları Kılıçdaroğlu’nun adaylığını tarihi fırsat olarak görüyor”

PKK ve diğer terör elebaşlarının Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı’nı desteklediğini hatırlatan Mehmet Muş, “Daha problemlisi ve tehlikelisi ve bizim asla ve asla kabul edemeyeceğimiz olan kısmına geliyorum değerli arkadaşlar. Türkiye çok uzun zamandır terörle mücadele ediyor. Farklı terör örgütleri ile mücadele ediyor ama bir tanesiyle özellikle Türkiye'nin bir kısmının bölünmesini merkezine alan PKK terör örgütüyle çok uzun zamandır mücadele ediyor ve bunun bir siyasi uzantısı var. Bunları saklamaya, gizlemeye, eğip bükmeye, karnımızdan konuşmaya gerek yok. Net olacağız, net konuşacağız. Onun güdümünde olan bir parti var. 7. ortak oldu. 6 artı 1 diyorken, o geldi 7 oldu. Şimdi bu geldi masaya oturdu. Fakat diğerleri diyordu. Bir tanesi özellikle. ‘Onların olduğu yerde biz olmayız’ diyordu. PKK'nın elebaşları destek açıklamaları yapıyorlar. HDP aday çıkartmayarak 7’li masanın ortak adayını destekleme kararı alıyor. Peki neyin karşılığında. Efendim bakanlık verilecek vesaire, bakanlığın ötesinde bir pazarlığın döndüğü aşikar. Nedir o pazarlık? HDP sözcülerinin açıklamalarına baktığınız zaman bunu görebilirsiniz. Ne diyor? Özerklik diyor. Öz yönetim diyor. Türkiye'nin bir bölgesiyle alakalı, ‘Türkiye diyor masa kazandığı takdirde Suriye'deki varlığını sonlandıracaktır’ diyor. Çünkü Türkiye'nin orada olması orada bir yapılanmanın önüne geçiyor. Onu engelliyor. Peki biz masada olmayız diyen bu parti masada var mı? Var. Aynı yere destek veriyor mu? Veriyor. Bakın. PKK'nın elebaşlarından Sabri Ok. Terörist taşıyor, destek açıklaması yapıyor. Yine kırmızı bültenle aranan bir diğer terörist başı Remzi Kartal, ‘Kılıçdaroğlu'nun adaylığıyla alakalı tarihi bir fırsat geliyor önümüze’ diyor. Hangi tarihe fırsat değerli arkadaşlar? Neyin fırsatı? Şimdi bunları konuşmadığımız zaman sanki bunlar yokmuş gibi davranamayız. Bunlar var değerli arkadaşlar. Ecevit'in bir sözü var. ‘Sırf 2-3 tane daha oy almak için Türkiye'nin bir bölgesini bölmek isteyen bir yapıyla nasıl beraber olabiliriz’ diyor. O dönemdeki eleştirilerini herkes biliyor” ifadelerini kullandı.