TÜRKİYE SAVUNMADA ŞAH’A KALKTI! MİLLİ GÜCÜN SESSİZ DEVRİMİ...

Bir ülke düşünün… Yıllar boyunca dışa bağımlı kalmış, savunmasını başka devletlerin takvimine göre şekillendirmek zorunda kalmış. Ve sonra… O ülke, kendi evlatlarının azmiyle, alın teriyle, mühendis aklıyla adeta küllerinden yeniden doğuyor. İşte o ülke Türkiye.

Son yıllarda milli savunma sanayii alanında attığı adımlarla yalnızca kendi sınırlarını değil, dünyanın dikkatini çeken bir ülke artık Türkiye. Özellikle hava savunma sistemleri, SİHA’lar, radar teknolojileri ve savunma yazılımları alanında sergilediği başarılar, küresel dengeleri sarsacak ölçüde.

Bundan 15 yıl önce, kendi insansız hava aracını üretebilen bir Türkiye hayal bile edilemiyordu. Bugün ise Bayraktar TB2, Akıncı, Anka, Kızılelma gibi projeler sadece savaş alanlarında değil, küresel diplomaside de Türkiye’nin elini güçlendiriyor.

TB2’nin Karabağ, Ukrayna ve Afrika’daki etkin rolü; sadece teknolojik üstünlüğün değil, stratejik derinliğin de bir göstergesi. Artık sahada olduğu kadar masada da söz sahibi bir Türkiye var.

Yıllarca yabancı menşeli sistemlere bağımlı kalan hava savunma altyapımızda, artık yerli çözümler öne çıkıyor. ASELSAN, ROKETSAN ve TÜBİTAK SAGE iş birliğiyle geliştirilen SİPER Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi, Türkiye’nin kendi gök kubbesini koruma iradesinin ete kemiğe bürünmüş hali.

Yüzlerce kilometre öteden tehditleri algılayabilen bu sistem, bağımsızlığın ve caydırıcılığın en modern yüzlerinden biri olarak öne çıkıyor.

Savaşlar artık yalnızca toprağın değil, bilginin de savaşı. Türkiye, milli yazılımlar ve yapay zeka destekli savunma sistemleriyle bu çağın gereklerini başarıyla karşılıyor. HAVELSAN’ın geliştirdiği komuta kontrol sistemleri, siber savunma çözümleri ve eğitim simülasyonları, sadece bugünü değil, yarını da inşa ediyor.

Savunma sanayiinde yaşanan bu devrim sadece teknolojik bir atılım değil, aynı zamanda bir özgüven meselesidir. Kendi mühendisine, kendi bilim insanına, kendi milletine inanan bir ülkenin nasıl ayağa kalktığını görüyoruz. “Yapamazsınız” diyenlere inat, Türkiye yapıyor. Hem de öyle bir yapıyor ki, dünyanın en gelişmiş ülkeleri bile şaşkınlıkla izliyor.

Artık biz bir şeyleri “ithal eden” değil, “ihraç eden” bir Türkiye’yiz. Bu; sadece ekonomik değil, stratejik bir kazanım. Türkiye mühendisliği, Türkiye zekası ve Türkiye kararlılığı bugün birçok ülkenin gökyüzünü, radarını, sınırlarını koruyor. Ve daha yolun başındayız…

Milli savunma; sadece silah değil, bağımsızlık demektir. Türkiye, bu bilinçle yoluna devam ediyor. Yerli ve milli teknolojilerle, kendi kaderini kendi yazan bir ülke olma yolunda kararlı adımlarla ilerliyor.

Ve artık herkes biliyor:

“Savunma sanayiinde Türkiye, sessiz ama çok güçlü bir devrim yapıyor.”