Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar ve avukatları ile Kılıçdaroğlu'nun ve diğer müştekilerin avukatları katıldı. Bazı CHP milletvekilleri ile parti yöneticileri de duruşmayı takip etti.

Duruşmada savunma yapan sanıklardan Ramazan Onbaşı, olay günü Levent Gök'e vurma niyetinin olmadığını ileri sürerek, "Kalabalıkta sıkıştığım için elimi yukarı kaldırdım. Elimde sinek vardı, elimi ovuştururken kendisine yanlışlıkla vurdum." dedi.

Akli yönden kısıtlı olduğu belirtilen Onbaşı, olay anına ilişkin görüntülerin izletilmesi üzerine, "Görüntülerdeki kişi benim. Ben Levent Gök ile fotoğraf çektirmek için yanına gittim. Bir anı olsun diye." ifadesini kullandı.

Sanıklardan Yakup Karakoç da hakkındaki yurt dışı yasağının kalkmasını isteyerek, "Bu olayda hiç kimsenin şahsi meselesi yok. Suçsuzum. Hakkımdaki adli kontrol kararının kaldırılmasını talep ediyorum." dedi.

Sanık Sevim Gölyeri ise "Ben evi yakın diye bağırmadım, ben anaları yaktı, evlatları yaktı diye bağırdım." diye konuştu.

"Kimseyi tahrik etmedim"

Sanıklardan Osman Sarıgün, olay sırasında insanları tahrik ettiği iddiasına ilişkin, "Benim kimseyi tahrik etme niyetim yoktu. Kimseyi tahrik etmedim." ifadesini kullandı.

Hakimin, "'Bizim askerlerimizi öldüren suçlu o.' ifadesiyle neyi amaçlıyorsun?" sorusuna Sarıgün, "Ben öyle bir şey demedim." karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu'nun köyde olduğunu bilmediğini, cenaze namazından sonra Kılıçdaroğlu'nun koruma görevlileriyle tartıştığını iddia eden sanık Koray Demirel de "Korumalardan biri yol vermemi söyledi. Ben çekilemeyeceğimi söyledim. Onlar arabama vurdular. Orada tahrike uğradık, saldırıya uğradık. Annemin şahit olarak dinlenmesini istiyorum." diye konuştu.

Koruma müdürü tanık olarak dinlenildi

Sanık beyanlarının ardından Kılıçdaroğlu'nun eski koruma müdürü Koray Aslan tanık olarak dinlenildi.

Şehit bilgisini bir gün önce aldıklarını ve ertesi gün Koruma Şubeyi arayarak bilgi verdiklerini ifade eden Aslan, şunları anlattı:

"Olay günü sabah 10.03'te polis Zafer Koçer Koruma Şubeyi arayarak şehit cenazesine katılacağımızı söyledi. Ayrıca Milli Savunma Bakanımızın koruma müdürü saat 11.00 sıralarında beni aradı, 'Katılıyor musunuz?' dedi. Ben de katılacağımızı söyledim. Araçtan indiğimizde 'Bay Kemal dışarı. PKK dışarı' şeklinde protestolar başlamıştı. Namaz kılındıktan sonra şehit naaşının konulduğu top arabasının arkasından giderken kalabalığın arasında kaldık. Bu sırada ben 'Evlere gidelim' dedim. Eve girdik, genel başkanı antreye oturttum. Dışarıdaki kalabalığı gözetlemek için cama gittim. Emniyet Genel Müdürü, Milli Savunma Bakanı geldi. Ardından biz polis aracıyla bilmediğimiz bir yoldan çıktık."

Güvenlik tedbirlerinin yetersiz olduğunu savunan Aslan, "Kolluk kuvvetleri yeterince müdahale etmedi. Etrafımızda 20-30 jandarma olsa böyle olaylar yaşanmayacaktı. Bu olay sıradan kalabalığın planlayacağı bir olay değil. Bu planlanmış bir olay. Biz nereye gitsek takip ediyorlardı." diye konuştu.

Aslan'ın beyanının ardından Kılıçdaroğlu'nun avukatı Celal Çelik, görevsizlikle dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesini istedi.

Görevsizlik talebini reddeden mahkeme, davayı 10 Mart'a erteledi.

İddianame

İddianamede, 21 Nisan 2019'da Çubuk'un Akkuzulu Mahallesi'ndeki Yeni Cami'de düzenlenen Şehit Piyade Sözleşmeli Er Yener Kırıkçı'nın cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na yönelik protestolarla başlayan olayların devamında, sözlü ve fiili saldırıda bulunulduğu ifade ediliyor.

Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra Yıldırım Kaya, Murat Emir, Deniz Demir, Barış Bozkurt, Kenan Nuhut ve Cahit Yetişir ile CHP tüzel kişiliğinin "müşteki" olarak gösterildiği iddianamede, Aytuğ Kaan Gök ve Remzi Kaygusuz "mağdur" olarak yer alıyor.

36 sanık, "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama", "kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralamaya teşebbüs", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "görevi yaptırmamak için direnme", "suç işlemeye tahrik", "alenen hakaret" ve "siyasi partilerin maliki olduğu eşyaya zarar vermek" suçlarından yargılanıyor.

Kılıçdaroğlu'na yumruk atan Osman Sarıgün'ün "kamu görevlisini kasten yaralamak" ve "kamu görevlisine alenen hakaret" suçlarından 1 yıl 8 aydan 3 yıl 10 aya kadar hapsi istenirken, diğer sanıklar için 1 ay 15 gün ile 28 yıl 10 ay arasında değişen sürede hapis cezası talep ediliyor.