Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ne yaparlarsa yapsınlar, bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı bu ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'de Menemen Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan, bugünlerde CHP ekibinin, "ülke yandı bitti" diye ortalığı birbirine kattığını ifade ederek, "Halbuki bu ülke onların yönetimde sorumluluk üstlendikleri dönemlerde, hatırlayın CHP'nin iktidarda olduğu dönemde gecelik yüzde 7 bin 500'leri bulan faizleri gördü mü? Kardeşlerim gecelik yüzde 7 bin 500 faiz. Bunun altından kim kalkar?" ifadelerini kullandı.

"Ülke, onların döneminde işsizliğin can yaktığı, başbakanlığın önüne yazar kasa fırlatıldığı sıkıntılı günleri yaşadı mı?" diye soran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tabi bunları şu anda 18 yaş altı grup bilmez. Ama karşımdaki bu heyet bilir. Bu ülke onların döneminde elinde avucunda ne varsa hepsini de tefecilerin yağmaladığı krizlere maruz kaldı mı? Bu ülke onların döneminde bankaların içlerinin boşaltılarak milletin cebinden 100 milyarlarca doların çalındığı ihanetler gördü. Biz onlardan işte böyle bir Türkiye devraldık. Ülkemizde başlattığımız büyük demokrasi ve kalkınma devrimiyle hem 1920'de Meclis açıldığında hem de 1923'te İzmir İktisat Kongresi toplandığında ortaya konan ruhla yeniden dirilttik. Milletimizin tüm kesimlerinin hak, özgürlük, gelişme, yatırım taleplerini hayata geçirerek hem sosyal barışı sağladık hem ülkemizi büyüttük, güçlendirdik."

Geçmişte yıllarca milletin çok ciddi çileler çektiğini ifade eden Erdoğan, "Cumhuriyetimizin değerlerini çatıştırmaya çalışanların oyunlarını biz bozduk. Cumhuru ve cumhuriyeti bir araya getirerek tarihimizin en güçlü sinerjisini oluşturduk." ifadelerini kullandı. Türkiye'nin her karış toprağını ve her ferdini kucaklayan bu büyük atılımın rahatsız ettiği malum çevrelerin boş durmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Partimizi kapatmaya çalışmaktan sokakları karıştırmaya, darbe girişimlerinden ekonomik sabotajlara kadar ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Biz tüm bu süreçte verdiğimiz mücadelede her şeyi çalıştık, çabaladık ama bir şeyi hiç aklımızdan çıkarmadık. Şayet demokraside, özgürlüklerde, sanayide, ticarette, diplomaside, güvenlikte hayata geçirdiğimiz atılımları ekonomide de gerçekleştirerek milletimizin refahını artıramazsak kazanımlarımızı kalıcı kılamazdık. Bunun için meseleyi temelden ele aldık."

İktidara gelir gelmez gelişmekte olan ülkelere karşı en önemli vesayet aracı olarak kullanılan IMF reçetelerini bir kenara bıraktıklarını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

"IMF'yi bu ülkeden kim çıkardı? CHP'nin Parti Sözcüsü IMF ile maşallah el ele, kol kola geziyor. Hala geziyor. Çünkü onlar IMF'nin dilinden anlar. Biz ise 23,5 milyar dolar IMF'ye borç vardı, Mayıs 2013'te parasını ödedik ve gönderdik. Biz buyuz. Merkez Bankası'nın döviz rezervi neydi biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi 127 milyar dolar. Nereden nereye? İşte uygulandığı her yerde başarısızlıkla sonuçlanan, milleti açlığa, işsizliğe, fakirliğe mahkum eden IMF reçeteleri yerine, kendi kalkınma ve ekonomi programımızın altyapısını inşaya başladık."

Attıkları her adımın, yaptıkları her yatırımın, ülkeye kazandırdıkları her eser ve hizmetin gerisinde, Türkiye'yi ekonomik olarak kendi imkan ve kabiliyetleriyle yoluna devam edebilecek bir konuma çıkarma gayesi bulunduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hatırlarsanız ne zaman biz 23,5 milyar dolar IMF borcunu kapatıp, bir daha bu kuruluşla anlaşma yapmayacağımızı ilan ettik, işte o günden beri başımız beladan kurtulmadı. Niye? Boş durmuyorlar. Küresel güvenlik sistemindeki çarpıklıkları ifade etmek için 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz ya işte ekonomide de aynısını söylüyoruz. IMF ve Dünya Bankası gibi kurumlar, bunlar üzerinden küresel ekonomiyi haraca bağlayanlara da 'dünya ekonomisi 5'ten büyüktür' diyerek karşı çıkıyoruz. Ülkemizdeki mandacı iktisatçılar ve mandacı siyasetçiler ise Türkiye'nin cumhuriyet tarihindeki bu en büyük ekonomik kurtuluş mücadelesini tam tersi gibi göstermeye çalışıyorlar. Yıllarca ülkemize dayatılan para ve maliye politikalarının insanımızı işsiz, şirketlerimizi karsız, devletimizi gelirsiz bıraktığını gözlerden saklamak isteyen bu mandacılar, var güçleriyle üzerimize geliyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi üretim, istihdam ve cari denge odaklı bu ekonomi programımızdan geri döndüremeyecekler. Yüksek faizi, enflasyonu, kur tuzaklarını ülkemizin kaderi gibi görenlerin teslimiyetçiliği öğretilmiş bir çaresizliktir. Biz savunma sanayinden sağlığa kadar pek çok alanda bu öğrenilmiş çaresizlik sendromunu aşarak nasıl ülkemizi en ileri seviyelere getirdiysek, ekonomi politikalarında da aynısını Allah'ın izniyle başaracağız."

Erdoğan, yatırım, istihdam, üretim ve bu politikaların altyapısını 19 yıldır inşa ettiklerini belirterek, salgınla birlikte ortaya çıkan küresel ekonomik krizin bu dönüşümü hızlandırma ve neticelendirme fırsatı verdiğini ve yaptıklarının bu fırsatı değerlendirme olduğunu anlattı.