Erdoğan, Türkmenistan ziyareti dönüşünde, uçakta gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı. Erdoğan, "Üretim, istihdam ve ihracatı güçlendirmeye yönelik yeni bir ekonomi modelini hayata geçirdiniz. Faizi olabildiğince düşük tutmayı hedefliyorsunuz. 19 yıllık iktidarınızda hangi şartların olgunlaşmasıyla bu modeli hayata geçirdiniz? Yeni modelin artıları yakın vadede ortaya çıkar mı? Bu süreçte dar gelirlileri rahatlatacak yeni adımlar olacak mı?" sorusu üzerine, iktidara geldikleri ilk günden itibaren, belki de tarihlerinde ilk kez kendi ihtiyaçları, öncelikleri ve gerçeklerine uygun bir ekonomi politikası izlediklerini, buna aynı kararlılıkla devam ettiklerini vurguladı.

Ekonomik olarak da bağımsızlaşma mücadelesi verdiklerini, bu adımları attıkça, içeriden dışarıdan vesayetçilerin dirençleriyle, ekonomiye yönelik türlü saldırılarla karşılaştıklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunların her birini milletimizle birlikte bertaraf ettik. Bizi kendi istedikleri çizgiye çekmek isteyenlerin kur, faiz oyunlarına prim vermedik, vermiyoruz. Büyüme yolculuğumuzda yatırım, üretim, istihdam, ihracat hep önceliğimiz oldu. Felaket tellallarına, mandacı iktisatçılara, ekonomik tetikçilere aldırış etmeden hedeflerimize yürümeyi sürdüreceğiz. Bu ülke bizden önceki yıllarda dünya ortalamalarının çok üstünde oranlarla, yüksek maliyetlerle borçlanmak zorunda bırakıldı. Bu, bağımlılık demekti. Ekonomik olarak bağımlı bir ülke kendi politikalarını elbette hayata geçiremez. Belirlenmiş çizginin dışına çıkmaya çalıştığınız zaman karşılaşacağınız şey şantajdır. Buna karşı koyacak dirayetiniz yoksa istikrarsızlığa mahkum edilirsiniz. İşte biz ülkemizi bu durumdan kalıcı olarak kurtarmak için son 19 yılda sergilediğimiz güçlü siyasi irade ve özellikle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sayesinde bu mücadeleyi gösterebilecek dirayete, imkana kavuştuk. Son günlerde kur üzerinde iktisadi temelleri bulunmayan hareketler nedeniyle yaşanan fiyat artışlarının oluşturduğu sorunları da milletimizin lehine yatırım, istihdam ve üretimle çözeceğiz. Büyüyeceğiz, büyüdükçe milletimiz kazanacak."

Erdoğan, iktidara geldikleri ilk günden bu yana ekonomideki tezlerinin özellikle düşük faiz olduğunu, faiz-enflasyon ilişkisini devamlı "faiz sebep, enflasyon neticedir" diye işlediğini, bu tezinin değişmediğini aktardı.

Bugün de aynı tezi savunduğunun ve buna inandığının altını çizen Erdoğan, "Eğer ben de ekonomi tahsili görmüşsem ve bu ekonomi tahsilinden de öte bazı değerler silsilesi içerisinde de inandıklarım, bilgim varsa, faiz sebeptir, netice değildir. Enflasyon neticedir. Tabii burada bazıları bunun tam aksini savunuyorlar. Bunlar enflasyonun sebep, faizin netice olduğunu savunuyorlar. Peki öyleyse dünyaya şöyle bir bakalım. Şu anda küresel ekonominin egemen olduğu dünyada acaba enflasyon sebep, faiz netice midir? Yoksa faiz mi sebep, enflasyon mu neticedir? Şu anda işte Amerika'da, Avrupa'da enflasyonun geldiği nokta ortada. İsrail’e bakalım… İsrail'de faiz nedir, enflasyon nedir, oranlar ne durumdadır? Buna bakalım. Buna baktığımız zaman bizim tezimizin doğru olduğunu oralarda zaten görüyoruz. Şu anda da ben yine iddiamdayım" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte Türkiye'de gecelik faizlerin 7500'lere vardığını gördüklerini, o dönemde iktidarda CHP'nin olduğunu anımsattı. CHP’nin olduğu bir dönemin faturasını milletin ödediğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Tabii şimdi 18 yaş altı genç kesim, genç kuşak bunları yaşamadı ama bunları biz yaşadık, gördük. Şu anda bu CHP'nin sözcüsü de o dönemin faillerindendir. Hatırlayın bay Kemal, grup konuşmalarında 'Faizi 1'e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz' dedi. Bir insan akşam sabah bu şekilde bir değişiklik gösteremez. 'Faizi 1'e indirin, biz de gelip sizi destekleyeceğiz' diyeceksin, ondan sonra da kalkıp şimdi de faiz indirimine tepki göstereceksin. Tayyip Erdoğan'ın böyle zikzakları yok. Tayyip Erdoğan, zaten en başından beri düşük faizden bahsediyor ve bu faiz inecek diyor. Hiçbir zaman faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan aynı noktadadır. Asla bu konudan taviz vermem. Çünkü bu benim aynı zamanda değerler silsilesi içindeki yapımdır. Bundan taviz veremem ve vermeyeceğim. Biz bu işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek. Çok açık net bütün delilleriyle her şeyiyle ortada. Çünkü faiz lobileri kuduruyor. Ben ne dedim TÜSİAD'a? Hadi buyurun, para sizde, finans sektörü sizde. Niye yatırım yapmıyorsunuz? Arkadaş, sen zengin misin, para sende mi, finans sende mi? Biz sizden bir şey istiyoruz. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, büyüme. Ama biz size bunu söyleyince siz tam aksini söylüyorsunuz. 'Faizi düşürelim' yok…Başta kamu bankaları olmak üzere biz yatırım yapacak olanlara gerekli destekleri vermeye hazırız. Yeter ki yatırım yapın, mevcut yatırımlarınızı büyütün ve bununla birlikte de istihdam oluşsun. İşsizliğin en önemli çözümü istihdam, üretim, ihracat. Arkadan da büyüme geliyor. Büyümede de biz şu anda gayet iyi bir konumdayız ve bu böyle gidecek. Bu işi de başaracağız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ekonomik argümanı bir model şeklinde aktaracak mısınız halka, yoksa eylem düzeyinde mi kalacak?" sorusu üzerine, "Elbette aktaracağım. İnşallah, 15'er gün arayla bazı televizyon gruplarında ortak yayınlara bizzat çıkacağım. Bazı arkadaşlarımı ayrıca çıkaracağım. Onlar da bazı açıklamalar yapacaklar." dedi. Erdoğan, şu anda ihracatta hiçbir dönemde olmayan bir sıçramayı yaptıklarını, Ticaret Bakanı'nın bunlarla ilgili nereden nereye gelindiğini anlatacağını, aynı şekilde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın enerjide nereye gelindiğini göstereceğini vurguladı.

"Düşünün, enerjide bırakın bir gemiyi bir sandal yoktu." diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Şimdi sismik araştırma gemilerimiz var. Üç tane sondaj gemimiz vardı. Şimdi ona bir de dördüncüyü ilave ettik. Dördüncü de sıfır kilometre. Bunları gayet uygun fiyatlarla aldık ve bunlar kendimize ait. Böyle bir şey yoktu. Kiralama ile gidiyorduk. Diyelim ki BP ile anlaşıyorduk. BP geliyordu bizde araştırma yapıyordu. Ama tabii uyanıklık bizdeydi. Biz para vermezdik, 'Araştırmayı yap, kazanırsan yarısı senin yarısı benim.' Shell’e de aynısını söylerdik. Ama şimdi biz kendi gemilerimize sahip çıktık. Onlarla birlikte kendi sularımızda hamdolsun keşifler yapıyoruz. Dünyaya da gemilerimizi kiralama yaparız ve bu kiralamayla yine paramızı kazanmaya devam ederiz."

Erdoğan, "Medyaya yansıyan raporlara göre Ukrayna sınırında 100 bine yakın Rus askeri birikmiş durumda. Birçok ülke şu an çok tedirgin bu durumdan. NATO da çok tedirgin. Türkiye'nin sınırdaki artan gerilime bakış açısı nedir? Hem Rusya hem Ukrayna ile iyi ilişkileri olan Türkiye arabuluculuk rolü oynayabilir mi?" sorusuna karşılık şu cevabı verdi:

"Burada bizim tavrımız belli. Biz özellikle başta Kırım Türkleri ile alakalı yaklaşım olmak kaydıyla, bölgede bir barışın egemen olmasından yanayız. Dost Rusya ile ve özellikle Sayın Putin ile bu tür konuları bu şekilde müteaddit defalar görüştük, görüşüyoruz. Temennimiz odur ki bu bölge savaşın egemen olduğu bir bölge olmasın. Bu bölge barışın hakim olduğu bir bölge olarak geleceğe yürüsün. Bu konudaki tavrın olumlu istikamette gelişmesi arzumuzdur. Bununla ilgili arabuluculuk olur, kendileriyle bu konuyu görüşmek olur... Gerek Ukrayna ile gerek Sayın Putin ile bu görüşmeleri geliştirerek inşallah bunun çözümünde bizim de bir payımızın olmasını isteriz."

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Veliaht Prens Muhammed bin Zayid'in ziyaretine ilişkin "Hakiki Müslümanların sarayın yanında yeri yoktur." ifadesi ile "gayri milli" açıklaması hatırlatılan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Her şeyden önce bu aralar Bay Kemal helalleşmeden bahsediyor. Bir sorun bakalım helal nedir, haram nedir? Madem helalleşmeden bahsediyorsun, helalleşmek isteyen kalkıp da helalleşmek istediklerine bu şekilde gayri milli diye hitap eder mi? Gayri milli diye hitap ettiğin kişiye oy verenler, bu ülkede yüzde 52. Yüzde 52 ile Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi mi? Seçildi. O sebeple 'Helalleşmek nedir Bay Kemal?' diye sormak lazım. Helal ve haramı öğrenmesi lazım. Şu anda parti kuran eski arkadaşları bile 'Bay Kemal'e hakkımı helal etmeyeceğim.' diyorlar. Yani Tayyip Erdoğan'a kalkıp bunu söyleyen adam, sen kiminle helalleşeceksin? Bir defa önce benim sana hakkımı helal etmem lazım. Neden? Kazandığım davalar var. Avukatlarıma 'Daha üzerine gitmeyeceğim, bu davaları iptal edin.' dedim. Ben böyle yaklaşmış birisiyim. Ama görüyorum ki sen şu anda bana ve bize oy veren tabanımıza gayri milli dersen biz seninle asla helalleşemeyiz. Bu şekilde saygısızlık yapan, bizden asla helallik beklemesin."

Erdoğan, "Helalleşme tartışmasıyla alakalı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu çağrısına terör örgütü FETÖ ve PKK'dan olumlu çağrı geldi. Selahattin Demirtaş'ın muhalefet genel başkanlarına miting çağrısı oldu. Bu çağrının aynı gününde Meral Akşener ve Kemal Kılıçdaroğlu miting yapma kararı aldı. 'Erken seçim için elimden gelen her şeyi yapacağım.' dedi. Neler söylersiniz?" sorusunu, şöyle cevapladı:

"Elinden gelen her şey neymiş? Şu anda AK Parti Genel Başkanı olarak ben, MHP Genel Başkanı olarak Sayın Bahçeli, aynı şekilde Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı olarak Sayın Destici açıklamalarımızı yaptık. Bu işin tarihi Haziran 2023 dedik. Bu değişmeyecek. Bunu bir kere de değil, defaatle söyledik. Kulağı var duymuyor, gözleri var görmüyor. Bunları bu kadar açık söyledik. Sizin gücünüz bu ülkede bir erken seçim kararı almaya yeter mi, yetmez mi? Yetmez. Daha neyi konuşuyoruz, neyi tartışıyoruz. Her şey bu kadar açık ve net ortada. Boşuna uğraşıyorlar. Adeta boş teneke çalıyorlar. Allah nasip ederse Haziran 2023 seçim tarihidir. Türkiye artık ilan edilmiş olan seçim tarihlerine alışacaktır."

"İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Sağlık Bakanı'mızın Almanya'da yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye'deki tedavilerine yönelik çalışmalarına karşı çıktı. Bu siyasal kültürümüzde olmayan bir şey. Siyasal kültürümüz mü dönüşüyor, bu iş nereye varacak?" soruna Erdoğan, "Bizim böyle bir derdimiz yok. Olsa olsa Millet İttifakı'nın böyle bir yaklaşımı olabilir. Bunlar da kimdir Bay Kemal'dir, Bayan Meral'dir, HDP'dir. Bunlarda nedense mültecilere karşı, ülkemize gelen göçmenlere karşı böyle bir düşmanlık var. Biz ise böyle bir düşmanlığı yapamayız." cevabını verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de 5 milyon civarında mülteci olduğunu belirterek, bu kişilere ev sahipliği yaptıklarını, ellerinden gelen ilgiyi ve alakayı gösterdiklerini dile getirdi. Milletin değerleri içinde ev sahipliğinin farklı bir yer tuttuğuna işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunu da biz devam ettiriyoruz. Bundan sonra da devam ettireceğiz. Biz şu anda Suriye'nin kuzeyinde tek katlı briket evler yapıyoruz. Bu briket evler öyle bir ateşleme meydana getirdi ki, şimdi bazı ülkeler diyorlar ki, 'Bize bir proje sunun, tek katlı değil iki katlı, üç katlı konutlar yapalım, Türkiye'ye gelmiş olan mültecilerin kendi yurtlarına, kendi topraklarına dönmesini sağlayalım.' Şimdi arkadaşlarımızla birlikte bunun çalışması içindeyiz. İçişleri Bakanlığımız bu işi yakından takip ediyor. İnşallah bu adımları da atacağız. Biz o merhametsizliği yapamayız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gasp ve yaralama gibi birçok suçtan kaydı bulunan bir kişinin hiçbir kontrol olmadan metroya bıçakla girebiliyor olması, kamusal alanda şiddetin önlenmesiyle ilgili endişeleri artırdı. Daha önce şiddete karışmış kişileri, HES kodu benzeri bir sistemle çeşitli kamusal alanlardan alıkoymak mümkün olabilir mi?" sorusuna da "Bu söylediğiniz İçişleri Bakanlığımızın gündeminde. Her türlü tedbiri alacağız. Yoğun bir şekilde bunların üzerine gideceğiz. Giriş kontrollerini ya da içeride polisiye tedbirleri artırmak noktasında gerekli adımlar atılıyor, atılacak." yanıtını verdi.