Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, yeni hükümet modelinin devlet yönetiminde büyük zaafa neden olduğunu, ekonomik krizi korkunç bir pahalılığa, işsizliğe ve yoksulluğa dönüştürdüğünü savundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Haziran 2018 seçimlerinden birkaç gün önce, 19 Haziran 2018'de "Siz bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla, bunla nasıl uğraşılır görün." dediğini hatırlatan Öztrak, bu sözün üzerinden tam 3 yıl 7 ay 2 gün geçtiğini bildirdi. Öztrak, "Milletimiz o günden bu yana, 4 ayrı Merkez Bankası Başkanı, 3 ayrı Hazine ve Maliye Bakanı gördü. Erdoğan’ın faizi, şunu, bunu eline yüzüne nasıl bulaştırdığını da gördü." dedi. Öztrak, şöyle devam etti:

"Erdoğan, 19 Haziran 2018’de yüzde 17,75 olan politika faizini 2021’in ortasında önce yüzde 19’a kadar yükseltti. Sonra yıl sonuna doğru 'Faiz sebep, enflasyon netice.' safsatalarını tekrar torbadan çıkardı. Yetmedi 'Faizi indirmek, nassın gereği.' dedi. Politika faizini üç ayda, zorla yüzde 14’e indirtti. Peki, milletin faizi ne oldu? 3 yıl 7 ay 2 gün önce, ihtiyaç kredisi faizi yüzde 24'tü, bugün aynı faiz yüzde 32. Taşıt kredisi faizi yüzde 22'ydi, şimdi yüzde 28. Bazı bankalar yüzde 46 faizle ticari kredi veriyor. Erdoğan politika faizini politikacı faizine çevirdi. Milletin faiz yükü düşmedi, arttı. Piyasanın gerçekleri, Erdoğan’ın safsatalarını ezip geçti.

Peki Erdoğan’ın 3 yıl 7 ay 2 gün önce, 'Şunla, bunla nasıl uğraşılır.' derken, kastettiği diğer şeyler ne oldu? O gün dolar kuru 4 lira 72 kuruştu, bugün 13 lira 47 kuruş. O gün enflasyon yüzde 12’lerdeydi, bugün yüzde 36’larda. Erdoğan Roma’yı yakıp, keyifle seyreden Neron misali, 84 milyonluk güzelim ülkeyi 800 milyar dolarlık ekonomiyi, 3 yıl 7 ayda yangın yerine çevirdi. Şimdi de keyifle seyrediyor. Yangını söndürmek isteyen itfaiyecileri, iş başına getirecek erken seçimi de engelliyor."

Erdoğan'ın aylardır, "Faiz sebep, enflasyon netice. Faiz düşerse enflasyon da düşer" dediğini aktaran Öztrak, "Ama dün bu iddiasını bir anda unuttu. Enflasyon coşarken, bu defa politikacı faizini indirmedi. Faiz indirimine 'nas' diyen Erdoğan, dün 'pas' dedi." ifadesini kullandı.

"Son 20 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyoruz."

Öztrak "makyajlı TÜİK" rakamlarıyla bile tüketici enflasyonunun yüzde 36 olduğunu belirterek "Üretici enflasyonu yüzde 80. Son 20 yılın en yüksek enflasyonunu yaşıyoruz. Enflasyonda dünyanın şampiyonlar ligindeyiz." dedi.

Türkiye enflasyonunun ABD ve Avro Bölgesi'nin toplamının 3 katı olduğuna değinen Öztrak, enflasyonda "turpun büyüğünün ise heybede" olduğunu ileri sürdü. En az yüzde 50’lik tüketici enflasyonunun kapıda olduğunu iddia eden Faik Öztrak, şöyle konuştu:

"Ama Erdoğan’a göre enflasyon düşüşe geçmiş ve bu kesinmiş. Bugün bu ülkede şu karda kışta, insanlarımız bir somun ekmeği ucuza alabilmek için saatlerce Halk Ekmek kuyruklarında bekliyor. Erdoğan’ın kalp gözü, milletimize kapandı. Zamları otomatiğe bağladı. Dolar çıkarken de her şeye zam, dolar düşerken de her şeye zam. Akaryakıt fiyatlarındaki artış sadece vatandaşı değil, akaryakıt bayilerini de eziyor. Geçen yıl çiftçi, traktörünün deposunu 735 liraya dolduruyordu. Artık aynı depo 1581 liraya doluyor. Erdoğan mazota son bir yılda yüzde 115 zam yaptı. Bir çuval üre gübresi almak için, çiftçi geçen yıl ödediğinin yedi katını ödüyor. Erdoğan, gübreye bir yılda yüzde 600 zam yaptı. Çiftçi bu maliyetlerle ne yapacak, nasıl üretecek? Bir de çıktı, 'Çiftçiye desteği gerekirse artırabiliriz' dedi. Çiftçi tarlasına giremiyor. Destek şimdi değilse ne zaman gerekecek?

Sanayici de zor durumda. Ara malı fiyatları son bir yılda yüzde 92, enerji fiyatları yüzde 123 arttı. Elektrik, gaz faturaları, organize sanayi bölgelerindeki sanayicimizi perişan etti. Bunlar yetmezmiş gibi, sanayiciye gaz tedarikinde de sıkıntılar başladı. Son bir yılda doların TL karşısındaki değerinin yüzde 75 artmasına bakıp, ihracatı teşvik ettiklerini sanıyorlar."

Ülkede yediden yetmişe herkesin mustarip olduğunu savunan Öztrak, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "165 milyar liralık fedakarlık yaptık" diyerek milletle "alay ettiğini" söyledi. Öztrak, "El insaf. Siz ülkenin tapusunu üzerinize mi geçirdiniz? Kimin malını kime veriyorsunuz? Siz neden fedakarlık yaptınız? Saraylarınızdan mı fedakarlık yaptınız? Sıra sıra uçaklarınızdan mı fedakarlık yaptınız? Milyonluk Mercedeslerinizden mi fedakarlık yaptınız? İçtiğiniz efulilerden mi fedakarlık yaptınız? Hayır. Hiçbirinden fedakarlık yapmadınız. Fedakarlığı milletimiz yaptı. Milletimiz ucuz halk ekmeğini, 99 liralık ayçiçek yağını almak için ayazda saatlerce bekliyor. İnsan 'Fedakarlık ettik.' demeye utanır." diye konuştu.

Erdoğan'ın Türkiye'yi "çift paralı bir ülke" olmaktan çıkartmaktan bahsettiğini, herkesten destek istediğini aktaran Öztrak, "Bunu kim söylüyor? Yandaş müteahhitlerine dolarla, avroyla gelir garantisi veren, Hazinenin iç borçlanmasını dövizle yapan, Türk lirası mevduatı bile dolara endeksleyen Erdoğan söylüyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Madem Türkiye çift paralı ülke olmaktan çıkacak, önce millete siz örnek olacaksınız. Yandaşlarınıza dağıttığınız dolarlı, avrolu gelir garantilerini, hiç vakit kaybetmeden, Türk lirasına çevireceksiniz." görüşünü aktardı.

"Yeni ekonomi modeli" denirken 1970’lerin "Dövize Çevrilebilir Mevduatı"nın milletin önüne ısıtılıp yeniden konduğunu ileri süren Öztrak, zorunlu döviz devirleri, döviz tahsislerinin geri geldiğini söyledi. "Çin işi, Japon işi, Türk işi derken, ortaya Sovyet işi" çıktığını söyleyen Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Türkiye’nin bu yeni yaklaşımını, başka ülkeler de uygulamaya başladı." diyerek milletle dalga geçtiğini belirtti.

Erdoğan’ın yeni dediği bu yaklaşımları, dünyada bir tek Venezuela'nın uyguladığını ve sonucun ortada olduğunu vurgulayan Öztrak, Venezuela'nın yüzde 686 enflasyonla dünya şampiyonu olduğunu, milli gelirinin ise 352 milyar dolarlardan 45 milyar dolarlara gerilediğini anlattı.

"Önümüzdeki günlerde para matbaası daha da hızlanacak"

Ekonomide üretilen malın az, basılan paranın ise çok olması halinde sonucun daima enflasyon olacağını dile getiren Öztrak, Türkiye’de de para matbaasının bir süredir hızlı çalıştığını savundu. Öztrak, şöyle konuştu:

"Önümüzdeki günlerde para matbaası daha da hızlanacak. Yıl sonunda Merkez Bankasının bilançosunu apar topar, bir gecede makyajladılar. O güne kadar 70 milyar zarar etmiş bankayı, 60 milyar lira kara geçirdiler. Hazine sıkıştı. Kağıt üstündeki karı, bir an önce bütçeye aktarmak istiyorlar. Bunun için nisan ayında yapılacak, Merkez Bankası Genel Kurulu'nu, 3 Şubat'a çektiler. Öyle gözüküyor ki banknot matbaası fazla mesai yapacak. Para basacak. Bununla da Hazine, şubat ve mart aylarındaki yüklü borçlarını ödeyecek. Bir başka hazırlık da kamu bankalarında. Hazine, Ziraat Bankasına 22,5 milyar lira, Halk Bankası ve VakıfBank'a ayrı ayrı 13,5 milyar lira, katılım bankalarına da 2 milyar lira sermaye verecek. Kamu bankalarının sermayesi bir önceki kredi genişlemesinde kediye yüklenmişti. Anlaşılan kedi bu yüke dayanamadı, milletin vergileriyle, kedinin cenazesini Hazine kaldıracak. Hükümet yine bildiğini yapacak, yeni bir kredi genişlemesine gidilecek. Korkarım bu sürecin sonu, hiperenflasyon kapısının aralanmasıdır."

Ekonomide güveni sağlayacak, riskleri ve enflasyonu düşürecek, kapsamlı, güçlü çıpalara sahip bir strateji eşliğinde enflasyonun rahatlıkla kontrol altına alınabileceğini savunan Öztrak, bunun için yapılması gereken ilk işin ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının başına, liyakatli bir ismin atanması olduğunu söyledi. Stratejik Planlama Teşkilatının hızla kurulması gerektiğini de belirten Öztrak, Kamu Özel İşbirliği Projelerinin bütçeye yükünün hafifletilmesi, dövizle belirlenen tarifeler ve gelir garantilerinin de acilen Türk lirasına çevrilmesi gerektiğini söyledi.

Kamu bankalarının kime kredi vereceğine hükümetin müdahale etmemesi gerektiğini vurgulayan Öztrak, beşinci adım olarak dünya standartlarında bir Kamu İhale Kanunu çıkarılması gerektiğini söyledi.

Bütçe disiplinini sağlayan mali çapaların yeniden güçlendirilmesi, gerekirse yeni mali çapalarla desteklenmesi gerektiğini aktaran Öztrak, ekonomide sağlanacak güven iklimiyle, yabancı tasarrufların ülkeye akacağını savundu. Bütçede yaratılan imkanların krizde en fazla zarar gören, dar gelirli ve dezavantajlı kesimlerin rahatlatılmasında kullanılmasını öneren Öztrak, tarıma da özel önem verilmesi gerektiğini söyledi. Öztrak, "En önemli adım olarak ülkemizde hukukun üstünlüğünü, iyi yönetişim ve yargı bağımsızlığını sağlayacak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş programının açıklanması ve uygulanmaya başlamasıdır. Bu sadece, Türkiye’de can ve mal güvenliği konusunda rahatlama sağlamayacak, aynı zamanda Türkiye’nin dünya değerler ligi içindeki konumunu da belirlemiş olacaktır. Bunlar ülkemizde yatırım iklimini yeşertecektir. Türkiye, küresel arz zincirlerinde hak ettiği yeri alacaktır." değerlendirmesini yaptı.

Faik Öztrak, açıklamalarının ardından soruları yanıtladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun dün akşamki yemeği hatırlatılarak, "Muhalefette Ahmet Davutoğlu çatlağı olduğu, yaşananların tatlıya bağlanması için dün yemekte bir araya geldikleri iddiası var, siz ne dersiniz?" sorusu üzerine Öztrak, "Kimse boşuna Millet İttifakı'nda fay hattı aramaya kalkışmasın. Ülkeye demokrasiyi getirmek gibi son derece önemli bir göreve talip olan partiler arasında çatlak falan olmaz." yanıtını verdi.

Davutoğlu'nun Millet İttifakı'nın isminin değişmesi yönünde talebi olduğu iddialarının ve yemekte nelerin konuşulduğuna dair bir soru üzerine Öztrak, yemekte Türkiye'nin öncelikli ve ağır sorunlarının tartışıldığını bildirdi. Yemekte olmadığı için ne konuşulduğunu da bilemeyeceğini aktaran Öztrak, "Sanıyorum o yemekte ittifak da görüşülmüştür. Türkiye'nin bütün sorunlarını çözecek Millet İttifakı'dır. Sayın Davutoğlu ile ilgili sorunun muhatabı kendisidir. Onunla ilgili soruya yanıt vermek siyasi etik çerçevesinde doğru değildir." dedi.

Bilecik Belediye Başkanının danışmanının rüşvet alırken yakalanmasına ilişkin soru üzerine Öztrak, Belediye Başkanının konuyla ilgili açıklama yaparak suç işleyen kim olursa olsun gereğinin yapılacağını söylediğini aktardı. Hakkında iddialar bulunan kişinin görevinden alındığını belirten Öztrak, "Biz rüşvet alanı büyükelçi atamayız, işten atarız" dedi.

Katar ve BAE ile yapılan swap anlaşmalarına yönelik soru üzerine Öztrak, Merkez Bankasının döviz kasasının lastik şambreline çevrildiğini, her patlakta swapla bir yama yapıldığını söyledi. Öztrak, "Ama artık şambrelin yama tutacak hali kalmadı. Merkez Bankasının swap anlaşmaları 28 milyar dolara ulaştı. Bunun 20 milyar dolarlık kısmını Katar ve BAE ile yapılan anlaşmalar oluşturuyor. Türk lirası ile Katar riyali takas ediliyor. Bu sanki dolar cinsinden rezerv gibi kayda geçiriliyor. Aslında olmayan emanet paralarla dibi delik kovaya su boşaltılıyor. Riyalden, dirhemden bizim ekonomimize merhem olmaz." diye konuştu.

TÜİK'in bazı ürünler için internetten alınan fiyatların da enflasyon hesaplamasında kullanılacağını açıkladığı belirtilerek, buna ilişkin değerlendirmesi sorulan Öztrak, TÜİK'in attığı her adımda enflasyonu daha düşük gösterme çabasında olduğunu düşündüklerini kaydetti.