Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı, Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. İlhan, vaka sayılarının 5-6 binlerde seyrettiğini ve artış göstermemesindeki en büyük etkenin aşılama olduğunu söyledi.

Prof. Dr. İlhan, "Aşılama olmasaydı geçen yılın aynısını yaşardık, bu yıl da rakamlarda daha yüksek seviyeleri görebilirdik. Bayramdan sonra çok olağan dışı bir şey olmazsa, vaka sayısının günlük olarak ağustos ortası sonuna doğru daha aşağıya doğru geleceğini öngörüyorum" dedi.

Prof. Dr. İlhan, Türkiye'de de görülen Delta, Delta plus varyantına ilişkin de, "Delta, Delta plus ülkemizde görülüyor. Ocak ayında da İngiltere varyantı ortaya çıkmıştı. O zaman da şu görüşü dile getirmiştim; Anadolu'da birden fazla ilimizde bu varyant varsa mutlaka Türkiye'nin diğer illerinde de gözükebilir. Neredeyse Türkiye'de hakim olan suş bir ara İngiltere varyantı oldu. Bulaşıcılığı yüksek varyantlar bir süre sonra o ülkede hakim olan suş olabilir. Burada esas önemli olan bu değişen suşun esas öldürücülüğünün artıp artmaması önemli. 'Ne kadar çok kişiyi öldürüyor, değişiyor mu değişmiyor mu' buna bakmak gerekiyor. Dünyadan edindiğimiz bilgilere göre; Delta varyantına sahip kişilerin vefatları ile sahip olmayanlar arasında bir fark olmadığı yönünde. Bu çok önemli bir gelişme. Biliyorsunuz virüsler genelde iki tür mutasyona uğruyorlar. Bulaştırıcılığın artması ya da azalması, öldürücülüğün artması ya da azalması. Şu an için öldürücülüğü değişmiş bir koronavirüs söz konusu değil. Önemli olan, virüsün bulaşma yolu değişmedi. Halen kişiden kişiye, yakın mesafede, kapalı alanda bulaşıyor, kalabalık ortamları seviyor. Virüsten korunma yolu da değişmedi. Virüsün ağır hastalık yapmasını engelleme yolu da değişmedi, bunun da yolu aşı. Aşı yaptığımız taktirde ancak korunabiliyoruz. İki doz aşılı olup da Delta olmasa da hasta olan vatandaşlarımız var; ama sayı çok az. Tıpta hiçbir şey yüzde 100 değil. Yüzde 95'lere varan etkinliklerde olan aşılar şu an elimizde, çok güçlüler, Delta'dan da korunmamız için bunları kullanmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.

Prof. Dr. İlhan, gençlerin aşıya ilgisini arttırmak amacıyla maçlara, tiyatroya, sinemaya, konsere girişte aşı şartı getirilip getirilmeyeceğine ilişkin de, "Vatandaşlarımızı 'aşılı, aşısız' diye ayırmamız doğru değil, bu benim kişisel görüşüm. Ama herkesi aşıya inandırmamız, davet etmemiz gerekiyor. Elbette ülkemizde aşı zorunlu değil; ama hepimiz şahit oluyoruz ki ne kadar çok aşı olursak o kadar çok koronavirüs ile mücadelede başarılı oluyoruz. Bilim insanları, ülkemizin cumhurbaşkanı, bakanları, siyasi parti liderleri herkes aşısını oldu, herkes topyekun mücadele içinde. Bir an önce normal hayata dönmemiz için herkesin aşı olması gerekiyor. Bir ayrım yapmanın ben çok doğru olmayacağını kanısındayım. Daha önce kısıtlama zamanında bunlar düşünülmüştü; seyahat için, iller arası kısıtlamalar için çok zor bu, böyle ayrım yapmak yerine herkesi aşıya teşvik edecek yaklaşımlarda bulunmak daha doğru olacaktır" dedi.