Çınar Ayser ÇINAR - ''Pazartesi Söyleşileri''nin bu haftaki konuğu olan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, bölgedeki son gelişmeleri, İstanbul’daki müsilaj meselesini, muhalefetin erken seçim tartışmalarını ve gündeme dair birçok konuyu Yeni Journal’a değerlendirdi. Eronat, yaptığı açıklamalarla Millet İttifakı’nı adeta bombardımana tuttu…

Muhalefet partilerinin erken seçim gündemiyle ülke ekonomisine ‘’zarar verdiğini’’ söyleyen Oya Eronat, ‘’Erken seçim derlerse yabancı yatırımcıların ülkemize gelme ihtimali azalır. Bunlar ülke bölünsün, batsın istiyorlar. Yerle yeksan olsun ama yeter ki Erdoğan gitsin. ABD Başkanı Joe Biden’dan medet umuyorlar. Bir dış güçten ülkeyi şekillendirmesini bekliyorlar. Bir de çıkıp bağımsızlıktan, demokrasiden bahsediyorlar’’ ifadelerini kullandı.

RENKLİ CEKET GİYEMEZDİM

2 dönemdir Diyarbakır’dan Milletvekili seçiliyorsunuz…Seçildiğiniz ilk yıla kıyasla bugün Diyarbakır’da nasıl değişimler var? Kentteki son durum nedir? Parti olarak neler yapıyorsunuz?

Benim en büyük acım hep Diyarbakır oldu. İki dönemdir milletvekiliyim ve daha yeni yeni renkli ceketler giyiyorum. Mavi, beyaz, kırmızı ceketler…Milletvekili olduğum ilk dönem, dört yıl boyunca siyahtan başka renk giyemedim ve boynumda hep koyu renk fular olurdu. Neden biliyor musun? Bir telefon gelirdi, ‘’şehit var’’ derlerdi, apar topar kalkar giderdik ve boynumuzdaki fularlar şehit cenazelerinde başörtümüz olurdu. Diyarbakır’da şimdi silah sesleri yok, uçurtmalar, yamaç paraşütleri var. Hani ilçesinde yer alan Pir Aziz Türbesi’nin eteklerinden bugün yamaç paraşütçüleri atlıyor. Biz eskiden haberlerde hep şu cümleleri duyardık; Diyarbakır kırsalında patlama, Diyarbakır’da çatışma, Diyarbakır’da şehit haberleri…Ömrümüz hep bu cümlelerle geçti. Ama şimdi televizyonlarda Diyarbakır uçurtma, paraşüt haberleriyle gündem oluyor. Gençliğimde ‘’Uçurtmayı Vurmasınlar’’ diye bir film vardı. Sosyal mesajlarla dolu bir filmdi. Filmdeki uçurtma özgürlüğün sembolüydü. Pir Aziz’deki uçurtma şenliğindeki uçurtmalar da bugün bizim özgürlüğümüzün sembolü. Biz artık terör örgütünün baskısı olmadan özgürce şehrimizde gezebiliyoruz. Bugün evlat nöbetindeki annelerin oturması da bunun bir işaretidir.

OLASI BİR SEÇİM 2023’TE!

Muhalefet partilerinin son günlerde neredeyse tek gündemi erken seçim…Siz İktidar partisinin bir milletvekili olarak bu gündemi nasıl yorumluyorsunuz?

Olası bir seçim 2023’tedir! Gündemimizde erken seçim diye bir şey yok. Neden olsun ki? Ülke olarak yeni yeni pandemiden çıkıyoruz, enerji bulmuşuz neden seçime gidelim? Kaldı ki muhalefet partilerinin oylarında gram yükselme yok.

Misal CHP’ye bakın. Ülkeyi yönetme konusunda herhangi bir programı var mı, hayır! İyi Parti’nin bir programı var mı, hayır! Peki ne istiyorlar? Erdoğan’ı devirmek! Başka hiçbir argümanları yok. Erken seçim olmayacağını onlar da çok iyi biliyorlar. Fakat bugün gözlemlediğimiz kadarıyla muhalefet partilerinde rahatsızlık var. Örneğin İyi Parti tabanı savruluyor. Akşener milliyetçi mi, HDP’ye yakın bir parti mi? Gittiği yerlerdeki ikazlara bakın. Halkın uyarıları hangi yönde oluyor? Diyorlar ki sen HDP ile PKK ile işbirliği yapıyorsun. O imaj oluşmaya başlamış. Şimdi bu imaj fazla olmadan seçime gidelim diyorlar.

JOE BİDEN’DAN MEDET UMUYORLAR!

CHP’ye bakalım; Mehmet Ali Çelebi partiden istifa etti, Muharrem İnce yeni bir parti kurdu, Mustafa Sarıgül yeni parti kurdu. Bakın CHP’nin içinde ulusalcı bir kesim var. Bunlar Atatürkçü, vatanını, milletini seven insanlar. Peki HDP’ye bakın; Atatürk’ten nefret eden bir parti. Bir kez olsun ağızlarına Atatürk ismini almış değiller. E şimdi oradaki ulusalcılar bu durumdan rahatsız, İyi Parti içindeki milliyetçiler rahatsız. Onların dağılmasını engellemek için sürekli bir erken seçim argümanı tutturuyorlar. Bir de orada bir hainlik var. Erken seçim derlerse yabancı yatırımcıların ülkemize gelme ihtimali azalır. Bunlar ülke bölünsün, batsın istiyorlar. Yerle yeksan olsun ama yeter ki Erdoğan gitsin. ABD Başkanı Joe Biden’dan medet umuyorlar. Bir dış güçten ülkeyi şekillendirmesini bekliyorlar. Ben bir insan olarak, ailemin bile beni yönetmesine belli bir yaştan sonra izin vermem, vermemeliyim. Ama onlar bunu istiyor. Bir de çıkıp bağımsızlıktan, demokrasiden bahsediyorlar.

AKŞENER SÖZDE ASENA MİLLİYETÇİLİĞİNE SOYUNUYOR

Muhalafet partilerinin olası bir seçimde ittifak yapacağı ve cumhurbaşkanlığı için ortak aday belirleyeceği çokça konuşulan konular arasında. Partilerden yapılan açıklamalara baktığımızda ise henüz kesinleşmiş bir ‘’ittifak’’ veya ‘’ortak aday’’ ismi yok. Siz bu gündemi nasıl değerlendiriyorsunuz?

CHP ile HDP’nin ortaklık yaptığı ilk günden belli. Daha önceki konuşmalarımda da söyledim; CHP içine HDP kaçmış bir partidir. Ortak hareket ediyorlar. Ben CHP’nin HDP ile ortaklık yapmasını eleştirmiyorum. Ama bu ortaklık iyi bir şey ise, neden aleni yapmıyorsunuz? Kötü bir şey ise, neden ortaklık yapıyorsunuz? Soru bu. Neticede Meclis’te olan bir siyasi partidir. Onlarla görünmekten çekiniyorsanız neden ortaklık yapıyorsunuz? Burada ciddi bir samimiyetsizlik var. HDP’nin buna karşı çıkacağını düşünüyorum çünkü Mithat Sancar’ın bu konuya ilişkin bir açıklaması oldu. Geçtiğimiz günlerde Meral Akşener, ‘’Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP kendi adayını çıkarsın’’ şeklinde bir açıklama yaptı. Şimdi burada amaç şu; Akşener, Millet İttifakı olarak kendisiyle CHP’yi görüyor. Bir de küçük ortakları Saadet partisi. Akşener büyük ihtimalle şöyle düşünüyor; Millet İttifak’ının adayı olursam HDP ile İyi Parti yan yana duracak. Sözde ‘’Asenalığa’’ oynayan bir parti liderinin HDP ile yan yana durması mümkün değil. Milliyetçilikse hepimiz ülkemizi çok seviyoruz o ayrı. Hayır ben ‘’Asena’’ milliyetçiliği yapacağım diyorsanız o zaman HDP ile yan yana duramazsınız. Akşener, ‘’HDP kendi adayını çıkarsın’’ diyor, Millet İttifakı’nın da adayı tek olsun ki gönlünden geçen de kendi adaylığıdır, bunu birkaç kez deklare etmişti zaten. İlk seçimde iki turlu seçim olursa, ilk turda Millet İttifakı’ndan en yüksek oyu alan, ikinci turda HDP tarafından da desteklenebilir. Böylece HDP’den alacağı oyu legalleştirmeye çalışıyor. Asıl mesele budur. Fakat HDP de bu oyuna gelmeyecek gibi görünüyor. Mithat Sancar, geçen gün yaptığı açıklamada, ‘’HDP’nin ne yapıp ne yapmayacağına Akşener karar veremez’’ demişti.

HER ŞEY GÜZEL OLACAK DEDİ, DAHA DA KÖTÜ OLDU

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin MYK toplantısının ardından yaptığı konuşmada CHP yönetimini eleştirerek, ‘’Siz iktidar olsanız bu milleti perişan edersiniz’’ demişti. Muharrem İnce’nin bu konudaki yorumuna ne diyorsunuz?

CHP iktidar olursa İstanbul’un halini görüyorsunuz. Ekrem İmamoğlu seçime giderken, ‘’Her şey çok güzel olacak’’ dedi, her şey çok daha kötü oldu. Bugün İstanbul’da denizi saran müsilajı görüyorsunuz. Doğa verdiğini geri alır. Siz doğaya ne veriyorsanız onu alırsınız. İstanbul’da dikey bahçeler vardı. Havaalanına indiğimiz zaman içimiz açılırdı. Neticede turistlerin en çok ziyaret ettiği şehirdir İstanbul. O muhteşem dikey bahçelerin hepsini söktüler. Yeni bir şey yapmıyorsan bari güzel olanı koru. E şimdi halk İstanbul modelini görüyor. İstanbul’da çöp dağları oluştu. Çöpü toplamazsan, atık projelerine önem vermezsen, trafiğe önem vermezsen, güzeli korumazsan yaptığın icraatlar belli olur ve kimse de artık seni desteklemez. Bu millet akıllıdır. Kalkıp da kendini yönetemeyecek insanlara oy vermez.

HDP KÜRT PARTİSİ DEĞİLDİR, KÜRTÇÜLERİN PARTİSİDİR

AK Parti Diyarbakır Milletvekilisiniz ve bölgeyi yakından bilen bir isimsiniz. Olası bir seçimde sizce Kürt seçmenin tercihi ne olur?

Kürt seçmen HDP’ye oy veriyor mu? Elbette veriyor. Ama Kürt seçmen AK Parti’ye de çok oy veriyor. Son seçimlerle, yerel seçimlerde Kürt seçmenin çok büyük bir bölümünün AK Parti’ye oy verdiğini de görüyoruz. HDP Kürtler’in temsilcisi değildir. Evet Kürtler’den oy alır. Ama Kürtçülerin temsilcisi midir? Evet. HDP Kürt partisi değildir ama Kürtçülerden oy alan bir partidir.

Oysaki AK Parti, ırk, dil, din, mezhep ayırt etmeyen bir partidir. AK Parti, muhafazakar olmasına rağmen Ermeni cemaatiyle, Yahudi cemaatiyle sıkı bağları olan, azınlıkların haklarını koruyan bir partidir. 2014 yılında parti adına yurt dışında çeşitli çalışmalar yaptım. Oradaki azınlıklarla bir araya geldim. Hepsinin bizden bir talebi vardı. Örneğin Mardin’deki Mor Gabriel Manastırı’nın yönetiminin tekrar Süryaniler’e verilmesi, yine boğazda Ermeni vakıflarına, Süryani vakıflarına ait olan malların iadesi edilmesi gibi…Biz bunları raporlar halinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilettik ve hiçbir talepleri reddedilmedi.

Yakın zamanda da Ermenistan-Azerbaycan savaşı sırasında Meclis’te alt komisyon kurduk. Savaştaki hak ihlalleri için. Azerbaycan’a gittiğimiz gibi, İstanbul’daki Ermeni cemaatleriyle de görüştük. Patrik’le görüştük, Agos Gazetesi’ni ziyaret ettik. Cumhurbaşkanımızdan hiç şikayetçi değiller. Hatta bizimle birlikte görüşmede CHP milletvekilleri vardı, onlar AK Parti’yi eleştirir bazda bir iki cümle kurmaya kalktıklarında da, ‘’Hayır, biz AK Parti döneminde bütün haklarımıza kavuştuk. Kaybettiğimiz arazilerimizi yeniden aldık’’ dediler. Yakın zamanda kaybettiğimiz çok kıymetli vekilimiz, arkadaşımız Markar Esayan’ın kilisedeki cenazesine Cumhurbaşkanımız eşi Emine Erdoğan’la birlikte katıldı.