Çınar Ayser Çınar / Pazartesi Söyleşileri'mize bu hafta ekonomide yaşanan sıkıntı nedeniyle zor zamanlar geçiren vatandaşları konuk aldık. Türkiye’nin her yerinden gelen insanların Ankara’daki vazgeçilmez ortak durağı olan Kızılay Meydanı’nda vatandaşlara mikrofon uzattık. Emekli, memur, işçi, esnaf ve öğrenci başta olmak üzere sokaktaki her kesimden vatandaş, ekonomide gelinen son durumu değerlendirdi.

Patlamaya hazır bomba gibi olan vatandaşların isyanı, yaşanan krizin ne denli korkunç bir boyuta ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Peş peşe yapılan zamlar başta olmak üzere ekonomide oluşan enkazın altında ezilen vatandaşlar, ekonomi politikasını sert sözlerle eleştiriyor. Siyasilerin açıklamalarını ve ekonomistlerin yorumlarını artık ‘’kaale’’ bile almayan vatandaşlar, iktidar partisi kadar muhalefete de kızgın ve öfkeli.

İşte Yeni Journal mikrofonuna konuşan vatandaşın feryadı;

YÜKSEK SESLE SÖYLÜYORUZ; GEÇİNEMİYORUZ!

Gülsen Han (Özel sektör çalışanı): ‘’Nakliye işi yapıyorum, benzinin, mazotun fiyatı ortada. Dövizin doların ne durumda olduğunu görüyorsunuz. Bu koşullarda geçim sıkıntısı yaşamayan yoktur. Geçinemiyoruz, bunu daha ne kadar yüksek sesle söylememiz lazım?’’

ALDIĞIM MAAŞ MARKET ALIŞVERİŞİNE BİLE YETMİYOR

Derya Boztepe (Emekli): ‘’Emekli maaşım bin 615 TL ve bu market alışverişine bile yetmiyor. Gerçekten çok sıkıntılı bir süreç ama ben bu sıkıntılı süreçte bile en alt gruptan daha iyi bir seviyede olduğumu düşünüyorum. Düşünün ki şu an ülkede bu parayı bile kazanamayanlar var. En azından başımı sokacak bir evim var. Geçen yıla kadar Tunalı Hilmi Caddesi’nde bir butiğim vardı maalesef koşullardan dolayı butiği kapatmak zorunda kaldım. Üniversiteye hazırlanan bir kızım var, dershane ücretleri bile korkunç bir boyutta. Bütün ülke için çok zor zamanlar. İnsan üzülüyor gerçekten. Dört mevsimin yaşandığı bu cennet ülkede tarım ve hayvancılık bakımından dışa bağımlı kalmak cidden çok üzücü. Sarımsağı bile dışardan alır hale geldik, gerisini siz düşünün. Özetle söylemek gerekirse ülke yönetilemiyor, bu kadar açık ve net!’’

HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEZ

Celalettin Kahraman (Emekli): ‘’3 bin 500 TL maaş alıyorum ve bununla bu ülkede geçinmek mümkün değil. Tek başıma yaşadığım halde aldığım maaşla 15 günü bile geçiremiyorum. Üniversite mezunlarının bile iş bulamadığı bu devirde ikinci bir iş bulma şansım da yok. 4 üniversite bitirip çöpten ekmek toplayan insanlar var bu ülkede. Daha ne söyleyebilirim ki. Bu hükümetin bir an önce gitmesi lazım. Gitmedikleri sürece bu ülkede hiçbir şey değişmez.''

CAMİ YAPTIRMAKLA BİR ÜLKE KALKINMAZ

Ramiz Seyran (Emekli): ‘’Emekli maaşıyla şehirde yaşamınızı sürdürmeniz için cambaz olmanız lazım. Ev kirası bin TL, elektrik parası 200 TL, kışın doğalgaz yaktığın zaman 600-700 TL, mutfak masrafını daha saymadım bile! Bir kalıp beyaz peynir 25 TL olmuş, 5 kiloluk ayçiçeği yağı 100 TL’yi geçti. Biz bunları nasıl alacağız? Türkiye’de bizim gibi yaşayan 13 milyon insan var. Memleketin hali ortada, ekonomi diye bir şey kalmadı. Bu iktidarın yaptığı ve ürettiği hiçbir şey yok. Dinle, imanla, cami yaptırmakla bir ülke kalkınmaz. Fabrika açacaksın, üretim yapacaksın. Başka türlü kalkınamazsın. Aksi halde milleti böyle perişan edersin.''

ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ YOK OLUYOR

Metin Koçak (memur): ‘’Geçen ay aldıklarımla bu ay aldıklarım arasında resmen 2 kat fark var. Ben artık bu ülkede hiçbir şeyin düzeleceğini düşünüyorum. Farkındaysanız gün be gün daha da kötüye gidiyoruz. Biz önemli değiliz de çocuklarımızın geleceği yok oluyor. Ben en çok da onlar adına üzülüyorum. Geleceğe dair ne yazık ki hiçbir umudum yok.''