Ekin Hazal DOĞRUYUSEVER/ Ülke genelinde geçtiğimiz hafta itibariyle etkili olan kar yağışı ve şiddetli lodos, balık fiyatlarını etkiledi. Yeni Journal olarak, kış sofralarının olmazsa olmazı arasında yer alan balığın tezgâhlardaki fiyatını, sizler için araştırdık.

“Şubat ayının balığı hamsidir”

Ankara’da Kızılay’ın Sakarya Caddesi’nde görüşünü aldığımız balıkçı esnafı Yakup Daşcı, “Bu yıl balık çeşitliliği daha fazla gibi, ama ne yazık ki çeşitliliğin fazla olması, fiyatlara yansımadı. Balık fiyatlarında geçen yıla nazaran fiyat artışı var. Balık bol, fakat eskisi gibi her bütçeye uygun değil, fiyatlarda artış gözlemliyorum. Şubat ayının balığı hamsidir. Onun haricinde bu aylarda çinekop, istavrit de oldukça tercih ediliyor. Balık fiyatları günlük olarak farklılık gösterebilmekte. O yüzden aşağı yukarı söylemek gerekirse, çupra, levrek 100 TL, istavrit 40 TL, mezgit 60 TL, sarıkanat 100 TL, çinekop 140 TL” açıklamasında bulundu.

“Balık, kar yağışıyla beraber yağlanıyor, daha lezzetli oluyor”

Karadeniz hamsisinin, bu yıl oldukça bol olduğunu söyleyen Daşcı, “Kış, balığın en lezzetli olduğu mevsimdir. Balık, karla birlikte yağlandığı için şu an tam tüketme zamanı. Fakat ne yazık ki birkaç yıldır bazı balık türleri tezgâhlarımıza daha az geliyor. Eskiden tezgâhıma kalkan balığını adeta dökerdim. Müşteri kendi alıyordu. Şimdi tezgâhlarda eskisi gibi kalkan balığı gören var mı hiç? Kesinlikle balık çeşitliliği geçtiğimiz yıllarda daha boldu” şeklinde konuştu.

“Geçen yıla kıyasla 15-20 TL fark var”

Kızılay’ın Sakarya Caddesi’nde 50 yıldır balıkçılıkla uğraşan esnaf Mehmet Duman ise, şöyle konuştu: “Bu yıl hamsi bolluğu yaşıyoruz. Ama aynı çeşitlilik ve bolluğu diğer balıklarda göremiyoruz. Bunun sebebini bilinçsiz avlanmaya bağlıyorum. Bu durum fiyatlara da yansıyor. Örneğin bu yıl hamsi bol ama kilosu 40 TL. Fiyatları geçen yılla kıyasladığımızda, 15-20 TL fark var. Korona virüsün başlamasıyla birlikte, insanlar daha sağlıklı beslenmeye yöneldi ve bağışıklık sistemini güçlendiren besinlerin tüketimi de önem kazandı. Bunların başında Omega-3 deposu olan balık geliyor. Haftada en az iki kere balık tüketmek gerekiyor.”

“Bilinçsiz ve yanlış avlanma balık çeşitliliğini yok ediyor”

Yanlış avlanmanın balık çeşitliliğini yok ettiğini vurgulayan balıkçı esnafı Duman, “Son zamanlarda balık çeşitliliğinde yaşanan azalma hem bizlerin, hem de vatandaşın dikkatini çekiyor. Buna sebep olan şeylerden biri trol avcılığı. Bilmeyenler için açmak gerekirse, gemi ve yelkenli tekneler aracılığı ile üzerinde kurşun ve mantar bulunan, deniz canlılarını avlamaya yarayan av aracıdır. Özellikle dip trol ağları denizin dibinde yaşayan canlıları süpürür gibi, yakalayarak ağa hapsettiği ve dipteki yaşam alanlarını bozduğu için, gelecek nesillerin devamlılığını çok büyük oranda etkiler. Trol, havyarı, balığın yumurtasını, yuvasını ve denizde ne kadar ufak ve sürü balık varsa yok ediyor. Trol, balık üreme alanlarının yok olmasına ve çok ciddi ekonomik kayba yol açıyor. Tezgâhımızda eskiden 50, 60 çeşit balık bulurduk. Şu anda tezgâha çiftlik balığı dolduruyoruz, sadece 5-6 çeşit deniz balığı koyabiliyoruz. Örneğin, denizlerimizde ‘’Patlıcan Balığı’’ olarak adlandıran bir balık vardır. Bunu çoğu kişi bilmez, patlıcan balığı denizin filtresidir. Denizi temizleyen tek canlı patlıcan balığıdır” diye konuştu.

Taze balığı anlamanın püf noktalarını da dile getiren balıkçı esnafı Duman, şunları dile getirdi: “Taze balık kendini renginden ele verir. Pırıl pırıl parlar, balığın derisi gergin ve parlak olur. Aynı şekilde gözlerinden de anlayabiliriz. Balığın gözleri parlak ve dışa bombeli olur. Taze balığa parmakla dokununca meydana gelen çukurluk anında düzelir. Oysa bayat balıklarda bu iz kalır. Taze balığın solungaçları canlı kırmızı renktedir. Balık bayatladıkça bu renk değişir.”