Beşiktaş’ın başarılı savunmacısı Omar Colley ile Beşiktaş JK dergisinin ekim sayısına açıklamalarda bulundu. Hem mevkisi olan defansta hem de hücumda yaptıklarıyla adından sık sık söz ettiren Colley, kariyerine ve Beşiktaş’a dair konuştu.

Tecrübeli futbolcunun siyah-beyazlıların dergisine verdiği röportaj şöyle:

"Gambiya’nın altyapı sistemiyle ilgili neler söylemek istersin?

Liverpool'un yeni teknik direktörü Arne Slot oldu Liverpool'un yeni teknik direktörü Arne Slot oldu

16 yaşıma kadar Fransa’daydım, ben altyapı eğitimimi Fransa’da aldım ancak Gambiya’da da çok önemli futbol okulları ve akademiler mevcut. Bu futbol akademilerinin Avrupa ülkeleri kadar gelişmiş olduğunu söyleyemesek de Gambiya özelinde doğal bir futbol yeteneğinden bahsedebiliriz. İyi futbolcularımız var, kendilerini gösterip yurt dışına gitme fırsatını da çok yakalayamıyorlar. Hikaye bazen daha zor olabiliyor elbette. Ben 16 yaşıma kadar Fransa’da kaldım, orada iletişimlerim vardı. Sonrasında da benim için durum haliyle biraz daha kolaylaştı. Fransa’ya gittiğim dönemde benim sorumluluğumu üstlenen bir aile vardı, 16 yaşıma kadar o aile ile birlikteydim.

Anlattığın bu sorunlarla ilgili senin bir planın var mı? Bazı futbolcuların kendi ülkelerinde futbol altyapı okulu ya da bir futbol sahası açtığı gibi örneklerle karşılaşıyoruz.

Ben gençken bu işler evet, biraz daha zordu ancak şimdilerde ise biraz daha kolaylaştı. Milli takımımız, o dönemlere göre daha iyi, daha küçük yaş gruplarımız da A takım gibi o dönemlere nazaran daha iyiler. Çok fazla futbolcu gözlemciler tarafından izlenebiliyorlar ve böylece Avrupa’ya transfer olan futbolcularımız mevcut. Ama kendim de bir futbol akademisi kurmak istiyorum. Bunun yanı sıra bir futbol takımı kurmak ve o ligde bir takımımın olmasını istiyorum. Bununla ilgili olarak da bir arkadaşımla beraber çalışmalarımıza da başladık. Öte yandan Gambiya’ya farklı ülkeler tarafından da bazı akademiler kuruldu. Haliyle benim dönemimde çok sıkıntılı olsa dahi şu an iyi bir futbolcu, Gambiya’da da futbol oynamak adına iyi imkânlar bulabilir. Özellikle İtalya, Fransa gibi ülkelerden izlemek için gelenler oluyor. Elbette biz yurt dışına gidip iyi futbol oynayan isimlerin de bu duruma katkısı olmuştur. Daha sonraki yıllarda çok daha fazla Gambiyalı futbolcu ihraç edeceğimize inanıyorum.

Daha önce Sampdoria formasıyla bir hazırlık maçında Beşiktaş’a rakip olmuştun ve hazırlık karşılaşması olmasına rağmen mücadelen ve saha içindeki ciddiyetin de dikkat çekmişti. Kişisel hayatında nasıl birisin? Neler yapmaktan hoşlanırsın?
Evet, o maç da güzel bir maçtı. Hazırlık maçıydı ancak benim için maç, maçtır. Maçın içinde her zaman kazanmak isterim. Kaybetmeye tahammülüm yok. Özel hayatımda ise bir aile babası olduğumu söyleyebilirim. Şayet çocuklarım etrafımdaysa her zaman onlarla olmak, onlarla vakit geçirmek isterim. Genellikle sakin bir yapım var ancak saha içinde durumlar tabii ki öyle olmuyor. Evdeyken sakin bir aile babası rolüne bürünüyorum ancak sahada biraz farklı.

Bir kızın ve bir oğlun var. Onların futbol ile arası nasıl? Eşinle birlikte maçlara geliyorlar mı?

Büyük olan kızımın futbol ile arası çok iyi. Bazen evde de oynuyoruz ve gerçekten yetenekli olduğunu düşünüyorum. Öte yandan zaten atletik bir yapısı var. Şu an iyi bir Beşiktaş taraftarı, İtalya’da ise Sampdoria’yı tutuyordu elbette. Ayrıca Kartal’ı, Kartal sembolünü de bir hayli seviyor. Evdeyken de bana sürekli tesise gelmek istediğini söylüyor, ben de getiriyorum bazen. Futboldan sahiden anlıyor ancak futbol oynamasını istemem, futbol zaman zaman çok stresli olabilen bir meslek fakat elbette daha çok küçük ve ilerleyen zamanlarda kendi kararını verecektir. Umuyorum bir sporun ucundan tutar ancak farklı bir spor branşı olursa çok sevinirim. Çok net bir şekilde, şu an kızımın büyük bir Kartal olduğunu söyleyebilirim.

Avrupa’da önemli liglerde forma giydin ve her ligin kendine öz bir karakteri vardır. Süper Lig’e ilk geldiğinde bir kıyaslama yapman gerekirse senin için farklı olan yönler nelerdi?

Serie A’da oynadım, Belçika’da oynadım. Serie A, Süper Lig’den daha sert bir lig. Belçika liginin ise taktik ve teknik açıdan gelişmiş bir lig olduğunu söyleyebilirim. Süper Lig de çok gelişim göstermiş bir lig. Her takımda çok iyi futbolcular var. Seviyenin İtalya gibi olmadığını söyleyebilirim ancak burada da her takımda fark oluşturabilecek birçok futbolcu var. Elbette her lig başka bir stile sahip. Ancak burada da çok atak takımlar, zorlayan isimler mevcut. Bazı takımlar futbol oynamak ister, bazı takımlar savunmada kalmak ister ancak futbol seviyesi Türkiye’de de gayet iyi. Bu sezonun da iyi bir sezon olacağını düşünüyorum. Öte yandan her zaman her şarta dikkatli ve hazır olmanız gerekiyor.

Savunmadaki geçilmezliğine bir de skor katkısı ekliyorsun. Geçtiğimiz haftalarda da gollerle ilgili olarak 'Bu daha başlangıç' şeklinde bir açıklama yaptın. Antrenmanlar sırasında bununla ilgili özel taktik çalışmaları oluyor mu?
Geldiğimden beri kendi adıma defansif anlamda her şeyin hep iyiye gittiğini görüyorum ve bundan dolayı elbette bir hayli mutluyum. Eksik olanın gol olduğunu görüyorum hep. Antrenmanlarda da tabii ki zaman zaman çalışıyoruz. Ligde Aboubakar’ın da kafa golleri attığını görüyoruz. Ben de bu durumu idmanlarda Aboubakar ile birlikte çalışarak kendi futboluma yansıtmaya çalıştım. Burak hocamız idmanlarda da duran top organizasyonlarında bizlerden özel olarak neler istediklerini belirtiyor. Bu arada Ghezzal, Masuaku, Hadziahmetovic gibi çok iyi orta açan futbolculara da sahibiz. Haliyle idmanlarda da duran top organizasyonlarının üzerinde duruyoruz. Takıma gol katkısı vermekten dolayı mutluyum. Savunma kısmı da yine aynı şekilde, sadece gol atmak değil elbette. Her şeyden önce ben bir savunmacıyım ve her maçta gol yemememiz lazım. Öncelikli olarak görevim ve işim bu ancak sonrasında gol atabileceğim bir pozisyon yakaladığımda ise elbette atmaya çalışırım. Umuyorum bu şekilde devam ederiz. Kimin gol attığının bir önemi yok, önemli olan günün sonunda Beşiktaş’ın o maçı kazanması.

 

Editör: Çınar Ayser Çınar