NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, İspanya’nın başkenti Madrid'deki NATO Liderler Zirvesi'nin Kamu Forumu’nda açılış konuşmasını yaptı. İklim değişikliği ve gıda kriziyle mücadele gibi konularda açıklamalarda bulunan Stoltenberg, "Zirvede, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşı, siber terörizm, yıkıcı teknolojiler gibi güvenliğimizi etkileyen tüm konuları, diğer tehdit ve zorlukları ele alacağız. Ancak iklim değişikliğinin de hepimiz için ciddi bir risk oluşturduğunu biliyoruz. Bu yüzden iklim değişikliği ve güvenlik konusundaki ilk üst düzey diyalogda, NATO müttefiklerini, dünyanın dört bir yanından diğer paydaşlarla bir araya getireceğiz" dedi. İklim değişikliğinin güvenlik için bir tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Stoltenberg, iklim değişikliği ile mücadelenin NATO için önemli olduğunu vurguladı. Stoltenberg, "NATO, iklim değişikliğinin güvenlikle ilgili sonuçlarını ele alma konusunda kararlıdır. Madrid Zirvesi'nde liderler, yeni bir stratejik konsept olan Madrid Stratejik Konseptini onaylayacaklar. Bu doğrultuda anlayışımızı arttırmak, ittifaklarımızı uyarlamak ve kendi emisyonlarımızı azaltmak konularında çalışacağız" dedi. Stoltenberg, "Bugün, iklim değişikliğinin güvenliğimizi, askeri varlıklarımızı, faaliyetlerimizi ve dayanıklılığımızı nasıl etkilediğine dair ilk değerlendirmemizi yapıyoruz. Uyum sürecimizin ilk adımlarını belirleyerek, operasyonlarımızda iklim değişikliğini dikkate alıyoruz. Bu şekilde, giderek daha zorlu olan ortamlarda etkili kaldığımızdan emin olacağız" ifadelerini kullandı. Askeri faaliyetlerin iklim üzerindeki etkisinin de azaltılması gerektiğini ifade eden Stoltenberg, "NATO'nun görevi güvenilir bir caydırıcılık yoluyla barışı korumaktır. Barışı korumayı başaramazsak, iklim değişikliğiyle mücadelede de başarısız olacağız" dedi. Stoltenberg, iklim değişikliğiyle mücadelede NATO'nun emisyonları azaltma sorumluluğu olduğunu da belirterek, "Emisyonları 2050 yılına kadar en az yüzde 45 azaltarak net sıfıra indireceğiz. Bunun büyük bir kısmı fosil yakıtlardan uzaklaşmamızla olacak. Paris Anlaşması'nın bir parçası olarak sera gazı emisyonlarını azaltmayı taahhüt ediyoruz" dedi. Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve yeni tedarikçilerin bulunması gerektiğini belirten Stoltenberg, "Ekipmanlarımızı daha verimli hale getirerek ve yeni teknolojilerle ordularımızı iyileştirebilir, güvenliğimizi arttırabilir ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olabiliriz. Bu aynı zamanda direncimizi de artıracaktır. Ukrayna'daki savaş, otoriter rejimlerin mallarına bağımlı olma tehlikesini ortaya koyuyor. Rusya'nın enerjiyi bir silah olarak kullanma şekli, Rus petrol ve gazından hızla vazgeçme ihtiyacını vurguluyor. Bu nedenle enerji kaynaklarımızı ve tedarikçilerimizi çeşitlendirmeliyiz" dedi. Küresel gıda krizi sorununun Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'yı işgal etmesinden kaynaklandığını söyleyen Stoltenberg, "Tüm bu zorluklar, Putin'in Avrupa'daki bir ulusun bağımsızlığına karşı acımasız bir saldırganlık savaşından kaynaklanıyor. Küresel enerji piyasalarını, küresel gıda piyasalarını etkileyen sonuçların sorumluluğu Başkan Putin'dir. Tüm bu sorunları sona erdirmenin en kolay yolu ise, Putin'in güçlerini geri çekmesi ve savaşı sona erdirmesiyle mümkün olabilir" dedi. Rusya'ya uygulanan yaptırımların NATO müttefikleri, ABD ve Avrupa üzerinde sonuçlar oluşturduğunu kabul ettiğini belirten Stoltenberg, "Bir bedel ödediğimizi inkar edemeyiz. Ancak bugüne kadar en yüksek bedeli Ukrayna halkı ödüyor. Sivil altyapıya, hastanelere ve okullara yönelik saldırılara tanık oluyoruz" ifadelerini kullandı. Stoltenberg, "Putin bu savaşı kazanırsa NATO müttefikleri daha güvensiz olacak. Bu nedenle, Ukrayna'nın egemen ve bağımsız bir ulus olarak hüküm sürmesini sağlamak bizim güvenlik çıkarımızdır" dedi. Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliği başvuruları hakkında konuşan Stoltenberg, "Finlandiya ve İsveç'in üyelik başvurusunda bulunmaları tarihi kararlardır. Finlandiya ve İsveç, NATO'nun güvenliğini güçlendirecek ve transatlantik ittifak için önemli olacak. Ancak yeni ülkeler ittifaka katıldığında, tüm müttefiklerin güvenlik çıkarlarını dikkate almamız gerekiyor. Türkiye, terörizm gibi konularda bazı ciddi endişelerini dile getirdi. Biliyoruz ki hiçbir NATO üyesi Türkiye'den daha fazla terör saldırılarına maruz kalmadı. Binlerce insanın öldürüldüğü bu tür saldırılardan PKK ve diğer terör grupları sorumludur. PKK bir terör örgütüdür. O yüzden tabii ki Türkiye ile birlikte, güvenliğimizi tehdit eden terörle mücadele nasıl daha fazlasını yapabiliriz konusunda görüşmemiz gerekiyor" dedi.