Muhalefet partisinin tanımını vermeden önce muhalefet kelimesinin anlamını vermek daha doğru olacaktır bence. Muhalefet; siyasette yönetme gücünü elinde bulundurmayan kişilere veya gruplara denilmektedir. Krallık ile yönetilmekte olan bir ülkede, iktidar kral iken herhangi bir muhalefet bulunmaz. Ancak demokrasi ile yönetilmekte olan ülkelerde, seçim ile iktidara gelmiş olan bir iktidar ve belirli seçmen barajını aşmış, parlamentoda halkı temsil eden ve sağlıklı siyasette iktidarın politikalarını eleştiren ve farklı sunan kişilere denilmektedir.

* * * * * * *

Muhalefet partileri iktidar partisini denetler. Yanlış giden konularda iktidarı uyarır ve çareler üretir. İktidar başarısızsa, muhalefet partisi denetimi iyi yapamıyor demektir. Bu durumda muhalefet partisinin, eksiklerini parlamentoda olmayan bir başka partinin düzeltmesi beklenemez.

* * * * * * * *

İktidar ve ana muhalefetin eksiklerini düzeltmek için parlamentoda olmayan bir parti ancak ana muhalefeti eleştirebilir. Ona görevlerini hatırlatır. Ancak bizde ana muhalefet partisine muhalefet yapıldığında ‘’bizi değil iktidarı eleştirin’’ diyorlar. Muhalefete muhalefet yapılmaz şeklinde uyarıyorlar. Parlamentoda olmayan bir partinin önerge vermesi, meclis araştırması istemesi mümkün değildir. Bunun farkında değiller.

* * * * * * *

İktidar partisi yönetimde demektir. Muhalefet partisi, gelecekte iktidara gelmek için çaba sarf eden partidir. Peki bugünkü muhalefetin böyle bir derdi var mı? Bence kesinlikle yok.

* * * * * * * *

Mesela 19 yıldır iktidar olan AK Parti’ye karşı ana muhalefet partisi CHP ne yapmıştır? Havanda su dövmüş, iktidara gelmek için kılını dahi kıpırdatmamıştır. Sürekli eleştirmiş, hakaret etmiş, sallamış ve toplumun güvenini her geçen gün yitirmiştir. Halka umut verici inandırıcı tek bir proje sunamamıştır. Muhalefet demek sadece küfür etmek, eleştirmek değildir. İktidarın alternatifi olabilmektir. İktidarı iyi denetlemektir. Halka umut ve güven vermektir. Bugünkü muhalefet bunlardan tamamen yoksun.

* * * * * * *

Hep derim; demeye de devam edeceğim. Türkiye’de muhalefet yok gibi. Muhalefet görevini yapmıyor. Saçma sapan söylemlerle varlık göstermeye çalışıyor. Muhalefetin bu anlayış ve politikası Cumhur İttifakı’nı müthiş rahatlatıyor ve işini daha da kolaylaştırıyor. Vatandaş neyin derdinde? Muhalefet neyin derdinde?

* * * * * * * *

Türkiye’deki siyasi partilerin sayısını ben bile unuttum. Allah aşkına ‘tabeladan’ başka ne varlık gösteriyorlar? Hadi yüzde 1’i bulamayan partileri geçtim, peki ya Millet İttifakı çatısı altında bulunan partiler ne yapıyor? Ne vatandaş, ne sokak, ne de çarşı pazar umurlarında değil. Gündemlerinde halk yok. Varsa yoksa koltuk mücadelesi. Varsa yoksa hükümette sövme, sallama. Yahu arkadaş tamam muhalefetsin, hükümeti eleştir ama doğru yerden ve doğru zamanda eleştir.

* * * * * * * *

Öyle bir muhalefet var ki; sevsinler sizi! Tek dertleri parlamenter sisteme dönüş. Yahu arkadaş Allah aşkına sokağın derdi, talebi, gündemi bu mu? Vatandaş peş peşe gelen zamların altında ezilmiş bas bas bağırıyor, muhalefettin uğraştığı şeye bakın. Vatandaş ‘’alım gücüm düştü, market pazar yanıyor’’ diyor, muhalefet ‘’sen dur şöyle daha önemli meselemiz var başbakanlık koltuğuyla uğraşıyoruz’’ der gibi bu feryada kulak tıkıyor.

* * * * * * * *

Piyasada ‘zam teröristleri’ cirit atıyor, muhalefet tek bir kelam etmiyor.

* * * * * * * *

Doğrusu kulağı duyan herkes duyuyor bu feryat figanı. Vatandaş bas bas bağırıyor. Peş peşe gelen zamlar, bağırmaları daha da arttırıyor. Zincir marketlerinde başlayan ve sigara ile devam edilen, yediden yetmiş yediye her şeye gelen zamlar vatandaşı oldukça sıkıntıya düşürmüş durumda. Muhalefetten yine tık yok.

* * * * * * *

Muhalefet, birkaç zabıta memuru ile göstermelik zincir marketlerine yapılan denetimlerle bu işin çözülmeyeceğini bir türlü söyleyemiyor. Sağlam bir irade ve masaya inecek sağlam bir yumruğun şart olduğunu ifade edemiyor.

* * * * * * * * * *

Metropol şehirlerde insanlar ev bulamıyor. Kiracılar resmen gasp ediliyor. Ev fiyatları uçmuş, muhalefet yine susuyor. ‘’Sekteye uğrayan ekonomiyi ben böyle düzelteceğim refah seviyesini böyle yükseleceğim’’ demiyor!

* * * * * * * *

‘’Başta özel olmak üzere kamu bankalarının vatandaşlara çektirdiği eziyeti, keyfi tutumu ve ‘adamlılığı’ ben bitireceğim’’ demiyor, diyemiyor.

* * * * * * * *

Ya da, toplumun özelikle de ekonomi alanında rahatlaması için ‘’Ey hükümet gel benim bu modelim var uygula’’ demiyor, diyemiyor.

* * * * * * * *

Ne diyor peki? ‘’Ben başbakanlığa adayım’’ diyor. Peki diğeri ne diyor ‘’biz gelirsek bunları yargılayacağız, TRT’den canlı yayın yapacağız.’’ Bir diğeri de ‘’Dostlarımızla Kürt sorununu çözeceğiz’’ diyor. Yani kısacası muhalefete göre; vatandaşın 3 önemli derdi var.

Biri parlamenter sistem, ikincisi hükümet üyelerinin yargılanması, üçüncüsü ise Kürt sorunu. Külliyen yalan! Vatandaşın ne böyle bir derdi var ne de böyle bir talebi. Vatandaşın tek gündemi ekonominin bir an önce rayına girmesi, zamların önüne geçilmesi.

Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.