İYİ Parti Lideri Meral Akşener, “Enes’ler ağlarken, Furkan’lar ağlarken siz pudra şekerleri çeken, acayip arabalara binen, tuhaf pantolonlar giyen, zevksiz kolyeler takan gençler yarattınız, yazıklar olsun. Sayın Erdoğan sen aç yatmanın ne olduğunu bilirdin, unuttun. Oyları sen al, o çocuklar açlıktan kurtulsun. Bir taraflarda zenginliğin, şımarıklığın getirdiği gözümüze sokar gibi davrananlar, diğer tarafta açlık çeken çocuklar. Zehir olsun, zıkkım olsun” açıklamasında bulundu.
Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
''Pazartesi anayasa önerimizi paylaştık. Bu önemli çalışma ülkemizin demokratikleşmesi ve kalkınması yolunda atacağımız adımları tarifliyor. İktidardakileri hemen rahatsızlık alıverdi. Akademik özerkliğin, hakimlere coğrafi güvencenin gördüğünü görünce rahatsız oldular. İnsan onurunun anayasal düzenin temeli olarak düzenlendiğini, hürriyeti sınırlamanın istisna olduğunu görünce tedirgin oldular. Bunlar daha iyi günleriniz. Bu arkadaşlara daha çok panik atak yaşatacağız.
Adaletsizliğin, keyfiliğin bir başka örneği de Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanıyor. Boğaziçi’nin eğitim kalitesi yerle bir edilmek isteniyor. Üniversitemiz hoyratça siyasi kadrolaşmaya, sarayı aratmayan ucube bir yönetim anlayışına sahne oluyor. Tepeden inme dekanlar atandı. Dekan kendini bölüm başkanı olarak atadı. Kendi alanı olmamasına rağmen vekaleten bölüm başkanlığı yapıyor. Ekonomi bölüm başkanı da aynı şekilde görevden alınıyor, bu bölümde oldukça tecrübeli akademisyenler olmasına rağmen aynı dekan kendini buraya da atıyor. Böylece Türkiye’nin en yüksek puanlı ekonomi bölümüne, ekonomiyle alakası olmayan dekan “Ben aslında ekonomistim” diyerek, buram buram cehalet kokan bir özgüvenle bölüm başkanlığı yapıyor. Bu dekanın muhtemelen gözünde ışıklar var. Bu arkadaşın bölümü siyaset bilimi ve uluslararası ilişkilermiş. Ama kendi bölümüne kendini atamıyor. Herhalde göze batmamak için bu bölüme vekaleten başkanlık yapmıyor. Esas amacı asaleten başkan olmak. Bu arkadaşa keserle sapın çok hızlı döndüğünü hatırlatmak istiyorum. Boğaziçi öğrencileri ve akademisyenlerinin yanında olduğumuzu bildirmek istiyorum. Türkiye güzelleşecek, Türkiye iyileşecek.
Her şey gençlikte gizli. Sayın Erdoğan da zamanında Sayın Abdullah Gül’e yapıldığı gibi bir vakıf kanalıyla yurt dışında okumaya gönderilseydi, bunlar yaşanmayacaktı. Ama aynı yıllarda bir arkadaşımızı yurt dışına gönderip, Sayın Erdoğan’a bayilik verince böyle oldu.
Bay Kriz ve ekonominin akıl ve bilime düşman yaklaşımları tüm dünyada literatüre girecek bir vaka haline geldi. Merkez Bankası politika faizini yüzde 9’a indirdi. Faiz tek haneye indi, Sayın Erdoğan muradına erdi. Ne kur oynadı, ne faizlerde bir değişiklik oldu. Merkez Bankasının politika faizinin düşük olması bir tek Sayın Erdoğan’ı mutlu etmeye yarıyor. Artık politika faizine Erdoğan faizi diyebiliriz. Faiz sebep, enflasyon sonuç yalanına artık kimse inanmıyor. Bay Krize göre sıra enflasyondaymış. “Merak etmeyin o da inecek” dedi.
TÜİK, Tayyip Bey’i mutlu etme yolunda çok başkanlar eskitti. TÜİK de çareyi her şeyi gizlemekte buldu. Mayıs 2022’den beri ayrıntılı veri açıklamayı durdurdu. Şimdi de baz etkisiyle milletimize “enflasyon düştü” masalları anlatmaya hazırlanıyor. Memleketimizi içine sürükledikleri yangın, artık kürsü nutukları ile gizlenemiyor. İktidarın mumu seçime kadar. Giderek sönmekte olan iktidar mumumun cılız ışığında durmak yok, yalana devam Sayın Erdoğan. Artık yolun sonu yakın Sayın Erdoğan.
Bugün bir fırın sahibi gelip dertlerini anlatacaktı. Ama Fırıncılar Odası Başkanı tutuklanınca “çoluğum çocuğum var” endişesiyle çıkamadı, hakkı olan sözü söyleyemedi. Millet asildir, Sayın Erdoğan ve arkadaşları siz vekilsiniz. Su görünce teyemmüm bozulur. Bu insanların sessizliğini kendinize hayra yormayın Sayın Erdoğan. O yüzden fırıncı kardeşim yerine market sepetini bu kürsüden paylaştık.
79 yıl aradan sonra Bay Kriz ülkemize 2.Dünya Savaşı şartlarını yaşatmayı başarmış bulunuyor. AK Parti ekonomi kadrosunu kutluyor ve alkışlıyorum. 2023 bütçesi AK Parti’nin veda bütçesi olmuş. Bay Krizin tek amacının ekonomiyi seçime kadar sürdürmek olduğu anlaşılıyor. Yanlış politikaların bedeli yoklukla, yoksullukla bu millete ödetiliyor.
Demre Belediyesi’nin okullara bir öğün yemek uygulanması engellendi. Siz bugün ayrıcalıklı bir sınıf yarattınız. Enes’ler ağlarken, Furkan’lar ağlarken siz pudra şekerleri çeken, acayip arabalara binen, tuhaf pantolonlar giyen, zevksiz kolyeler takan gençler yarattınız, yazıklar olsun. Sayın Erdoğan sen aç yatmanın ne olduğunu bilirdin, unuttun. Gece sofraya tek çeşit yemek koyup, kendi çatal uzatamayıp “çocuklarım doysun” diyen anneyi bilirdin, sen ne oldun Sayın Erdoğan? Çocukların yemeğini nasıl iptal ettirirsin Sayın Erdoğan. Oyları sen al, o çocuklar açlıktan kurtulsun. Çocuklarda bodurluk başladı, boyları uzamıyor. Bir taraflarda zenginliğin, şımarıklığın getirdiği gözümüze sokar gibi davrananlar, diğer tarafta açlık çeken çocuklar. Zehir olsun, zıkkım olsun.
Sahipsiz sokak hayvanları sorunu…11 yaşındaki çocuğumuzun hayatını kaybetmesine de Konya’daki barınakta yaşananlara da zerre tahammülümüz yoktur. Esas mesele yaşam hakkının ihlalidir. Sokak köpeğini öldürmeye çalışan genç bir şahsın videosu yayınlandı. Köpeklere ve kedilere tecavüz eden erkeklerin görüntüleri geliyor. O yaratığın yarın bizim çocuklarımıza aynı şeyi yapmayacağını kimse söyleyemez. Bunların Kabahatler Kanunundan çıkarılıp resmi şekilde ceza yasasına konulması gerekir. Para verip kurtulacağı düşünülmemelidir. Hayvan severlerimiz de hedef gösteriliyor. Böyle devlet yönetilmez. Bu soruna da aklın, bilimin, hukukun ve vicdanın çerçevesinde çözüm bulmak zorundayız. Biz sorumlu devlet anlayışımız gereği bir çalışma yaptık. Büyükşehirlerde, Beykoz ormanlarına atılan hayvanlarla ilgilenen bir vatandaşım. Sokaktan belediyeler tarafından toplanıp atılanlar var, köpeklerin içine kediler atılıyor, küçük ırk hayvanlar atılıyor.
Hayvan uzun süre koşuyor peşinden ve bekleme hali. O kalabalığa girdiğinde dayak yiyor. Büyük köpekler küçük köpekleri yiyor. Kısırlaştırma yapılmadığı için inanılmaz bir popülasyon artışı var. Saldırganlık geçmişi olan güçten düşmüş hayvanların bakımevlerine naklini sağlayacağız. İllegal hayvan üretimi var. Daha önemlisi burada üretilen hayvanların bir bölümünde köpek dövüşü var. Bunu yapana en ağır cezanın verilmesini sağlayacağız. Bunun üzerinden bahis açıyorlar. Bugün bunu yapan, yarın çocuklarımızı dövüştürür, onlar üzerinden bahis açar. Barınakların koşulları ve hayvanların kaderi, personelin inisiyatifine bırakılıyor.
Rehabilite edilen ve eğitilen hayvanlarımızın doğru ailelere sahiplendirilmesi için doğru kampanyalar gerçekleştireceğiz. Hayvanları terk etmenin etkileri konusunda farkındalık çalışmasını ve cezai yükümlülükleri artıracağız. Sahipsiz sokak hayvanları meselesinde önemli bir adım da kayıt dışı üretimin engellenmesidir.''