Liyakat!

Yazmak, hatırlatmak farz oldu. Mevki ve makamları meşgul eden bazı liyakat sahibi olmayan idarecileri görünce, bugün ‘Liyakat’ mevzusuna girmek istedim. Önemli bir mesele. Özellikle de devletin kurumlarına atama yapan yetkili makamların dikkatine sunmak isterim. Umarım, bundan sonraki atamalarda ‘Liyakat’ en önemli özellik olarak dikkate alınır.

* * * * * * * * * * * *

İster resmi, ister özel olsun, kurumlarda görev yapan idarecilerin mutlak suretle liyakat sahibi olması gerekir. Günümüzde maalesef, liyakat sahibi olmayan idarecilerin sayısı, hiç de küçümsenmeyecek kadar artmış bulunmakta. Liyakatli, işin ehli olmayan idareciler yüzünden, sistem de tıkanıyor, hizmet kalitesi de düşüyor.

* * * * * * * * * * * * *

Son günlerde, bu kelimenin çok fazla kullanıldığını söylemek mümkün. Önce ‘Liyakat’ nedir? hatırlatalım; Liyakat, Arapça kökenli bir kelimedir. Liyakat, layık olmak anlamına gelir. Türkçe anlamı üzerinden de uygun olmak, yakışmak ya da yaraşmak anlamlarında sıkça kullanılır.

* * * * * * * * * * * * *

Liyakat sahibi olmak ise, herhangi bir konuma ya da duruma layık olmak anlamına gelir. Özellikle de devlet içinde ya da bir şirket alanında, Liyakat kelimesini cümle içinde anlamlandırmak mümkündür. Türk Dil Kurumu’nun sözlüğüne göre Liyakat kelimesi, değerli, iş bilmek ve ehli olmak anlamları taşır. Örneğin, Liyakat göstermek bir işte başarı göstermek anlamına da gelir. Herhangi bir işe uygun, yetenekli ve elverişli olmak, Liyakat sahibi olmak anlamına da gelir.

* * * * * * * * * * * * * * *

Liyakat, bir kişinin ona verilen işi ya da amacı üzerinden, o işe yeterliliğini, bağlılığını, uygunluğunu ve yaraştığını gösteren bir tabirdir. Liyakat göstermek ise, bir işte başarı göstermek anlamı taşır. Türk Dil Kurumu’na göre, Liyakat kelimesine bakıldığı zaman iş bilir, ehil olmak ve değerli anlamları taşır.

* * * * * * * * * * * * * *

Bu söz, özellikle de devlet ve şirket içinde işine bağlılık, yeterlilik gibi konuları nitelemek için sıkça kullanılır. Liyakat sahibi olmak, kişinin bulunduğu işe ve konuma layık olmak anlamını taşır. Liyakat sahibi; liyakatli, yetenekli ve bir işin gerçekleştirilmesine de elverişli anlamına gelir.

* * * * * * * * * * * * *

Örneğin, liyakat göstermek bir işte başarı göstermek anlamına da gelir. Herhangi bir işe uygun, yetenekli ve elverişli olmak Liyakat sahibi olmak anlamına gelmektedir. Devlet dairelerinde ve büyük şirketlerde, genellikle liyakate göre işe alım gerçekleştirilir. Pek çok mülakatta ise, adaylara liyakat ile ilgili soru yöneltilir.

* * * * * * * * * * * * *

Liyakatin geniş bir çerçeveyle tanımını ve anlamını ifade ettikten sonra, şimdi gelelim asıl meseleye. Kurumların liyakat sahibi olmayan idarecilerle dolup taşmasına, dikkatleri çektirmeye gayret gösterelim. Üzülerek ifade etmeliyim ki; son zamanlarda özellikle de devlete ve vakıflara bağlı kurumlarda, liyakatsiz idarecilerin sayısı oldukça artmış durumda. Bu çok ciddi bir sorun. Hem sistemi tıkıyor, hem hizmet kalitesini düşürüyor, hem de vatandaşa hizmetin çok geç ulaşmasına neden oluyor. Mutlak suretle önüne geçilmeli.

* * * * * * * * * * * * * *

En önemlisi, ‘Stok ve zam teröristleri’ne bile bugün yeterli denetimin yapılmamasının en büyük sebebi de, liyakat sahibi olmayan idarecilerin görev başında olmasıdır. Dost, ahbap ilişkileriyle, onun bunun yakınını mevki ve makamlara getirmek, dünyanın en büyük yanlışıdır. ‘Benim olsun liyakatsiz olsun’ anlayışı, memleket ve millet düşmanlığından başka bir şey değildir.

* * * * * * * * * * * * * *

Hükümetin hızına ayak uyduramayan, işin ehli olmayan bu liyakatsiz idarecilerin, acilen aktif görevlerinden uzaklaştırılmaları elzemdir. Sistemi tıkayan, hizmet kalitesini düşüren ve vatandaşa hizmeti geciktiren bu liyakatsiz yapıyla, mücadele geç kalınmadan başlanmalı, yerlerine işin ehli liyakat sahibi kişilerin getirilmesi, her şeyden önce hükümetin de işini kolaylaştıracaktır. Hem hakkaniyet de tesis edilmiş olacaktır.

* * * * * * * * * * * * * *

Liyakat sahibi, mevki ve makamı hak edecek ve en iyisini yapabilecek özelliği taşıyan yüzlerce insan, bu liyakatsiz idarecilerin emrinde görev yapıyor. Binlercesi ise, kıraathane köşelerinde işsiz. Yazık günah değil mi? Bu bir vebaldir. Liyakat sahibi olmayan idarecileri atayan, imza yetkilileri gece başlarını yastığa koyarken ne kadar rahatlar? Çok merak ediyorum doğrusu.

YeniJournal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.