Kılıçdaroğlu, özel bir TV kanalının canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

6 muhalefet liderinin bir araya geldiği Ahlatlıbel toplantısı hatırlatılarak "Zirveden ne beklemeliyiz?" sorusunun yöneltimesi üzerine Kılıçdaroğlu, ülkenin içinde bulunduğu ağır şartları sadece kendisinin değil, diğer 5 liderin de farkında olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Yine bütün liderler şunun da farkında, Türkiye böyle bir açmaza teslim edilemez, mutlaka Türkiye'nin buradan çekip çıkarılması gerek. Yine hepimiz şunu fark ediyoruz, bu ülkenin bu noktaya gelmesinin temel nedeni, Türkiye'nin tek kişiye teslim edilmesidir. Buradan Türkiye'nin çıkması lazım. Bunun için de demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla Türkiye'ye gelmesi gerekiyor. 6 lider bu konuda bir araya geldik. 6 liderin bir araya gelmesi gerçek anlamda demokrasinin bu ülkeye gelmesidir. Aslında o masada Türkiye vardı, her görüşten insan vardı ve her görüşten insan bu ülkenin geleceği için mücadele ediyor. Biz irademizi ortaya koyduk, her birimiz ayrı partiyiz doğru, ama en azından demokrasi konusunda ortaklaşabiliyoruz. Çok güçlü bir bildiri de yayımladık, bu çerçevede baktığınızda bu masa bir umut masası, bir geleceği inşa etme masası. Önemli olan masanın etrafındaki liderlerin ortaya koyduğu iradedir. Bu masayı tarih yazacaktır. CHP açısından da diğer partiler açısından da son derece önemli ve değerlidir."

Cumhur İttifakı'ndan gelen eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Allah aşkına bunlar eleştiri mi? Eleştirecekler ama ne diyeceklerini bilmiyorlar. Eleştirecekler ama ne diyecekler? 'Masanın ayakları.' Masanın 4 ayağı değil de 14 ayağı olsa ne fark eder? Masa doğru mu? Doğru. Etrafında insanlar var mı? Var. Ortak talepleri ne? Demokrasi, adalet, adil düzen... Hep beraber bunları istiyoruz. Bunları eleştiremiyorlar. Ne diyecekler? 'Masanın ayağı, masanın örtüsü.' Ya Allah aşkına bunlarda akıl var mı? Oturursun bildiriyi okursun eleştirecek bir şey varsa orada, eleştirebilirsen ama tek bir cümlesi dahi eleştirilemiyor." diye konuştu.

"Bildiri nasıl hazırlandı?" sorusu üzerine de Kemal Kılıçdaroğlu, "Ön hazırlıkla gelindi, o an şekli verildi." bilgisini paylaştı.

"Cumhur İttifakı sizin hedefinizi açıklarken, 'Bunların bir hedefi var, Erdoğan'ı yıkmak.' diyor. Hedefiniz bu mu?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, "Hayır. Olay Erdoğan olayı değil, olay Türkiye olayı. Biz Türkiye'yi bulunduğu çıkmazdan kurtarmak istiyoruz. Erdoğan bugün var yarın yok ama Türkiye bakidir. Biz Türkiye'nin bölgesinde güçlenmesini, dünyada güçlenmesini, üretim zincirlerini büyütmesini, düşünce özgürlüğünün olmasını, adaletin olmasını, yargının bağımsız olmasını, medyanın özgür olmasını istiyoruz ama bunlardan haberi yok. O nedenle bizim masamızın önemi büyüktür, bu masanın özü adalettir ama adaletin bütün alanlara yansımasını istiyoruz. O masa bir çaredir, çare masası." değerlendirmesinde bulundu.

"Masa genişleyecek mi?"

Masada HDP'nin olmadığı söylemleri hatırlatılarak, "Masa genişleyecek mi?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Masanın genişleyip, genişlemeyeceğine ben karar vermem, bir parti lideri de tek karar vermez. O masanın etrafında oturan kişiler, yeni aktörlerin masanın etrafına oturup oturmamasına karar verirler. Ama benim gördüğüm kadarıyla, kendi adıma konuşayım, şu anda öyle bir talep yok. HDP şu anda zaten ayrı bir ittifak kuruyor, üçüncü bir ittifak oluşturuyor. HDP'nin demokrasi konusunda özel bir vurgusu var, 'Demokrasiyle ilgili kararlar alacaksanız, bizi göz ardı edemezsiniz' diyorlar. Ben de şunu söyledim zaten, biz HDP'yi de masada olmayan diğer siyasi partileri de yok sayamayız. Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurları ise her siyasi partiye saygı göstereceksiniz. Biz de her siyasi partiye saygı gösteriyoruz. Türkiye'nin temel sorunları görüşüldü, atılması gereken adımlar konuşuldu. Biz gerçek anlamda ülkenin demokrasiye kavuşması, gerçek anlamda insan haklarının tesis edilmesi için elimizden gelen çabayı düşünce olarak o masada ifade ettik, Allah'ın izni ile iktidar olduğumuzda bunların tamamı eyleme dönüşecek."

"Bu masadan iktidar çıkacak mı, inancınız nedir?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Sadece inancın olmasının ötesinde, bizi iktidara taşıyacak olan halktır. Sandığa gidip oyunu kullanacak ve bizi iktidara taşıyacaktır. Ben buna inanıyorum. Bütün mesele bizim samimi olmamızdır. Önemli olan samimiyettir. Hiç birimizin ön yargısı yok, arka planda başka bir şey düşündüğümüz yok, bu bizim samimiyetimizi gösteriyor. Bunun halka yansıtılması gerek. 'Bir araya gelin, samimi olduğunuza inanalım' diyorlardı, bir araya geldik." yanıtını verdi.

"Neden 28 Şubat?"

Altı liderin 28 Şubat'ta bir araya geleceğinin hatırlatılması ve "Neden 28 Şubat?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Geçmiş 28 Şubat'ta ne oldu? Demokrasi rafa kaldırılmıştı. Bu 28 Şubat'ta ne olacak? Raftan demokrasiyi indireceğiz. Kim ne düşünürse düşünsün, bu 28 Şubat, gerçek anlamda demokrasinin Türkiye'ye gelmesi için atılan temel adımlardan birisi olacaktır." dedi.

28 Şubat'ta kendisinin de mağdur olduğunu kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "O dönem bir Batı Çalışma Grubu vardı, Başbakanlıkta. Ben genel müdürdüm, benim de aleyhimde o dönemde oraya raporlar geldi. Ben sonradan, milletvekili olunca o raporların orada olduğunu öğrendim. O dönem Gülen cemaatinin bir gazetesi vardı, o gazetede 8 sütuna manşet, ben de sordum ki nedir bu diye? Bir sürü haksız iddia vardı, ben de dava açtım. Dava açınca haberi yapan gazeteci 'Başbakanlığın bu konuda raporu var' dedi. Ben de mahkemeye başvurdum, raporu istettik, rapor geldi. Gazeteciyi dava dışı bıraktık ama Başbakanlık aleyhine dava açtım. O dava uzun yıllar devam etti. Erdoğan Başbakandı, 28 Şubat Batı Çalışma Grubu'nun hazırladığı rapora destek verdi, avukatları aracılığıyla destek verdi. Başbakanlık avukatları gittiler, benim haksız olduğumu, bu raporun doğru olduğunu söylediler. Ben de mağdurum. O dava geçen aylarda benim lehime sonuçlandı. Cumhurbaşkanı oldu, bu sefer onların avukatları bu davalara sahip çıktılar. Mağdurların yanında değil, zulmün yanında yer aldılar, ben de bunun mağduruyum. 28 Şubat mağdurları var mı, var. Niye helalleşme diyoruz, bunun için diyoruz. Hepimizin oturup helalleşmesi lazım. İntikam duygusu ile devlet yönetilmez."

Bir soru üzerine dosyada bir sürü yalan ifadeler bulunduğunu, ailesinin kökeni hakkında ifadelerin yer aldığını belirten Kılıçdaroğlu, bunun bir nevi fişleme anlamına geldiğini söyledi.

Mahkemede kendisi hakkında yazılan raporu görünce ürperdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "O raporu dava konusu yaptım bu sefer de. Erdoğan 28 Şubatçıları destekledi, avukatlarını gönderdi ama bu kardeşiniz tam tersine mücadele etti." ifadesini kullandı.

Danıştay Dava Daireleri Genel Kurulu kararıyla haklılığının ortaya çıktığını belirten Kılıçdaroğlu, 27 Şubat'ta bir grup 28 Şubat mağduruyla bir araya geleceğini de bildirdi.

Yaptığı helalleşme çağrısı hatırlatılan ve "nasıl helalleşeceksiniz?" diye sorulan Kılıçdaroğlu, "Helalleşme hatayı, kusuru kabul etmektir. Devletin bunlarla helalleşmesi lazım. Biz toplumu kucaklamak istiyoruz. Uludere'de ne oldu? Dosya kapatıldı ama biz onların haklarını teslim edeceğiz. Ölenleri elbette geri getiremezsiniz. Diyarbakır Anneleri'yle de Cumartesi Anneleri'yle de helalleşeceksiniz." şeklinde konuştu.