Gerginliğe giden konuşmada satır başları şu şekilde:

"Sayıştay raporları değiştiriliyorsa yürütme organının korktuğu bir şey vardır. Sayıştay'a müdahale eden kim?

Beni üzen nokta nedir: TBMM’ye seçimle gelen birisinin gelip burada bütçeyi anlatmaması yerine atadığı bir kişiyi görevlendirmesidir.  Bu anayasada bütçenin yapımıyla ilgili özel bir düzenleme yapılmışsa, özel bir süreç içinde görüşülüyorsa, bir kişi gelecek bütçesinin arkasında kapı gibi duracak. Göndermiş memurlarını buraya, siz bütçeyi anlatın.  Pembe bir tablo, çünkü öyle bir talimat almışlar.  Yangında bile “Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla yangını söndürmeye başladık” diye cümleyi kuruyorlar. Yangın için talimat mı beklenir Allah aşkına.

Mehmet Uçum, ‘Tek kişilik hükümet’ diyordu. Tek kişilik hükümette bütçeyi gelip parlamentoya sunacak olan o tek kişi, bütçesinin arkasında durmalı.

Bizim sorularımıza da açık ve net cevaplar vermeli. Kaçarak, Meclis’e gelmeyerek bu iş olmaz. Bu Meclis’in saygınlığına gölge düşürmek demektir.  Her bütçe görüşmesinde ifade ederim. Milletvekillerinin soruları var. Zaten Meclis’te bir şey bırakmadınız. Ne itibarı var Allah aşkına.  27. dönem bitmeden 27 bin 323 soruya bakanlar cevap vermedi.

Bu ne demektir? Eğer bir bakan ve bakanlar milletvekillerinin sorularına cevap vermiyorlarsa kimse kusura bakmasın, Meclis bizim için sıradan bir kurumdur demektir bu. Sayın başkana da söylüyorum, sizin sahip çıkmanız lazım.  Soru başka bir şey cevap başka bir şey. O zaman sayın Başkan sen o cevabı da göndereceksin oraya. Trafik polisinin bile bir yetkisi var. Soru önergeleri konusunda hiçbir yetkiniz yok. Cevap bile verilmiyor.  Bu Meclis sadece benim Meclisim değil 600 kişinin Meclis’i. 600 kişi toplumun gözünde itibarsız kişi olarak algılanıyor şu anda. Sorularına cevap bile verilmeyen milletvekili…

Bu süreç böyle devam ederse bunun bilinen tek cümlesi vardır. TBMM vesayet altındadır.  Milletvekilinin sorularına dahi cevap verilmezse, Sayıştay’ın raporlarına müdahale edilirse o parlamento yürütmenin vesayeti altındadır.  Hangi yetkiniz var, hangi gaziliği kaldı Allah aşkına? Meclis’te el kaldıran, el indiren milletvekilleri grubuna döndürdüler.  Bir kişi kalkıp cesaretle benim görüşüm şudur diyemiyor. Dediği andan itibaren ‘Seni bir daha milletvekili listelerinde göstermeyeceğiz’. Ne demektir bu milletvekilini de vesayet altına alıyorum demektir, ben gerçekleri söylüyorum, gerçekler acıdır, katlanacaksınız gerçekleri. 

Herhangi bir konuda, çıkıp da enflasyonu eleştirdiniz mi, eleştiremezsiniz, cesaretiniz yoktur sizin. Kimse kusura bakmasın!  Sunulan bütçede ne var Allah aşkına? Ülkesini seven milletvekilleri olarak Ağustos 2018’den beri ekonomik kriz gelecek diyorduk. Her bir eleştiriye öneri getirdik. Sorumlu bir muhalefet anlayışıyla yaptık. Bir sorunu samimi çözmek istiyorsanız. Önce sorunun muhataplarıyla konuşmanız lazım. Bunun yolu nedir, Ekonomik ve Sosyal Konsey. Toplansaydı ne olurdu, en azından temsilcilerle dertleri öğrenirdin.

Dilimizde tüy bitti. ‘Her şeyi ben bilirim.’ Bir kişi her şeyi ben bilirim diyorsa dünyanın en cahil adamıdır. Türkçesi budur.  Anayasal kurumu çalıştırmıyorsunuz siz. Ekonomik Sosyal Konsey en son ne zaman toplandı? 5 Şubat 2009’da toplandı. Neden toplamadınız diye soramazsınız! İşçi, işveren örgütleri konuşamıyor. Baskı var üstlerinde.

Böyle bir rezalet Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanmamıştır. Bu bütçe kimin sorununu çözüyor? Gübre fiyatlarından bunların haberi var mı? Kendilerini saraya kapatmışlar, saraya bakıyorlar herkesin durumu iyi. Herkes birbirinin kuyusunu kazıyor.  Devlet kendi çiftçisiyle rekabet eder mi ya!  Böyle bir düzen olamaz! Faizi sıfırlayacağız diyor, hangi faiz. İktidar olduğumuzda birinci haftada çiftçilerin aldıkları kredilerin faizlerini sıfırlayacağız. Yüreğiniz yetiyor mu, yetmez! Talimat gelmesi lazım.  Yıllık enflasyon yüzde 21.

ENA Grup araştırmasına göre yıllık enflasyon yüzde 58 diyorlar. Hangisi doğru. Herhangi bir bakkala gidin, bakkal desin yüzde 21 desin vallahi siyaseti bırakacağım. Ekmeğe gelen zam bile bundan daha fazla. AK Parti’nin milletvekilleri olarak size soruyorum. Piyasada istikrarı sağlamak adına görevlendirilen kurumun adı nedir? Merkez Bankası.

Artık etiket değiştiren elemanlar istihdam ediliyor.  Merkez Bankası’nı o hale getirdiler ki 128 milyar dolar buharlaştı. Damatla kayınpeder 128 milyar doları ne yaptı? Kime sattılar, biliyor musunuz, bilemezsiniz.

Birisi de tarihte 128 milyar dolar olmadı  diyor, dünyadan bu kadar habersiz.  Ve sizin sıralarınızda milletvekili olarak oturuyor.  Bu iktidar tek kişilik hükümet. Saygınlığı olmayan bir hükümet. Hiç kimsenin itibar etmediği hükümet. Kendinize ‘Ben kendi vatandaşımdan neden dolarla borçlanıyorum” diye sormuyorsunuz.  Bunların hiçbiri, bakanlar milli değil. Türk Lirası nasıl pul haline dönüşür. Bankalardaki tasarruf mevduatının yüzde 63’ü dolar. Bu ne demektir? Vatandaş güvenmiyor dolar olarak tutuyor, kaçınızın haberi var? Daha da artacak göreceksiniz.

Türk Lirası’nı bu hale nasıl getiriyorlar.  Bu ülkenin insanlarının töresinde, hukukunda devlet bir kişiye teslim edilmemiştir. İlk kez 2018’den sonra devleti bir kişiye teslim edildi. Buradaki hükümet değiller.  Erdoğan, “Ben hiçbir zaman faizci olmadım” diyor. Bütün faizcilerin güvencesi ve umudu Erdoğan. Bu yıl 180 milyar lira olan faiz ödemesi bu bütçede 240 milyar lira olacak. Hani siz faize karşıydınız.  Bütçe mi kaldı ortada. Bu bütçe imzalanıp Meclis’e geldiği günden itibaren bütün rakamlar değişti. Dolar kuru, enflasyon kaçtı? Benim adaylığım seni neden bu kadar ilgilendiriyor, geliyor gelmekte olan (AKP’li vekile)  193 milyar dolar Londra’daki tefecilere faiz ödediler. Hangi faiz düştü, çiftçinin, emekçinin faiz mi düştü?  Ekonomi nereye gidiyor diye bakmıyor musunuz ya. İktidar olduğumuzda esnafın da kredilerin faizlerini sıfırlayacağız."