Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada İmamoğlu'nu avukatları temsil etti.

Sanık avukatı Kemal Polat, müvekkilinin konuşmasının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun söylemine bir cevap olarak söylendiğini belirterek, "Müvekkilimin ifadelerinin jest ve mimiklerinin söylediği sözlerle bütünlük arz eder şekilde Sayın Bakanı hedef alan siyasi, sert bir eleştiri de içeren cevap olduğu ortadadır." dedi.

Müvekkilinin YSK üyelerine yönelik herhangi jest, mimik veya atıfta bulunmadığının izlenen kayıtlarda anlaşıldığını ifade eden avukat Polat, çözüm tutanağının sadece sözlerin çözümünü almasının bir kanaat oluşturmayacağını söyledi.

Sanık avukatlarından Mustafa Aşık ise müvekkilinin YSK üyelerine yönelik bir kastının bulunmadığını, dönemin YSK üyelerinin de beyanının alınmasını talep etti.

Mahkeme, sanık avukatının YSK üyelerinin beyanının alınmasına yönelik talebi reddetti.

Duruşmada söz alan Avukat Kemal Polat, hakimin tarafsızlığının şüpheye düştüğünü öne sererek, reddi hakim talebinde bulundu.

Ara kararını açıklayan mahkeme, hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek bir durumun mevcut olmadığını, sadece taleplerinin reddedilmesinden dolayı bu yola başvurulduğu ve bunun da yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu gerekçesiyle reddi hakim talebinin reddine karar verdi.

Mahkeme, diğer eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

İddianameden

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, YSK Başkanlığı tarafından yapılan suç duyurusu dilekçesinde, 31 Mart 2019'da gerçekleştirilen İBB Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs'ta iptal edildiği, yenilenen seçimde Belediye Başkanı olarak seçilen Ekrem İmamoğlu'nun 4 Kasım 2019'daki basın açıklamasında kurul üyelerine hakaret içeren beyanda bulunduğunun aktarıldığı belirtiliyor.

İddianamede, İBB Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs 2019'da YKS tarafından iptal edildiği nazara alındığında, söylemin kamu görevlisi olan ve kurul halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı kaydedilerek, "Her ne kadar şüphelinin suç tarihi itibarıyla İBB Başkanı olarak görevini yapmakta olduğu görülse de soruşturma konusu eylemin şüphelinin kişisel suçu olarak değerlendirilmesinde zaruret bulunmaktadır." deniliyor.

Bu kanaatin yüksek yargı içtihatlarıyla da desteklendiği aktarılan iddianamede, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre Ekrem İmamoğlu'nun üzerine atılı suçu işlediği ve kamu davası açılması için gereken yeterli şüphe seviyesine ulaşıldığı anlatılıyor.

İddianamede, bu kapsamda Ekrem İmamoğlu'nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçunu işlediği iddiasıyla 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması isteniyor.