Silivri’deki Marmara Cezaevi Yerleşkesi’nde tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, kamuoyunda “turpun büyüğü” olarak anılan ve bilirkişi S.B.’ye ilişkin açıklamaları nedeniyle yargılandığı davada üçüncü duruşma bugün görüldü. Mahkeme, dosyadaki eksikliklerin giderilmesi nedeniyle davayı 30 Mart 2026 tarihine erteledi.
İmamoğlu, “yargı görevini yapan bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs” ile “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” suçlamalarıyla yargılanıyor.
Hakim değişikliği gölgesinde duruşma
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun son kararnamesiyle davanın asıl hâkiminin İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi’ne atanması ve yeni hâkimin izinde olması nedeniyle, bugünkü duruşmayı komisyon kararıyla İstanbul 20. Asliye Ceza Mahkemesi hâkimi yönetti. Duruşma yeri ve saati değişmedi.
Jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirilen İmamoğlu, salonda bulunanlar tarafından alkışlarla karşılandı.
“Bu bir müdahale değil, savunma hakkıdır”
İmamoğlu savunmasında kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti. Açıklamalarının yargıya müdahale değil, hukukunu koruma çabasının bir sonucu olduğunu söyledi.
“Hakikati söyleme cesaretini yargılıyorsunuz” diyen İmamoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Benim açıklamalarım müdahale değil, hakkımdır. Hukukumu koruma adına yaptığım görevin sonucudur. Bir cümlem, bir teşebbüsüm değil; çürümüş düzeni söylememdir. Yanlış yapanı anlatamazsın deniyor. Bunu bana kimse söyleyemez. Benim sustuğum gün bu ülke konuşamaz hâle gelir. Bu kötülükleri söylemek ne zamandır ihanet sayılıyor. Asıl teşebbüs, milleti etkisiz bırakmayı teşebbüstür. Siyaseti kelepçelemeye teşebbüstür. Bana diyorsunuz ki ‘Yanlış yapanı anlatamazsın.’ Bunu bana kim söyleyebilir? Hiçbir yurttaşa kimsenin söyleme hakkı yok. Benim sustuğum gün bu ülke konuşamaz hâle gelir. O yüzden susmuyorum. Doğruları söylemeye, hak, hukuk mücadelesini büyütmeye devam edeceğim. Hiçbir fert durmasın ‘Konuşma, sus’ olmaz. Bu iddia makamı, hakimlik makamını aldatmaktadır. İddia makamı suç işlemektedir. Onun için asla susmayacağım ve milletimin susturulmaması için sonsuz mücadeleme devam edeceğim…Akıl dışı senaryoların ve iftiraların pervasızca üretildiği bir dönemi yaşıyoruz. Bu yaşananlar adalet sistemine yönelmiş en büyük tehdittir. ‘Adalet mülkün temelidir’ yazısının karşısında konuşurken birileri adaleti çökertme içerisinde. Ekonomiden, eğitime, üretimden, sanayiye her alanda çöküşün ucube Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sonucudur.””
'Soruşturma süreçlerinin nasıl işlediği ortada'
Soruşturma sürecinin nasıl işlediğinin ortada olduğunu ifade eden İmamoğlu, “Bizi izlemeye gelen insanların, yakınlarımın, kıymetli avukatlarımın huzurunda konuştuğumun farkındayım. Soruşturma süreçlerinin nasıl işlediği ortada. Bu cennet vatanın hafızası güçlü, geleceğimizi adaletle, refahla buluşturmaya ant içmiş insanlarımızı selamlıyorum. Buradayım, Silivri’deyim. Uydurma davalara karşı savunma yapmaya değil, suç işleyenleri ortaya çıkarmaya sonuna kadar devam ediyorum, edeceğim Hafta başından bugüne 3-4 gün içinde gazeteciler, öğrenciler tutuklanmaya devam ediyor. Yokluk, yoksulluk; yanarak ölenler, zehirlenenler içimizi yakıyor. Tacize uğrayanlar, analar babalar isyan ediyor. Milletimizin temel sorunlarını çözemeyen sistem ise anayasal düzene zarar vermeye bilinçli olarak devam ediyor. Yeni icatlar ile oyun içinde oyun kurmaya pervasızca sürdürülüyor” diye konuştu.
Dava nasıl başlamıştı?
Dava, İmamoğlu’nun 27 Ocak 2025’te Saraçhane’de düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamalara dayanıyor. İmamoğlu, CHP’li belediyelere yönelik soruşturmalarda sıkça görevlendirilen bilirkişi S.B. hakkında 'turpun büyüğü' ifadelerini kullanmış ve bazı iddialarda bulunmuş; Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ilişkin bir dosyada olmayan bir bilirkişi raporunun varmış gibi mahkemeye sunulduğunu ileri sürmüştü.
İmamoğlu, İstanbul’da binlerce bilirkişi bulunmasına rağmen, İETT, İSPARK, Beşiktaş ve Esenyurt dosyalarında aynı ismin görevlendirilmesini eleştirmiş; Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasına gerekçe yapılan raporun da S.B. tarafından tek başına imzalandığını öne sürmüştü. Bu açıklamalar sırasında kullandığı “turpun büyüğü bilirkişi S.B.” ifadesi kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştı.
İddianamede ne yer alıyor?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, İmamoğlu’nun açıklamalarıyla bilirkişilerin ve yargı organlarının bağımsız ve tarafsız olmadığı yönünde kamuoyu oluşturmayı amaçladığı, bu yolla bilirkişinin görev aldığı soruşturma ve davalarda baskı yaratmaya çalıştığı iddia ediliyor.
Savcılık, bu açıklamaların Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen bir dava dosyasını etkilemeye teşebbüs niteliği taşıdığı görüşünde.