HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanlığı’nın Diyarbakır'da düzenlediği "Madde Bağımlılığı" panelinde konuşan HÜDA PAR Mersin Milletvekili Faruk Dinç, sahada yaptıkları araştırmaların sonucunda bir rapor hazırladıklarını belirtti. Dinç, “Derdimiz kürsüye çıkıp şovmenlik yapmak değil gençlerimizi kurtarmaktır” ifadelerini kullandı.
Selahaddin Eyyubi Camii Konferans Salonu'nda düzenlenen panel, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Panelin açılış konuşmasını Doç. Dr. Eşref Araç yaptı. Dr. Hüseyin Gülsever'in moderatörlüğünde sunumlarını gerçekleştiren uzmanlar, uyuşturucu ve kumar bağımlılığının Türkiye'de gençliği tehdit eden en büyük iki risk hâline geldiğini belirterek aile, okul ve sivil toplumun birlikte mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.
“Neslimiz elimizden kayıyor”
HÜDA PAR Gençlik Politikaları Başkanı ve Mersin Milletvekili Faruk Dinç ise "Saha Çalışmaları ve Çözüm Önerilerimiz" başlıklı sunumuyla partisinin madde bağımlılığıyla mücadelede yürüttüğü çalışmaları ve çözüm yaklaşımını aktardı.
“Uyuşturucu zehri öyle tehlikeli bir illettir ki hiçbirimizin rengine, kimliğine, etnik kökenine, cinsiyetine ya da siyasi görüşüne bakmaz.” diyen Dinç, şu ifadeleri kullandı:
''Bağımlılık konusunun önemini bildiğimiz için her zaman meseleye önem verdik. Bu kapsamda bir rapor hazırladık. Bu rapor, masa başında hazırlanmış istatistiklerin toplamı değildir. Bizzat sahaya gittik, uyuşturucu bağımlılarıyla görüştük. 43 kişiyle yüz yüze oturup konuştuk. 'Niye başladın, seni buraya getiren neydi?' diye tek tek dinledik ve bu görüşmelerden sonra kapsamlı bir rapor oluşturduk. Uyuşturucuyla mücadele, tek bir kurum veya bakanlığın altından kalkacağı bir iş değildir. Bu konuyla ilgili Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı'yla görüştük. Her birine, kendi alanlarını ilgilendiren çözüm önerilerimizi ilettik. Çünkü derdimiz kürsüye çıkıp şovmenlik yapmak değil gençlerimizi kurtarmaktır. Geleceğimiz gidiyor. Neslimiz elimizden kayıyor."
Sahada, akademisyenlerle, sosyal hizmet uzmanlarıyla, bağımlılıkla mücadele eden STK'larla da görüştüğünü ifade eden Dinç, durumun gerçekten içler acısı olduğunu belirterek son bir yıl içerisinde uyuşturucu nedeniyle gerçekleşen bazı olayları aktardı.
"Sosyal medya fenomenleri, uyuşturucu içerikli paylaşımlar üretiyor ve bunları sosyal medya üzerinden gençlerle paylaşıyor"
"Peki, gençler bu zehire nasıl ulaşıyor?" sorusunu yönelten Dinç, "En çok sosyal medya üzerinden. Emojiler, kodlamalar üzerinden iletişim kuruyorlar. Özellikle bazı sosyal medya fenomenleri, uyuşturucu içerikli paylaşımlar üretiyor ve bunları sosyal medya üzerinden gençlerle paylaşıyor. Yapılan araştırmalara göre, 18–35 yaş arasındaki gençlerin yüzde 48'i bu paylaşımlardan etkilenmiş durumda. Ayrıca, araştırmalar gençlerin yüzde 42'sinin sosyal medya aracılığıyla uyuşturucuya ulaştığını ortaya koyuyor. Fenomenler arasında yapılan başka bir araştırmada ise katılımcıların yüzde 23'ü bu fenomenlerin uyuşturucu içerik paylaştığını itiraf etmişler." şeklinde konuştu.
"Meselelerin çoğunun temelinde manevi boşluk, özgüven kaybı, aile ilgisizliği var"
Alkol tehlikesine de dikkat çeken Dinç, "Görüştüğüm gençlerin neredeyse hepsi önce alkol kullanmış, ardından uyuşturucuya geçmiş. Kekemelik problemi olan bir genç vardı. Kendini ifade etmekte çok zorlanıyordu. Herkes onunla dalga geçmiş, çocuk gururuna yedirememiş. Bana dedi ki 'Bu çıkmazdan kurtulmak için bu zehire sarıldım. Çünkü kendimi ifade edemediğimde herkes benimle alay ediyordu.' Orada bulunan herkes ağladı. Çünkü meselelerin çoğunun temelinde manevi boşluk, özgüven kaybı, aile ilgisizliği var. Bu nedenle ailelere sesleniyorum; çocuklarınızı sevin, onlarla bağ kurun, iletişimi koparmayın, yargılamayın. Şüphe duyarsanız bile sert tepki vermeden takip edin." dedi.
“Öncelikle alkolün gençlerin gözünden uzaklaştırılması gerekiyor”
İslam ülkelerindeki madde bağımlılığıyla mücadele yöntemlerine ilişkin bilgi veren Dinç, “Endonezya'da alkol satışı yalnızca devletin kontrolünde yapılabiliyor. Malezya'da ise Müslümanlara alkol satmak doğrudan yasak; kimse Müslümanlara alkol satamaz. Hem Endonezya'da hem Malezya'da uyuşturucuyla ilgili cezalar çok ağır; bazı durumlarda idam uygulanıyor. Singapur'da da benzer şekilde uyuşturucu bulundurma ve kullanımına karşı çok sert cezalar mevcut. İsveç'te de alkol satışı rastgele yapılamıyor; yalnızca devlet kontrolündeki belirli noktalarda ve düzenlemeler çerçevesinde satılabiliyor. Bizim ülkemizde durum farklı: Zincir marketlerde, kasaların yanında alkol bulunabiliyor ve sürekli promosyonlar yapılıyor. Oysa diğer ülkelerde bunların hepsi yasak. Bu nedenle, öncelikle alkolün gençlerin gözünden uzaklaştırılması gerekiyor. Bu konuda ciddi ve uygulanabilir çözümler geliştirilmesi şart."
“Uyuşturucu bağımlısı tedavi olmak zorunda olmalıdır”
Türkiye'de bir bağımlının tedavi olma zorunluluğunun olmamasının kanuni boşluk olduğunu ifade eden Dinç, "Biz Meclis'e bir kanun teklifi sunacağız; uyuşturucu bağımlısı tedavi olmak zorunda olmalıdır. Çünkü toplum için tehdittir, ailesi için tehdittir, kendisi için tehdittir. AMATEM'ler çalışıyor ama başarı oranı yüzde 3. Hatta bir genç '237 kez giriş yaptım, 16 kez yattım ama tedavi olamadım' dedi. Burada gönüllü çalışan STK'lar çok başarılı çünkü gençlerin ruhuna dokunuyorlar, manevi destek veriyorlar. Gençler, sadece beynine bilgi yükleyen bir sistemle değil kalbine dokunan bir eğitimle ayakta kalır." dedi.
“Bu topluma mana kazandırmamız lazım”
Dinç, son olarak şunları kaydetti: "Her şeyi madde üzerinde inşa ederseniz, nesil madde bağımlısı olur. Bu topluma mana kazandırmamız lazım. Gençlerimize 'Niçin yaratıldık, nereye gidiyoruz, sorumluluklarımız nelerdir?' sorularını öğretmemiz lazım. Kendi fıtratını tanımayan, Rabbini de tanıyamaz."