Kılıçdaroğlu, beraberindeki milletvekilleriyle Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesindeki Ahmed-i Hani Türbesi'ni ziyaret ederek dua etti. Daha sonra İshak Paşa Sarayı'nı gezen Kılıçdaroğlu, ilçedeki tarihi mekanlar hakkında bilgi aldı. Doğubayazıt Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Ararat Halı Kursu'nu da gezen Kılıçdaroğlu, kurs bahçesinde vatandaşlarla bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, tarım ve hayvancılık konusunda Erzurum'dan başlayarak İran sınırına kadarki bölge için özel bir planlama yapılması gerektiğini söyledi. Sınır ticaretinin önemine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, gerekli önlemlerin alınarak burada ticaretin güvenli hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. İktidara geldiklerinde çiftçi ve esnafın bankalardan aldığı kredinin faizlerini sıfırlayacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Çiftçi almış krediyi, ekmiş bir şeyler, şimdi üstüne pandemi dolayısıyla ödememiş, üzerine faizler binmiş, her faiz binince ödeyemiyor, tekrar erteleniyor. Faizi silersin, ana parayı taksite bağlarsın. Vatandaş gelir, makul taksitler içinde bunu öder. Tarım olayında, ne ekiyor ne biçiyorsa planlaması yapıldıktan sonra dönüm maliyeti bellidir. Maliyet çıkar, bir ziraat mühendisine söyleyin, rahatlıkla çıkartır. Artı makul kar, eşittir taban fiyat. Formül bu olması lazım. Böylece hiçbir çiftçi planlama çerçevesinde ektiği hiçbir üründen zarar etmeyecek. Söz verdik, çiftçiye kırmızı mazotu ÖTV'siz ve KDV'siz vereceğiz. Dolayısıyla da maliyeti düşüreceğiz." Kılıçdaroğlu, köylerde imam ve öğretmen gibi ziraat mühendisi ve veterinerin de kamu görevlisi olarak yer alacağı, kırsalda çalışan kadın ile gençlerin de sosyal güvenlik primlerini kırsalda çalıştığı sürece devletin ödeyeceği vaatlerinde bulundu. Vatandaşlardan seçimle ilgili istekte bulunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Sizden bir şey istiyorum: Sandığa giderken elinize vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Başka bir şey istemiyorum. Öyle 'gelin CHP’ye oy verin', yok kardeşim. CHP’ye mi verirsin başka bir partiye mi, bilmiyorum. Tek istediğim, elinizi vicdanınıza koyup sandığa oyunuzu öyle atın. Elinizi vicdanınıza koyup 'kime oy vereyim', 'kim bu ülke için çalışıyor', 'kim fakirin ve fukaranın hakkını savunuyor', 'kim haksızlığa uğrayan kişinin hakkını arıyor' düşünün. Kim bu, oyunuzu ona verin. Adalet konusunda, devletin dili adalet. Devletin dili adaletse, haksızlığı yapanlara oy verilir mi? Yani adaletsizliği yapana sen biraz daha adaletsizlik yap seni biraz daha iktidarda tutayım, denir mi? Denmemesi lazım. 20 yıldır memleketin hangi halde olduğunu ben de biliyorum siz de biliyorsunuz." Memleketin herkesin olduğunu ve kucaklaşmak gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Önemli olan; bu güzel coğrafyada düşünmemiz, helalleşmemiz lazım. Artık kavgadan bıkmadık mı? Kavga olmasın, kucaklaşalım. Kimsenin kimliğini sorgulamayalım. Allah'ın yarattığı en değerli varlık insan, biz soruyoruz senin kimliğin ne? Sana ne kardeşim. Benim kimliğimi tercih etme hakkım zaten yok ki. Kimlik siyaset konusu olmaz. İnanç siyaset konusu olmaz. Yaşam tarzı siyaset konusu olmaz. Bu ovalar ekilmiyorsa, niye ekilmiyor? İşte bu siyaset konusu olur. Bu kadar işsizlik varsa, niye bu işsizlik var? O siyaset konusu olur. Çünkü her birimiz doğduğumuz andan itibaren vergi öderiz. Bir tek teneffüs ettiğimiz havadan dolayısıyla vergi ödemiyoruz. Belki onunda ileride vergisi çıkar. Oradan kurtarmışız. Bu güzel ülkede hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kucaklaşmak istiyoruz. Bereketli topraklarımız çalışkan insanlarımız var. Dünyanın en zengin kültürüne sahibiz. Bu zengin kültürü hepimiz içselleştirmemiz gerekirken birbirimize kavgasını veriyoruz. Neden verelim? Güzel Türkiye’de hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz."