Alçı, yazısında Sezen Aksu'nun 2010 yılında yalısında verdiği bir davette başörtülü insanların hakkını savunduğunu belirtirken, "Herkes haddini bilecek” diyen bir kişiye "Sen kendini o insanlardan üstün görerek onlara haddini bil diyemezsin. O insanlarla sen eşitsin anladın mı, eşit eşit. Sen ben kimiz de ‘Yok buraya girsinler de şuraya giremezler’ diye buyurabiliyoruz. Her yere girecekler. Senin benim başımız açık diye o insanlardan üstün değiliz anladın mı? Üniversiteye de girecekler. Öğretmen de olacaklar, milletvekili de olacaklar, bakan da olacaklar…"  sözleriyle karşılık verdiğini söyledi. 

Alçı, Aksu'nun sözleri üzerine eşi, Güneş gazetesi yazarı Rasim Öztekin'in kalkıp Sezen Aksu'ya sarıldığını söylerken, o anın fotoğrafını sosyal medya hesabından da paylaştı.

Alçı, şu ifadeleri kullandı: 

"Büyük bir sanatçı olmasının yanı sıra böyle bir vicdan ve adalet çığlığıdır Sezen Aksu…

Bakın dikkat edin soğuk bir Batıcı steril akademisyen gibi 'Ben başörtüsü takmayı demokratik bir hak olarak savunuyorum ama asla tasvip etmiyorum onları' gibi bir üslup değildir Sezen Aksu…

Kardeş olarak gördüğü başörtülü dindar insanların haklarını kendinin ya da oğlu Mithat Can’ın hakkı gibi böyle kalpten savunmanın adıdır. Böylesine içten ve derin demokrat aydındır Sezen Aksu.

Başörtüsünün üniversitelerde bile yasak olduğu bir zamanda 'Başörtülü kadınlar devlet bakanı da olabilecek' diye yüksek sesle söyleyebilmektir. O yüzden AKDER’in başörtüsü yasaklarına karşı ilk imzacısıdır Sezen Aksu. İlk imzacı…

Bir Türk olduğu halde bu ülkedeki Kürt yurttaşlarımızla, gayrimüslim yurttaşlarımızla biz Türklerin eşit yurttaş olduğunu haykırmaktır.

O dönemin patronu orgenerallerin tehditlerine rağmen bu ülkede yaşayan her yurttaşın dilinden şarkıları inadına söylemiştir.

Sezen Aksu, Hz. Adem ve Havva’ya kasten ve kötü niyetle saygısızlık edecek, dince kutsal görülen değerlere dil uzatacak bir insan asla değildir. Aslında bunu herkes de biliyor. Ama yaşanan bu çılgınlık ortamı tüm gözleri kör ediyor."