Tunceli'de 5 Ocak 2020 tarihinden beri haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun soruşturmasında yeni gelişme yaşandı. Gülistan Doku’nun erkek arkadaşı Rus uyruklu Zainal Abarakov’un annesi Cemile Yücer’in yakın bir zamanda Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) bir dilekçe yazdığı belirtildi. Dilekçede Yücer, yurt dışına çıkmak istediklerini, bu nedenle adli kontrol şartlarının kaldırılmasını talep ederek şöyle dedi:

"Ben oğlumu olaydan yani sosyal medyada yayılmadan önce vali ve yetkililerin bilgisi dahilinde Rusya’ya gönderdim. Olay biraz medyaya çıkmaya başlayınca sayın İçişleri Bakanımız bize rica etti: "Gelsin oğlunuz buraya yoksa olayları başlatacaklar, getirin Türkiye’ye" dedi. Biz de onu kırmadık getirdik. Lütfen sayın Cumhurbaşkanım bizim yurtdışı yasağımızı kaldırın biz bu ülkeden gitmek istiyoruz.”

Tunceli Barosu Başkanı ve davaya müdahil avukat Kenan Çetin, CİMER’e yazılan dilekçeyle ilgili olarak şunları söyledi:

"Özellikle Zainal’ın annesi Cemile’nin CİMER’e vermiş olduğu bir adli kontrolümüzü kaldırın özetinde bir dilekçesi var. Dosya incelendiğinde dosyada adli kontrol kararının olmadığını görüyoruz. Demek ki aile ile ilgili idari anlamda bir sınırlandırma kararı konulmuş. Yani pasaportla yurtdışına gidilmesi engellenmiş. Bu yazının içerisinde başta Zainal’ın ailesinin vermiş olduğu bilgide; ilk medyaya yansımadan Zainal’ın vermiş olduğu o tarihlerde Rusya’ya gittiğini CİMER’e yapılan başvurudan biliyoruz. Aile 'biz o dönem yetkililer ve valiyle görüştük bize müsaade edildi biz gittik. Sonrasında da İçişleri Bakanlığı 'bu olay ortalığı karıştırır çocuğu getirin' dedi. Biz de çocuğu getirdik ama şu anda mağduruz' diyorlar."

Doku ailesinin avukatı Çetin, Zeynal Abakarov’un telefonuna el konulmadığını ve evinde kriminal inceleme yapılmadığını belirterek, "Ailenin avukatı ve baro komisyonunun yazmış olduğu 30’un üzerinde soru var. Bu anlamda bu gizemlerin ortaya çıkartılması gerekiyor. Baştan beri şunu söylüyorduk; Zainal şüpheli, neden telefonuna ve bilgisayarına el konulmadı? Niye evinde kriminal anlamda inceleme yapılmadı? Saçtan tutun, arabası çamurluydu, arabayla ilgili işlemlerin yapılması gerekiyordu. Bu dosyanın yeniden ele alınması gerekiyor. İçinde başka bir şüpheli var, şüphelinin babası emniyette çalışıyor. Soruşturma makamı soruşturmayı yürütecek kolluğun jandarmaya verilmesi talebimiz vardı. Şimdi ailenin avukatı etkin soruşturma yürütülmediği için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru hazırlığı var. Anayasa Mahkemesi'ne dosyanın gitmesi mümkün. Yeni dediğimiz belgeler su yüzüne çıkıyor ama savcılık makamından etkin bir soruşturmanın yapılması talebimiz var. Anne nasıl CİMER’e bilgi veriyorsa, bu olaya tanıklığı olan bilgisi olanların savcılık makamına başvurup bu olayla ilgili aydınlatıcı bilgileri varsa yazılı olarak göndermesi, hiç bir şey yapamıyorsa baromuza bilgi vermesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Kızlarının akıbetini öğrenmek için adliye binasının önünde oturma eylemini devam ettiren anne Bedriye Doku, dönemin valisi Tuncay Sonel’in kızını bulacakları yönünde kendilerine söz verdiğini belirterek şunları söyledi:

"Ben kızımı okumaya yolladım, süt, yumurta satarak kızımı okuttum. Onun bir mezarı olsun, bende onun mezarı başında dua edeyim. Ben adalet istiyorum, benim canım yandı başkalarının canı yanmasın. Artık öğrenciler, kadınlar ölmesin. Eski vali geldi bize dedi ki; 'Gülistan sudadır. Benimde iki kızım var onların üstüne yemin ederim ben Gülistan’ı sana vereceğim' dedi. Niye bizi aylarca o köprüde oyaladı. Sabah, akşam oraya gidiyoruz, cenazeyi bekliyoruz. Niye o zaman kızımı bana vermedin.”