Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı bir programda gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulunuyor. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

KARLA MÜCADELE

Kar yağışını ben doğrusu bir bereket olarak görüyorum. Kuraklıkların ülkemizde ciddi manada toprağımızı tehdit ettiği, birçok yerlerde bitki, meyve, sebzede sıkıntılar yaşadığımız dönemleri geride bıraktık. Kar yağışı gelince de farklı bir yaklaşım ortaya koymaya başladık. Karın sebep olduğu ulaşım sıkıntılarına karşı gerekli tedbirleri almak elimizde.

İSTANBUL'A YAKIŞMAYACAK GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI

Bu son kar yağışının etkileri anlamında maalesef özellikle İstanbul'a yakışmayacak görüntüler ortaya çıktı. Tuzlanmayan yollarda araçlar kilometrelerce kuyruklar oluşursa bunların sorumlusu, sorumluları vardı. İstanbul'da gereken yol tuzlama ve yol açma sorunlarından kaynaklandığını ilçe belediyelerimizden de dinledik. Bunu yapmayanlar belli. Bu basiretsizliktir. Siz kar yağdıktan sonra tedbir alamazsınız. Her iki bakanım da kendi altyapıları durumunda olan, örneğin ulaştırma bakanımızın koordine ettiği hangi kurumlar var? 

GECE 3'E KADAR İŞİ TAKİP ETTİM

Ben gece saat 3'e kadar takip ettim, arkadaşlarımla irtibat halinde oldum. Ortada doğru olmayan ifadeler var. Bir yalan söz konusu burada. İBB kalkıp Cumhurbaşkanlığından veya Plan Bütçe Başkanlığından talepte bulunur ve bu talebi bütün incelemeleri yapılır, tüm bunlardan sonra da gereken karar alınır. Bunların da ödenme süreçleri bellidir. Şehirlerine hizmet etmek gibi bir dertleri, kabiliyetleri olmayanlar "Engelleniyoruz" diyor. Milletime böyle bir şeyin olmadığını somut rakamlarla anlatmak istiyorum. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere muhalefet belediyelerine gelen bütçeden aktarılan paylar 2019'dan bu yana aşağı yukarı 2 kat arttırılmıştır. AK Parti'ye, MHP'ye ve diğer partilere mensıup belediyelerin gelirlerinde yapılan artış aynı orandadır. İBB 2019'da 13 milyar 848 milyon lira merkezi idareden pay alırken bu rakam 2021'de 25 milyar 376 milyon liraya çıkmıştır. Görüldüğü gibi mesele genel bütçeden alınan payın adaletsiz veya haksız dağıtımı değildir. Tam tersine bu konuda gayet adil, hakkaniyete ve hukuka uygun bir dağılım söz konusudur. Mesele şehre tüm vaktiyle, zihniyle hizmet etme kabiliyetine sahip olup olmama meselesidir. Belediye başkanlığı yaptığım dönemde kar, tipi, bora olacak, Tayyip Erdoğan gidip evinde yatacak, yok böyle bir şey. Biz tüm belediyelerimizle AKOM'da karargâhımızı kurar, oradan İstanbul'u izlerdik.

BİZ KİMSEYİ ENGELLEMİYORUZ

İş yapmak istiyorsanız kimse sizin önünüzü kesemez. İstanbul'da 2014-1019 döneminde 22 borçlanma dosyası gelmiş, CHP hayır oyu vermiştir. Bunların için tüm metro projeleri vardır. CHP yönetimi ise 50 borçlanma dosyası getirmiş, AK Parti grubu sadece birine hayır oyu vermiştir. Siz avam proje ile ortada gerçek bir hazırlık olmadan sadece niyetle dış borçlanmaya çıkarsanız sonuç alamazsınız. CHP'li de olsa AK Partili de olsa alamazsınız. Buradaki mesele parti meselesi değil kanun meselesi. Biz kimseyi engellemiyoruz. Onlar kendi yanlış tercihleriyle belediyeyi borç batağına sokmuştur. Bunlardan eser ve hizmet beklemek beyhude bir gayrettir.

BİZ MARMARAY'I YAPARKEN ÖNÜMÜZE CHP ZİHNİYETİ ÇIKTI

Biz Marmaray'ı yaparken önümüze CHP zihniyeti çıktı. Biz 3-4 yıl önce bitirecekken, CHP zihniyeti nedeniyle gecikmeyle bitirdik. Kar, fırtına var. Biz Marmaray'ı ücretsiz yapacağız dedik ve Marmaray yolcularını ücretsiz taşıdı. Aynı şey Avrasya için de geçerli.

BORÇLANMA SINIRI

Kanuna göre büyükşehir belediyeleri bütçe gelirlerinin en fazla 1.5 katı kadar borçlanabilir. Bu yeni değil, 2005'ten beri var. Burada İBB'nin Mart 2019'daki borç tutarı 28.5 milyar liraydı. Üstelik bunun 6 milyar lirası kendi kurumlarıyla arasındaki borç-alacak ilişkisinden yani fiili değil, bilanço borcundan oluşuyordu. Devam eden projeler olan borç da 5.2 milyar liraydı. Kalan 17.3 milyar liralık borç ise vadesi 30 yıla yayılmış, çok uygun şartlarda alınmış borçlardı. Halbuki kanuna göre borç limitinin gelirinin yüzde 150'sinin yani 32.3 milyar lirayı geçememsi gerekiyordu. 2022 için öngörülen borçlanmalarla bu rakam 73 milyar liranın üzerine çıkacaktır. 2018 yılında İBB öz gelirlerinin toplam gelirlere oranı yüzde 32 seviyesinde iken bu oran 2020'de yüzde 14'e gerilemiştir. Merkezi idareden gelen kaynak 2018'de toplam gelirlerin yüzde 68'ini, bu oran 2020'de yüzde 86'ya yükselmiştir. İstanbul'da beceriksiz ve liyakatsiz yönetim sebebiyle belediyenin özgelirleri yok edilmiş, giderlerin tamamı merkezi yönetimden gelen parayla karşılanmaya çalışılmıştır. Böyle olunca da belediye hızla borç batağına saplanmıştır. Maalesef İBB adeta 1994 yılında bizim devraldığımız döneme geri dönmüştür. Biz hükümet olarak kendi sorumluluk alanımızda İstanbul'a hak ettiği hizmetleri vermeyi sürdüreceğiz.

İRAN'IN DOĞALGAZ KESİNTİSİ

Biz İBB değiliz. Bizim İran'a borcumuz kesinlikle söz konusu değil. Bu iddialar yalandır ve Cumhurbaşkanı İbrahim beyle yaptığım görüşmede de kendilerine söyledim, onlar bir arızdan ötürü bu işi 10-15 gün erteleme durumları olacağını söylediler. Şu anda İran'da da kış şartları çok sert. Bütün bunlarla beraber en kötü şartlarda bir 10 gün esneme yaparsak bu süreci atlatırız dedi sayın cumhurbaşkanı. Ekiplerimiz orada görüşmelerini yapıyorlar. İnşallah 10-15 gün içerisinde bu doğalgaz akışı tekrar devam edecek. Tabii tedbirlerimiz var. 

ELEKTRİKTE KADEMELİ FATURALANDIRMA SİSTEMİ

Salgın koşulları nedeniyle alınmış bir tedbir. Dünyada hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar sonucu enerji maliyetlerinde de büyük artışlar meydana geldi. Dünyada elektrik üretiminin ana hammaddelerinden olan kömür fiyatlarında 5 kat, doğalgaz fiyatlarında 10 kat artışlar söz konusu. Özellikle fiyatlarda sübvansiyon hala mevcuttur. 2021'de vatandaşlarımızın elektrik faturalarında yüzde 50, doğalgaz faturalarında ise yüzde 75 oranında devletimiz sübvansiyona gitmiştir. 2022'de de benzer sübvansiyonlar devam edecek. Ayrıca bir konut abonesinin aylık elektrik ve doğalgaz faturaları için ödediği toplam tutar 2002'de net asgari ücretin yüzde 47'sini oluşturuyor. Aynı miktardaki tüketim için 2022'de bu oran yüzde 12,9 seviyelerine düştü. 2021 verilerine göre ülkemizdeki konutlarda kullanılan ortalama tüketim aylık 134 kw/saat olarak gerçekleştir. Kademeli tarifenin amacı elektriğin verimli kullanımı teşvik etmek, dar gelirli vatandaşlarımızın kullandığı elektriğin sübvansiyonunu sağlamak.

MERKEZ BANKASININ FAİZ KARARI

Uyguladığımız bu akılcı politikalarla kamu maliyesinde ve bankacılık sektöründe ciddi kazanımlar ve güçlü bir duruş elde ettik. Faiz oranlarında tarihi düşük seviyeleri yakalama başarısını göstermiştik. 2013'te Türkiye tarihinin en düşük faiz ortamını yakaladı. Ancak bunun ardından bir dizi iç ve dış olumsuz gelişme ile bu süreç kesintiye uğradı. Son 20 yılda altyapı yatırımları konusunda önemli mesafeler kat ettik. Üretim odaklı ihracat ve istihdamı arttırmak hep önceliğimiz oldu. Bütün bunlar yeni modelimizin uygulanmasına yönelik uygun zemini hazırladı. Böylece nihai amacımız olan dengeli ve sürdürülebilir büyümeye kesinlikle ulaşacağız. Yüksek faiz ortamının orta-uzun vadede kırılganlık oluşturduğu aşikar. Biz işte bu sebeple düşük faiz ortamında kaynaklarımızı üretim, istihdam, ihracat ve büyüme olarak kullanmak istiyoruz. Önümüzdeki döneme çok iyimser bakıyoruz. Son dönemde döviz kurundaki istikrarlı seyir bu bakışımızı destekliyor. Kamusal kaynakları ve banka kredilerini etkin ve verimli şekilde üretimin arttırılması için kullanarak bu mücadelemizde başarılı olacağımıza inanıyorum. Bu modelle birlikte ekonomimiz spekülatif ve manipülatif müdahalelerden daha az etkilenecektir.

ÖZEL BANKALARA TEPKİ

Kamu bankaları bu konuda hassas. Vatandaşını yüksek faizle sömürme gayreti içine giremez. Bundan rahatsız olacak özel bankalar biliyorum ama bunu söylemek zorundayım. Tüketim ekonomisine destek vereceksek sömürü yoluyla değil. Siz böyle yaparsanız gideceği yer neresi, uygun krediyi veren kamu bankalarıdır. Faizden medet umulmasını doğru bulmuyoruz. 

KUR KORUMALI TL MEVDUAT HESAPLARI

Muhalefetin bizim hangi yaptığımıza doğru dediği baki. Sağlık sisteminde Şehir Hastanelerini yaptık doğru mu dediler. Hiçbir zaman kalkıp da güzelliklere hayırlı olsun demeyecekler. 20 yıldır bu ülkeyi biz yönetiyoruz. Biz daha önce bunu denemiştik. Neyi denemiştiniz? 20 yıldır bu işi yapan biziz, neticelerini aldık şimdi bunu uygulamaya koyduk. 25 Ocak 2022 tarihi itibariyle kur korumalı TL mevduat hesaplarında toplam büyüklük 203 milyar lirayı aşmış durumda. Ekonomi programımızla özellik KDV'de etkinliği, adaleti sağlamak yönünde çalışmalar yapma kararı almıştır. KDV konusunda da Hazine ve Maliye Bakanlığımız çalışmalarını yürütüyor. Gelen talep ve değerlendirmeler etraflıca analiz edilip atılması gereken adımlar varsa adımları gerçekleştireceğiz.

RUSYA-UKRAYNA KRİZİ

Bölgede bir savaşı doğru bulmamız mümkün değil. Bölgemizde barış ve istikrar istiyoruz. Her iki üleknin de Türkiye'nin samimiyetinin, iyi niyetinin farkında olduğunu düşünüyorum. İki bölge ülkesinini birbiriyle savaşmasının ne taraflara ne de bölgeye bir getirisi olamaz. Liderleri misafir edip barışın yolunu açabiliriz. Daha fazla savaş, daha fazla acı istemiyoruz.

PUTİN'İ DE ÜLKEMİZE DAVET ETTİK

Ülkemiz Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğine en başında beri destek verdi. Rusya'nın Kırım'ın ilhakı başta olmak üzere Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne yönelik adımlarına karşı net bir tutum sergiledik. Biz şu anda sayın Putin'i de ülkemize davet ettik. İkili bir görüşmeyle adımları atalım istiyoruz. Şu an bizim arzumuz diyalog ve diplomasi yoluyla mevcut krize bir çözüm bulunmasıdır. Hem Rusya hem Ukrayna'ya yapıcı ve itidalli davranmaları yönünde çağrılarımızı sürdürüyoruz. Türkiye NATO üyesi olmanın gereklerini yerine getirecek.

SEZEN AKSU AÇIKLAMASI

Burada çok açık net gerçeği ortaya koymakta fayda var. Benim oradaki hitabımın muhatabı Sezen Aksu değildir. Sezen Aksu Türk müziğinin önemli bir ismidir. Ama diğer taraftan ülkenin cumhurbaşkanı olarak insanımızın hangi inançtan olursa olsun dini değerlerine laf edilmesine müsaade etmem. Burayı ayırmak lazım. Benim insanımızın kutsalına yönelik hassas bir duruşum var bunu da herkes bilir. Dilini koparma ifadesi bir şahsa yönelik değil. Özgürlüğün sınırları hakaret etmek, kutsallara kötü sıfatlar yapıştırmak değildir. Bir millet olarak kardeşçe ve birlikte yaşamımız teminatı birbirimize olan saygımızdır, bu saygıyı ortaya koymakta mecburuz.

SEDEF KABAŞ'A TEPKİ

Buradaki hakaret her şeyden önce şahsımla ilgili değil, temsil ettiğim makama yöneliktir. Biz cumhurbaşkanlığı makamının ve millet iradesinin izzetini korumakta yükümlüyüz. Bizim bunlara prim vermemiz söz konusu olamaz. Hukuk neyi gerektiriyorsa gereği yapılacaktır. Bunun ifade özgürlüğü ile alakası yoktur. Siyasette eleştiri olur ama bu temiz bir dille olmalı. CHP'nin cumhurbaşkanına hakaret maddesinin kaldırılmasını istemesi de tam bir garabettir. Bu makamların şerefini, saygınlığını bu aziz milletle birlikte koruyacağız. Hemen hemen devlet başkanlarına hakaret etmek suçtur. Bu ülkenin seçilmiş iradesine de istediğiniz gibi hakaret etme lüksünüz olamaz.

İMRALI ÇIKIŞI

Öcalan'ın, Demirtaş'ın oradan verdiği mesajlardan rahatsız olduğu, ortada bir gerçek. Terör Örgütü PKK Elebaşı'nı (Öcalan) bırakacak tek bir iktidar olur, o da HDP'nin içinde olduğu zillet ittifakı iktidara gelirse böyle bir şey olur. HDP'nin terörist elebaşıyla ilgili heykelini dikeceğiz vaadlerini hatırlayın. Bu hanım (Akşener) zihnindekini ifade etmiştir, zillet ittifakındaki HDP'ye verdiği sözler aklına gelmiş olacak ki, terörist başının salıverileceğini zannediyor.

KAMU İŞÇİLERİNE EK ZAM! 

İşçilerimiz toplu sözleşmede aldıkları zammın üstüne ortadaki çıkan enflasyon zammı zaten eklenecekti. Buna memur sözleşmesinde yaptığımız gibi yüzde 2,5 bir artış daha ilave ediyoruz.