GENÇLERBİRLİĞİ’NDE AYIP OLAN SADECE KAVGALAR DEĞİLDİ!

Gençlerbirliği Spor Kulübü’nün seçimli olağanüstü genel kurulu…

Bir kulübün geleceğinin konuşulması gereken, aklın ve sağduyunun hakim olması gereken o büyük buluşma… Ne yazık ki tarih sayfalarına utanç verici görüntülerle kazındı.

Oysa Gençlerbirliği denince akla asalet, sükûnet, kültür, olgunluk gelirdi. Türk futbolunun en köklü camialarından biri, bir seçim günü böylesi seviyesiz diyaloglara ve taşkınlıklara tanıklık etmemeliydi. Ama olan oldu… Hem de öyle bir oldu ki, yalnızca gerginlik değil, emeğe saygısızlık da ortaya serildi.

Salona alkollü gelen bir başkan adayı ve fitili ateşleyen sözler… Genel kurul salonunda tansiyonu yükselten isim hiç kuşkusuz başkan adaylığını açıklayan ve eski başkan Niyazi Aktaş tarafından desteklenen Çağrı Çetin oldu.

İddialar ortada, görüntüler ortada, tanıklıklar ortada: Genel kurula alkollü gelmek, salonun orta yerinde küfür ve hakaretlerle ortamı germek camianın en hassas gününde seviyeyi ayaklar altına almak…

Bu davranış yalnızca Gençlerbirliği kültürüne yakışmadı; aynı zamanda yıllarını, emeğini ve onurunu bu kulübe adamış insanlara da büyük saygısızlıktı.

Arbede, gerginlik, ara verilen toplantı… Ama en çok da kırılan bir emek vardı. Tartışmaların kısa sürede büyümesi üzerine genel kurul bir anda kaotik bir atmosfere dönüştü. Taraflar arasında itişmeler, bağrışmalar, araya girenler, yükselen sesler…

Ama bütün bu hengâmede asıl yüreği burkan nokta, gece gündüz kulübün yükünü çeken insanlara yapılan haksızlık oldu. Mehmet Kaya ve yönetiminin sabrı: “Adamlık” dersiydi.

Bende genel kuruldaydım.. Basın mensuplarına ayrılan bölümde yaşananları en yakından izledim. Ve bir kez daha gördüm ki: Mehmet Kaya ve yönetimi sabrın, olgunluğun, duruşun kitabını yazdı.

Hakarete uğradılar…

Üstlerine yüründü…

Kışkırtıcı sözlerle ortam daha da gerildi…

Ama onlar ne yaptı?

Sakin kaldılar.

Olgun davrandılar.

Kulübün adını kirletecek tek kelime etmediler.

Böyle bir duruş, böyle bir vakar, bugün Türk futbolunda kolay bulunan şey mi? Elbette değil.

“Burasının adı Gençlerbirliği ama birlik yok”

Ve işte o an…

Başkan Mehmet Kaya, kürsüye çıkıp tarihe geçecek cümleyi kurdu: “Burasının adı Gençlerbirliği ama birlik yok. Ben çekiliyorum.”

O cümle aslında her şeyi anlatıyordu. Bir başkanın kırgınlığını, üzüntüsünü, yorgunluğunu, ama en çok da kendisine yapılan haksızlığı…

Bu kulübe gövdesini koymuş, takımı iyi bir noktaya taşımış, ekonomik krize rağmen kulübü ayakta tutmuş, gece gündüz çalışan bir insana böyle bir gün yaşatmak… İnanılır şey değil.

Gençlerbirliği camiası böyle mi olmalıydı?

Kırmızı-karaların asaletine gölge düşüren o görüntülerden sonra camianın kendisine şu soruyu sorması gerekiyor:

Bu kulüp kavgayı mı hak ediyor, yoksa emeğe saygıyı mı?