CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik teftişi eleştirirken "Sizin feriştahınız da gelse bizim belediye başkanlarına bir şey yapmaz. Sizin değeriniz, bizim belediye başkanlarımızın tırnağı kadar bile etmez." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, insan olan herkesin sahip olduğu ve Türkiye'nin ihtiyacı olan beklentileri partisinin sağlayacağını söyledi.

Kavga ve hakaretlerden bıktıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, devletin kin ve öfkeyle değil akıl, bilgi, birikim ve özellikle de adaletle yönetilmesi gerektiğini vurguladı.

Adalet yok edildiğinde devletin yok olacağını belirten Kılıçdaroğlu, "O kadar kin ve öfke duyuyorlar ki belediye başkanlarımızın çalışmalarını hazmedemiyorlar. Belediye başkanlarımız üzerinde baskı kurmaya çalışıyorlar. Her türlü iftirayı rahatlıkla atabiliyorlar. Bu iftirayı atanların, bu haksızlığı ve adaletsizliği yapanların inançları, bizim inancımıza benzemiyor. Bizim ruhumuzda adalet, sevgi, barış var. Bu toprakların ruhunda, hamurunda, çamurunda sevgi, barış, huzur, adalet, her kuruşun hesabını millete vermek var." diye konuştu.

Kemal Kılıçdaroğlu, devletin kaynaklarının çarçur edilemeyeceğini kaydederek "İntikam alacaklar, kimden? Ekrem İmamoğlu'ndan intikam alacaklarmış. 'Orada teröristler çalışıyorlarmış.' Senin görevin teröristi yakalamak değil mi kardeşim? Git yakala. Niye bağırıyorsun? Varsa terörist yakasından yakala, götür savcıya teslim et. Ama yapamıyor çünkü yok böyle bir şey. İftira atacak. Çünkü İstanbul'un rantını o kadar çok yediler ki doymuyorlar. Yedirmeyeceğiz o rantı size. O rant, 16 milyon İstanbullunun rantıdır. 16 milyon insanın hakkını, hukukunu koruyacağız." sözlerini sarf etti.

Kılıçdaroğlu, "Ankara Büyükşehir Belediyesini Mansur Yavaş kazanırsa faturaları teröristlerin toplayacağı" söylemlerinin de seçimler öncesinde dile getirildiğini aktararak "Bu kadar akıldan yoksun insanlar nasıl siyaset yapıyorlar, gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum." dedi.

CHP'li belediye başkanlarının tüm yolsuzlukların üzerine gittiklerini ve kul hakkı yedirmemeye çalıştıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Bunların temel görevi kul hakkı yiyerek kul hakkıyla beslenmektir; alın teri, emek, hakkı hukukuyla değil. Erdoğan dava açarsa bunu da mahkemede ispat etmeye hazırım. Ama korkudan dava açamaz." görüşlerini savundu.

Kemal Kılıçdaroğlu, İBB'de geçmiş dönemlerde yolsuzluk yapıldığını da öne sürerek şöyle devam etti: "Atadıkları Ulaştırma Bakanı, İstanbul Büyükşehir'de genel sekreter yardımcısıymış. Yapılmamış işin onayını ve parasını vermiş. Bina yapılmış gibi para ödenmiş ve bu adam gelip bakan oluyor bu ülkede. Şimdi AK Parti ve MHP'ye geçmişte oy veren kardeşlerime seslenmek isterim, ne oldu bu dosya? Niye savcılar, hakimler üzerine gitmiyor? Yolsuzluk dosyalarını tam yakalıyor, belgeliyorlar, İçişleri Bakanı 'Bunları bize vereceksin.' diyor. 35 yolsuzluk dosyası. Niye araştırmıyorsun kardeşim? Kapatıyorlar dosyaları. O dosyalar kapanmayacak, açık olacak. Kul hakkı yiyeninden burnundan fitil fitil getireceğiz, hiç kimsenin endişesi olmasın. Sizin feriştahınız da gelse, bizim belediye başkanlarına bir şey yapmaz. Sizin değeriniz, bizim belediye başkanlarımızın tırnağı kadar bile etmez."

"Önergeye kim 'hayır' diyorsa yolsuzluğun ortağıdır"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devletin, millete yalan söyleyerek yönetilemeyeceğine işaret ederek "Ama sarayda oturan zat, hep millete yalan söyledi. Yeri geldi beceriksizliğini dış güçlere, yeri geldi pazarcılara, stokçulara, marketlere, çiftçilere yükledi. Tabii vatandaş bunu yemiyor." sözlerini sarf etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülkeyi yöneten kişi olarak bunlarla mücadele etmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "Neden millete yalan söylüyorsun?" şeklinde konuştu.

Dolar kurundaki oynamalardan "Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük soygunları"nın gerçekleştiğini savunan Kılıçdaroğlu, dolar kurunu yükseltenlerin 18 liradan satıp 13 liradan geri aldıklarını ileri sürdü. Bunun haram olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Haram onlara tatlı geliyor. Bu soygunun bütün ayrıntılarını ortaya çıkarmak istiyoruz. Bir önerge verdi grup başkanvekillerimiz. Önerge bugün görüşülecek. AK Parti ve MHP'ye oy verenlere sesleniyorum, bu önergeye kim 'hayır' diyorsa, yolsuzluğun ortağıdır. Bütün vatandaşlarımın bugün öğleden sonra Meclis TV'yi dinlemelerini isterim. Soygunun ayrıntıları orada olacaktır. Kimin ne kadar döviz sattığını, aldığını öğrenmek istiyoruz. Herhalde kasap, manav, apartman görevlisi, esnaf, tüccar almadı. Kim bu vurgunu yaptı, önceden haberi vardı? Kime bu bilgiler önceden gönderildi? Neden yükseltildi, düşürüldü? Bunu öğrenme hakkımız var. Ekmek alırken vergi verirsin, devleti soyan beş kuruş vergi vermez. Bunu sormamız lazım. Bugün reddedilse dahi, hafızamızın bir yerinde duruyor. 128 milyar doları nasıl unutmadıysak bu soygunları da unutmayacağız."

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ekonomik sorunlara ilişkin "masallar anlattığını" öne sürerek "Kimse bunlara inanmayınca 'Fahiş fiyat oyunlarıyla mücadelemizi kesintisiz sürdüreceğiz.' dediğini aktardı. Bu sözünden, Erdoğan'ın "fahiş fiyatları" kabul ettiğinin çıkarılabileceğini savunan Kılıçdaroğlu, "Fiyatların fahiş olmasını kim sağladı? Fahiş fiyatları milletin önüne kim koydu? Kimin şikayet etmesi gerekiyor?" sorularını yöneltti.

İktidara, elektrikte kademeli sosyal tarife uygulaması önerisinde bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "4 kişilik aile yüzde 127 zamla elektrik parası ödeyecek. Elektrikte Cumhuriyet tarihinin en büyük zammını yapan kim? AK Parti'ye oy veren kardeşim, bu soruyu sana soruyorum? Dış güçler mi, hangi güç yaptı bunu? Nasıl ödeyecek bunu vatandaşlarım? Elektriğe zam, iğneden ipliğe her şeye zam demektir. Herkes elektrik kullanıyor. Fahiş fiyata ortam hazırlayan kim? Erdoğan. Fahiş zammı yapan kim? Erdoğan. 'Fahiş fiyatlarla mücadele edeceğim.' deyip halka yalan söyleyen kim? O da Erdoğan." ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, doğal gazda da evler için yüzde 25, ticari ve sanayi kuruluşları için yüzde 50 zam yapıldığını belirterek "Zammı dış güçler mi yaptı? Zammı sen yaptın, kararı sen verdin, Resmi Gazete'de sen yayınladın. Kiminle mücadele edeceksin? BOTAŞ ile mi? BOTAŞ'a talimatı veren sensin. Elektrik şirketleriyle mi mücadele edeceksin? Onların taleplerini yerine getiren sensin. Peki, fahiş fiyat uygulayan kiminle mücadele edeceksin?" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan zam yapmadığı bir şeyi açıklamasını isteyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın havaya henüz zam yapmadığını söyledi.

Doğal gaza yapılan zammın yükünün, ülke genelinde vatandaşlar tarafından eşit paylaşılmadığını da savunan Kılıçdaroğlu, Doğu illerinde kışın 6 ay sürdüğünü ancak bu bölge halkı için bir indirime gidilmediğini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Ama bu illerin tamamında AK Parti birinci parti. Dolayısıyla her birimiz sandığa giderken elimizi vicdanımıza koyacağız ve oyumuzu öyle kullanacağız. Diyeceğiz ki korkmayın, çekinmeyin, geliyor gelmekte olan..." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, gübre, yem ve mazota son 1 yılda yapılan zamları aktardı.

Amonyum sülfata yüzde 475, amonyum nitrata yüzde 410, üre gübresine yüzde 450, dap gübresine yüzde 300, kompoze gübreye ise yüz 275 zam yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Tarlaya gübre atamadı çiftçi. O nedenle diyorum 'Daha baharımızı yaşıyoruz, daha kışı tam görmedik.' Çiftçi üretemiyor, tarlaya gübre atamazsa ürün elde edemeyecek, ürün elde edemezse gıda krizi ile karşı karşıya kalacağız." diye konuştu.

Yem fiyatlarında da büyük artış yaşandığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Nasıl alacak fakir fukara bunları? Bunların tamamını maliyete yansıtacaklar. Mazot fiyatlarında da yüzde 60 zam. Bu fahiş fiyatları milletin önüne koyan kim? Çiftçi mi, emekli mi, apartman görevlisi mi, kamyon şoförü mü, tır şoförü mü, sanayici mi? Kim? Sarayda oturan zat." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum öncesinde dile getirdiği "Bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra bu faizle, şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz." sözlerini hatırlatarak şunları söyledi:

"Yetki aldı mı, aldı. Çiftçi ile nasıl uğraştığını hepimiz biliyoruz artık. Emekli, taksi şoförü kamyon şoförü, sanayicilerle nasıl uğraştığını artık hepimiz çok iyi biliyoruz. Onları batırmak Erdoğan'ın görevi. Ekonomiyi bu hale getirdi. Evlerde huzur bırakmadı. Millete döndü dedi ki 'Ben ekonominin kitabını yazdım.' doğrudur, zam dışında bir şey yok o kitapta zaten. Zammı dahi öyle bir hale getirdi ki evde tencerelerde yangın var."

Erken seçim çağrısını yineledi

Kılıçdaroğlu, zam üzerine zam yapıldığını dile getirerek, "Türkiye şu halde, 84 milyon insan bir kamyonun kasasında, freni patlamış bu kamyonla yokuş aşağı hep beraber gidiyoruz. Yokuş aşağı gidiyoruz ama daha fazla zayiat olmasın diye ekonomide de sosyal yaşamda da daha fazla yıpranma olmasın diye, getir arkadaş sandığı, sen düzeltemezsin, düzeltecek insanlar var bu ülkede." şeklinde konuştu.

AK Parti'lilerin ve MHP'lilerin "Bu durumdan hiç memnun olan yok mu?" sorusunu yönelebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Var tabii memnun olan, mutlu olan. Mesela Londra'daki bir avuç tefeci, son derece memnun. 84 milyonun ümüğüne basmış, habire buradan oraya dolar transferi yapılıyor. 180 milyar doların üzerinde bir parayı sadece faiz olarak ödedik. 'Faize karşıyım' diyor ya hikaye hepsi... Tam tersine faize ve faizcilere en büyük desteği veren kişinin adı Erdoğan'dır ve sarayda oturuyor bu zat. Dolarla ihale alanlar hayatlarından çok memnun. Hiçbir şikayetleri yok bunların. Dolarla garanti alanların hiçbir şikayeti yok. Mevduatın elde edeceği faize dolarla garanti verenler veya alanlar bunlar da çok memnunlar. Sarayda oturup ya da saraya hiç uğramayıp torpili ile bir yerden değil 4-5 yerden maaş alanlar, bunların hiç şikayeti yok. Bunlar dönüp dolaşıp sabah, öğle, akşam Erdoğan'a dua ediyorlar 'Allah seni başımızdan eksik etmesin, senin yüzünden bu paraları kazanıyoruz' diyorlar. Kim mi yararlanıyor bu düzenden, bu parazitler yararlanıyor."

Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı olarak bu sorunu çözeceklerini belirterek Türkiye'yi dolar baronlarının ülkesi haline dönüştürmeyeceklerini vurguladı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye eleştiri

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye de seslenen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Senin 'milliyetçilik' diye ortada gezmenden de hoşlanmıyorum. Milliyetçi demek liraya değer veren kişi demektir. Hiçbir ülkücü haramzadelere hizmet etmez. Anlatacağım, neyin ne olduğunu. Geçmişte özelleştirme, belli sürelerle ihale açılmış, belli firmalar Türkiye Denizcilik İşletmeleri'nin ve Devlet Demir Yolları'nın limanlarını ihale ile almışlar. Kimisi 20 yıl 30 yıl. Şimdi bir kanun getiriyorlar. TBMM'nin çıkaracağı bir kanunla bütün süreleri 49 yıla çıkarıyorlar. Bu ne demektir? Özellikle bu lafım TBMM'yi yöneten ve başkanı olan kişiye, TBMM'yi bir avuç insanın yolsuzluğuna malzeme edemezsin. O kanun tasarısını geri çek, TBMM böyle bir ayıbı kaldıramaz. İhale yaparsın, belki birileri daha fazla verecek. Niye ihale yapmıyorsun. Anayasaya aykırı uygulama yapıyorlar..."

Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli'ye, anlattıklarını dinlemesi çağrısını sürdürerek Katarlıların işlettiği Antalya Limanı'nın işletme süresinin 2028'de biteceğini ancak yeni düzenleme ile 2047'ye kadar uzatılacağını bildirdi. Katarlılara yer, tank palet fabrikası, liman verildiğini belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin çıkarları geride, Türkiye'nin mal varlıkları peşkeş çekiliyor, tank palet dahil olmak üzere ama kendisini milliyetçi ve ülkücü olarak kabul eden çakmalar sözde 'Efendim biz buna karşıyız.' Yok efendim karşı değil, her türlü desteği veriyorlar. Geldiler Katar şeyhleri, ağırlandılar, törenler yapıldı. Aynı Katar gitti Doğu Akdeniz'de münhasır ekonomik bölgede Rumlarla iş birliği yaptı ve araştırma yapıyor. Tık çıktı mı? Konuşma yapan çıktı mı? Bahçeli'den, Erdoğan'dan bir ses çıktı mı? Dışişleri Bakanından bir ses çıktı mı? Ne oldu? Katarlılar olunca ağızlarına bant çekiliyor. Çünkü Katarlılar bunların çok ama çok fazla sırlarını biliyorlar. Konuşamazlar Katarlılara karşı. Katar aşkının topluma maliyetinin oturup tartışılması lazım."

Kılıçdaroğlu, dünya ticaretinin yüzde 80'inin deniz yolu ile yapıldığına dikkati çekerek ABD'de küçük bir limanın Suudi Arabistan'ın almak istediğini ancak bu limanın verilmediğini anımsattı. Uyuşturucuların limanlardan geldiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, "Uyuşturucu baronları buralardan besleniyor, buraları yönetiyorlar. O baronlar siyaseti satın alıyorlar ve o baronlar hakkında hiç kimse bir şey yapamıyor ve Türkiye'nin gençleri çok sayıda genç uyuşturucu batağında." diye konuştu.

Titanik benzetmesi

"19 yıl içinde devleti yönetmeyi değil soymayı amaçlamışlar" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Devletin malı deniz felsefesi ile gidiyorlar. Ne kadar malı götürürsem dünyalığımı o kadar iyi yaparım diyorlar. Bunlar bir avuç insan, kene gibi milletin sırtına yapışmış, kanını emiyorlar. Hatırlar mısınız Titanik diye bir gemi vardı. Titanik battığı zaman fakirlerin bulunduğu katta kapıları kapattılar. Onlar yukarı çıkıp filikalara binmesinler diye. Batan geminin malları felsefesi ile yapıyorlar, filikalara binip gitmeyi istiyorlar ama biz göndermeyeceğiz, biz soracağız."

Faizlerin düşüp düşmediğini soran Kılıçdaroğlu, sadece Merkez Bankasının politika faizinin düştüğünü, geride kalan devletin 5 yıllık borçlanma faizi, tüketici, ticari ve taşıt kredilerinin düşmediğini anlattı.

"Faizleri düşüreceğiz, nas var." denildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Arka kapıdan Hazineyi soyup, faizcilere, tefecilere hizmet ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde tefecilere en büyük hizmeti yapan kişi sarayda oturan zattır, adı da Erdoğan'dır, herkes bunu bilsin." dedi.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gençlerle buluşmasında soruların gençlere verildiğini ileri sürerek kendisinin ise gençlere 'Ne istiyorsanız sorun.' dediğini belirtti.

Milli Eğitim Bakanlığına yapmak istediği ziyareti anlattı

Geçen hafta Milli Eğitim Bakanlığına yapmak istediği ziyarete değinen Kılıçdaroğlu, "Milli Eğitim Bakanlığına gittiğim için eşkıya olarak tanımlıyor. Neden gittim o kapıya milletimin bilmesini isterim." ifadesini kullandı.

Aşık Mahzuni Şerif'in "Mamudo kurban niye doğdun" şarkısının dizelerini okuyan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: "Ankara'da dayısı olmayanların sesi olmak için oraya gittim. Sınavda derece alıyorsun, sözlüde düşük puan verip seni eliyorlar. Niçin, dayıları yok diye. Ben oraya gittiğimde zincirlerle kapıları kapadılar. Ben söyleyeceğimi söyledim. Genç arkadaşlarım, Ankara'da dayınız amcanız dedeniz var. Fitil fitil burunlarından getireceğiz, sizin hakkınızı savunacağız. Tüm hazırlıklar tamamlandı. 81 ilde CHP'nin hukuktan sorumlu il başkan yardımcıları var. Hukuk komisyonları gerekli çalışmaları yaptılar. İsteyen evladımız, haksızlığa uğradığını düşünen evladımız bunlara başvuracak kendilerine her türlü destek sağlanacak. Online başvuru kısa sürede yapılabilecek. Evlatlarımıza bunu yapana da bir şey söylemek isterim, senin yatacak yerin yok."