Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sosyal medyada “fenomen” haline gelen öğretmenlere yönelik kapsamlı bir inceleme başlattı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) ile Milli Eğitim Bakanlığı İletişim Merkezi’ne (MEBİM) son dönemde artan şikâyetler üzerine bakanlık, Türkiye genelindeki 81 il milli eğitim müdürlüğünden öğretmenlere ilişkin detaylı bilgi istedi.
Bakanlığın talebinde; sosyal medyada yüksek takipçi sayısına sahip öğretmen ve yöneticilerin ad-soyad bilgileri, görev yaptıkları okullar, aktif oldukları sosyal medya platformları ve kullanıcı adlarının yer alması istendi. Toplanacak verilerin ardından, mevzuata aykırı paylaşım yaptığı tespit edilen öğretmenler hakkında teftiş ve disiplin süreci başlatılabilecek.
Öğrenci görüntüleri ve okul mahremiyeti mercek altında
Şikâyetlerin odağında, bazı öğretmenlerin sınıf ortamında öğrencilerin yüzlerinin açıkça görüldüğü video ve fotoğrafları sosyal medya hesaplarında paylaşması yer alıyor. Bu içeriklerin, öğrencileri istemeden sosyal medyanın parçası haline getirdiği, siber zorbalık riskini artırdığı ve okul mahremiyetini ihlal ettiği yönünde eleştiriler bulunuyor.
Uzmanlar, velinin açık izni olmadan öğrencilerin görüntülerinin paylaşılmasının çocukların kişisel hakları açısından ciddi bir sorun oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Disiplin cezaları ve meslekten çıkarma ihtimali
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda, “öğrencilere ve eğitim süreçlerine ilişkin ses veya görüntüleri mevzuat dışında paylaşanlara kınama cezası verileceği” açıkça düzenleniyor. Bu kapsamda verilen kınama cezaları, öğretmenlerin sicil dosyasında beş yıl boyunca kalıyor.
Öte yandan, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu uyarınca sosyal medya faaliyetlerinin ek gelir sağlaması durumunda daha ağır disiplin yaptırımları da gündeme gelebiliyor. Uyarma ve kınamadan, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve memuriyetten çıkarma cezasına kadar uzanan yaptırımlar söz konusu olabiliyor.
'Amaç sosyal medya yasağı değil'
Bakanlık kaynakları, sürecin amacının öğretmenlerin sosyal medya kullanmasını tamamen engellemek olmadığını vurguluyor. Asıl hedefin, sınıf ve okul ortamında çekilen görüntülerin izinsiz paylaşılmasının önüne geçmek ve öğrencilerin kişisel haklarını korumak olduğu ifade ediliyor.
İncelemelerin tamamlanmasının ardından hazırlanacak raporlar doğrultusunda, mevzuata aykırı hareket ettiği tespit edilen öğretmenler hakkında disiplin işlemleri başlatılması bekleniyor.



