Faiz haram deniliyor ve özel mülkiyete dayalı kapitalist ekonomik sistem, biricik ve alternatifsiz bir ekonomik hayat olarak sunuluyor. Şimdi hangisi doğru? Faiz mi yoksa kapitalist ekonominin gerçekleri mi? Faiz haram ise, faize ruh ve beden armağan eden kapitalist ekonomik modelin haram olması gerekmez mi? Çünkü faizi doğuran ve onu besleyen tarla kapitalizm değil mi? Kapitalizmi reddetmeden onu haram bir ekonomik model ilan etmeden, faizi günah keçisi haline getirmek ne kadar doğru, hakiki ve hakkaniyetli olur? Hem bütün finans kurum ve kuruluşlara sahip olacaksın; söz gelimi güçlü bir bankacılık sistemin olacak, bu sistemi takviye eden Borsaların olacak ve faiz haramdır fetvasını vereceksin. Hiç uzağa gitmeye gerek yok hem Merkez bankası hem de hazine, faizle mevduat toplamıyor mu? Yani bizzat devlet eliyle faiz, bir ekonomik getiri olarak pazarlanmıyor mu? Uluslararası finans kuruluşları herhalde Allah rızası için Türkiye’ye borç para vermiyorlar? Kısacası ekonomik hayatın her dönemecinde her anında faiz bir ekonomik güç ve cazibe olarak varlığını sürdürecek ve siz faiz haram diyeceksiniz?

Aslında faizi düşüreceğiz söylemi bile, faizi meşru olarak kabul etmektir; çünkü haram olan bir şey yasaklanır, azı ya da çoğuna bakılmaz.

Bir yanlış anlamaya ya da yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için hemen kendi bakış açımı paylaşmak isterim; ben de faize karşıyım, daha doğrusu doğrudan paradan para kazanmaya hiç sıcak bakmıyorum. Benim için kutsal ve değerli olan üretimden elde ettiğim kazançtır. Ama bir başkasının parasını kullanarak üretim yapmak tıpkı bir başkasının tarlasını kullanarak gelir elde etmek gibidir. Dolayısıyla tam bu noktada parasını ya da tarlasını kullanmak suretiyle bir gelir elde etme imkânı yaratmışsak, para ya da tarla sahibiyle bu gelirim bir bölümünü paylaşmak, meşru, doğru ve hakkaniyetli olur. Burada önemli olan adil ve hakkaniyet hassasiyetine sahip olmaktır. Bu ilişkiyi kapitalizmin yaptığı gibi kurumsallaştırmak değildir.

Bu yazının hedefi özel olarak faiz meselesi değildir; amaç faiz konusundaki tutarsızlık ve riyakarlıktır. ‘’Kendini Nas’’a bağlı hissedenler, Nas'ı yorumlama imkanından gönüllü feragat edenlerdir. Nas'a inanıyorsak, nasıl yorum ve farklı uygulamalara cevaz vermez. Hem bir taraftan nas diyeceksiniz hem de Nas'ın kabul etmediği bir ekonomik düzeni, toplumsal hayatın ekonomik lokomotifi ilan edeceksiniz; iste bu olmaz. Bu kabul edilemez.

Mutlak hakikatler bahsinde daha önce çok hoşlanarak verdiğim bir örnek vardı; ne diyordu filozof, ‘’balık, aynı an da hem taze hem de bayat olmaz.’’ Eğer bakıl bayat ise taze değildir, tersi de doğrudur, taze balık bayat olmaz. Ama biri aynı anda balığım hem taze hem de bayat diyorsa, bilin yalan söylüyor. Bilin bizi kandırmak için kendi kişisel çıkarlarını kolluyor.

Merkez bankası %23’lük faiz oranıyla borçlanıyor. Bu ne demektir? Bu oranı ne olursa olsun, faizi meşru kabul edip onunla iş kotarmak demektir. Faiz haramdır diyen için bu işlem helal olabilir mi?

Mesela son döviz operasyonunda ne yapıldı? Merkez bankası, 20 ve 21 aralıkta iki kez kapı arkasında bankalara 7 milyar dolar sattı. Peki, Merkez bankası bunu niye yaptı ve neden kapı arkasında bunu işi yapmayı uygun gördü? Çünkü dövizdeki bu düşüşü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ının söylem gücüne bağlamak istediler. Oysa dövizdeki düşüşün nedeni söylem değildi. Merkez bankasının iki gece de 7 milyar doları bankalara satmasıydı. Kim karlı çıktı? Elbette bankalar. 18 tl olan doları 12 tl den aldılar. Bir gecede %30 civarında para kazandılar ve bankacılık sistemi çok daha güçlü hale geldi. Peki bu işlemler dolaylı ya da doğrudan kurumsallaşmış faiz mantığı olmadan yapılabilir mi? Hayır. Yapılamaz. Çünkü para kar etmeden yol almaz. Peki sadece paranın kendi getirisinin adı nedir? Elbette faiz.

Üstelik bütün bu parasal operasyonların bir karşılığı da yok. Merkez bankası rezervlerini tüketmiş ve hazine de bu gelişmeleri hiç ön görmemiş. Döviz karşısında Türk parasını korumak için önerilen mevduatların nereden karşılanacağı da belli değildir. Eğer hazine karşılayacaksa, bunun bütçe de yer alması gerekir. Ama bütçe geçen hafta meclisten geçti ve içinde böyle bir kalem yok. Yani aslında iktidar karşılığı olmayan bir vaat de bulunuyor.

Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.