Silahlı terör örgütü PKK/KCK'nın hedefleri doğrultusunda faaliyet yürüttüğü öne sürülen Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği yöneticileri ile üyelerinin aralarında bulunduğu 23 sanığın 15 yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına devam edildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Ali Fuat Hatip, Ekrem Baran, Hafit Tunç ve Mehmet Emin Aslan’ın SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Mahkemeye bazı tutuksuz sanıklar da avukatlarıyla birlikte katıldı.

Duruşmada savunma yapan sanık Enver Karabey, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, "Ben din alimiyim. Derneğimizin herhangi bir örgütle bağlantısı bulunmamaktadır. Ben dinimin kurallarını uygular ve buna göre hareket ederim. Bunun dışına çıkmamız mümkün değildir, hiçbir illegal örgüt adına para da toplamadım. Cuma namazlarına katılmanın ve namaz kılmanın suç olmadığı açık ve nettir. Kapımız herkese açıktır. Bizler ‘Diayder’ olarak elimize silah almadık’’ dedi.

Tanık olarak dinlenen İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğü çalışanı Esra Huri Bulduk, "İBB Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nde iç personel olarak 20 yıldır çalışıyorum. 20 yıldır da aynı telefon numarasını kullanıyorum. Telefonum çoğu dernek, kurum ve kişilerde vardır. Beni muhtar, öğretmen, dernek başkanı kişiler arayarak ihtiyaç sahibi biri veya birileri varsa onlar bize iletirler. Bizlerde daha önce yardım almış mı almamış mı kontrol ederiz. Sosyal yardım almamışsa o kişilerin nereye başvurması gerektiğini söyleriz. Başvuru yaparlar sosyal hizmet ekiplerince evine gidilerek inceleme yapılır. Eğer gerçekten ihtiyacı varsa ekiplerimiz sosyal destek yardımı yaparlar. Diğer bir durumda ise ihtiyaç sahibi kişiler bize ulaştığında bende yardım severlere bildiriyorum. Onlarda ihtiyaç sahibi kişilere zincir marketlerin 100 lira 200 lira gibi alışveriş kartları vardır onları alırlar bende onları ihtiyaç sahiplerine ulaştırırım. Bu kartlar İBB’nin sosyal yardım kartlarından ayrıdır’’ ifadelerini kullandı.

Duruşmada savunma yapan sanık Ekrem Baran, “İslam doğrultusunda herkes yardım yapıyor. Bizler de bu şekilde insanlara yardım etmek istedik. Bununla ilgili hadis ve ayetler de vardır. Dernek bu şekilde ihtiyaç sahiplerine yardım ediyor. Bize yapılan bu suçlamaların adaletsizlik olduğunu düşünüyoruz. Sağlık sorunlarım var, tahliye edilmesem bile adli kontrol hükümlerinin uygulanmasını talep ediyorum” şeklinde konuştu.

Mahkeme, sanık Ekrem Baran’ın tutukluluk halinin devamına karar verirken, tutuklu sanıklar Hafit Tunç, Ali Fuat Hatip ve Mehmet Emin Aslan’ın ise sağlık sorunları ile dosya çerçevesi dikkate alınarak adli kontrol tedbirleri uygulanmak şartıyla ayrı ayrı tahliyesine hükmetti. Mahkeme ayrıca, bazı tutuksuz sanıklar hakkında ‘konutu terk etmeme’ şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına ve tüm tutuksuz sanıklar hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı tedbirinin aynen devamına hükmederek duruşmayı erteledi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 335 sayfalık iddianamede, DİAYDER'in referansı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne işe alınan örgüt üyesi ve sempatizan şahısların aldıkları maaşın bir kısmını derneğe verdiklerinin tanık beyanları ve görüşmeler doğrultusunda tespit edildiği aktarıldı.

Savcılıkça hazırlanan iddianamede, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından derneğe verilen market yardım kartlarının örgüt sempatizanları tarafından ailelere dağıtıldığına ilişkin tespit yapıldığı belirtildi. İddianamede, Ramazan ayı nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından DİAYDER'e verilen alışveriş kartlarının şüpheli Ekrem Baran tarafından dağıtılması amacıyla Avrupa ve Anadolu yakasında ikamet eden dernek üyesi melelere verilmesi hususunun yer aldığı, söz konusu kartların dağıtılacağı şahıslar arasında değer ailelerinin de bulunduğu kaydedildi. Savcılıkça hazırlanan iddianamede, şüphelilerin 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme' suçlarından 3,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.