Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tulay Hatımoğulları Oruç, "Seçilmiş iradeye kayyum atanması demek Türkiye demokrasisini toprağa gömmek değil, üzerini betonla örtmek demektir." dedi.

Oruç, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Hakkari Belediyesine yapılan görevlendirmeyi anımsatarak halkın baskı ve engellere rağmen sandığa gidip belediye başkanını seçtiğini ancak iktidarın halkın iradesine karşı "kayyum atadığını" ileri sürdü.

Yapılan atamalarla halk iradesinin yok sayıldığını iddia eden Oruç, "Bu uygulamayla Kürtlere 'senin seçme ve seçilme hakkın yok, sen bu ülkenin asli yurttaşı değilsin' demiş oluyorsunuz. Kürt halkı ve onlarla dayanışma içinde bulunan halklar ve demokrasi güçlerine 'siz ulusal güvenlik sorunusunuz' demiş oluyorsunuz." diye konuştu.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Oruç, Hakkari halkının kayyuma karşı olduğunu, vatandaşların iradesine sahip çıktığını söyledi.

AK Parti'nin 28 Şubat süreci üzerinden mağduriyet edebiyatı yaptığını öne süren Oruç, geçmişte olduğu gibi bugün de askeri ve sivil darbelere karşı tavır aldıklarını ifade etti.

Oruç, bazı fotoğraflar göstererek, Hakkari Belediyesine yapılan görevlendirmeyi protesto için bu şehirde yaptıkları eylemlerde güvenlik güçlerinin baskısına maruz kaldıklarını savundu.

Trump ve Netanyahu, Florida’da bir araya geldi Trump ve Netanyahu, Florida’da bir araya geldi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamalarını anımsatan Oruç, "Bahçeli, zaten DEM Parti'ye, Kürt halkına, bu ülkedeki demokrasi güçlerine, solculara, devrimcilere küfretmeden duramıyor. Küfretmediği, hakaret etmediği bir konuşma dahi yok. O dil, o üslup zaten bu kürsüye yakışmaz. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum; ey küçük ortak, AKP'nin kayyumu ortak, sana kalsa Anayasa Mahkemesini de kapatacaksın. Bu kürsüden, önce Sinan Ateş cinayetini açıklayın. Bize hakaret edeceğinize, kayyumu meşru göstermeye çalışacağınıza, yapacağınız şey Sinan Ateş cinayetini çıkıp açıklamaktır." sözlerini sarf etti.

"Dosyası olmayana da kayyum atıyorlar"

Kamuoyunda partilerine yönelik olarak "Dosyası olanı neden aday yapıyorsunuz?" şeklinde eleştiriler yapıldığını aktaran Oruç, "Dosyası olmayana da kayyum atadınız. Dosya tamamen bahanedir. Çünkü siz bunu kendinizde bir hak olarak görüyorsunuz." ifadesini kullandı.

Oruç, seçilmişlerin yerine bürokratların atanmasının ancak otoriter rejimlerde görülebileceğini dile getirerek, demokrasilerde sandığa saygı duyulmasının zorunlu olduğunun altını çizdi.

Seçme ve seçilme hakkının demokrasinin asgari koşulu olduğunu belirten Oruç, "Bu ülkede 'yeni anayasa' diyenler önce halklara, emekçilere düşmanlık yapan gizli anayasayı yürürlükten kaldırmalıdır. Kayyum ataması da bu gizli anayasanın ürünüdür. Bu, bütün Türkiye'nin sorunudur. Türkiye'de seçilmiş iradeye kayyum atanması demek Türkiye demokrasisini toprağa gömmek değil, üzerini betonla örtmek demektir." görüşünü savundu.

"Yargı paketine hep beraber 'hayır' diyelim'

Meclis'e sunulması beklenen "9. Yargı Paketi"ne değinen Oruç, "Hiçbir parti ayrımı yapmadan, kadınların yaşam hakkı ve eşitliği, özgürce bu ülkede yaşayabilmeleri, kadınların eteğine, başörtülerine karışılmaması için hep birlikte başta kadın parlamenterler olmak üzere 9. Yargı Paketi'ne 'hayır' diyelim. Çünkü bizler yaşamak istiyoruz, katledilmek istemiyoruz. Her gelen iktidarın bir siyasi meselesi olarak üzerimizden politika yapılmasını istemiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.