GENÇLERBİRLİĞİ’NDE KAOS BÜYÜYOR!
GENÇLERBİRLİĞİ’NDE KAOS BÜYÜYOR!
İçeriği Görüntüle

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin Genel Merkez binasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında devam Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı’na ilişkin açıklamalarda bulundu.

"Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır"
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplumu çürüten, yozlaşmaya sürükleyen bahis ve sanal kumar meselesinde MYK’nın da bu gündemi takip etmesine yönelik ifadeleri olduğunu belirterek, "Bahis ve sanal kumar meselesi adeta bir pandemi halini almıştır. Dünyanın her tarafında olduğu gibi maalesef ülkemiz de bundan etkilenmektedir. Hatta bazı aile facialarının ve maalesef bazı intiharların arkasında bu ve benzeri yanlışlıkların olduğunu çeşitli şekillerde tespit ediyoruz. Tabii ki bununla ilgili bir eylem planımız var ve en güçlü şekilde mücadele edeceğiz. Hem siyaset kurumu olarak hem de hükümet ve kabine olarak yapılması gerekenler, Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda ortaya konulmuştur" ifadelerini kullandı.
Sanal kumar ve bahis gibi meselelerde tavizsiz davranılması gerektiğinin altını çizdiklerini kaydeden Çelik, bu meselenin, milli güvenlik, ahlak, toplumsal güvenlik ve gelecek nesiller açısından problem olduğunu söyledi.

"Türkiye meseleye güvenlik sorunu olarak yaklaşmadığını, hayatın normalleşmesine yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya koyduğunu gösterdi"
Suriye’de Esad rejiminin devrilmesinin yıldönümü olan Suriye’nin 8 Aralık Hürriyet Günü’ne ilişkin konuşan Çelik, "Bir yıl içerisinde birçok meydan okumaya ve provokasyona rağmen, geleceğe yürüme konusundaki iradesini güçlü tutmaya çalışmaktadır. Türkiye, burada meseleye sadece bir güvenlik sorunu olarak yaklaşmadığını; ekonomik istikrarın sağlanması, Suriye’de okulların yeniden yapılması ve hayatın normalleşmesine yönelik güçlü bir yaklaşım ortaya koyduğunu gösterdi" dedi.

"Lazkiye’de Alevi hakkını savunmak üzere terör eylemi yapanların Alevi kardeşlerimizle bir ilgisi yok"
Suriye halkının karşısında daha büyük sınamalar olduğunu ve Suriye’nin birliği ve dirliğinin korunmasının ise son derece önemli olduğunu aktaran Çelik, "Kendi içerisinde üç tane tehditle karşı karşıya bırakılıyor. Bir tanesi Esad artığı bir takım unsurların Lazkiye bölgesinde mevcut Suriye yönetimine karşı bir takım kalkışma planlaması. Lazkiye bölgesinde biz Alevilerin Şiilerin hakkını savunmak üzere terör eylemi yapanları kast ediyorum hiçbir şekilde Suriye'deki Alevi kardeşlerimizle Şii kardeşlerimizle bir ilgisi yok. Bunlar Esad'ın katliamcı rejimini bir şekilde diriltmek isteyen unsurlar. Bu Şebbiha unsurlarıyla Alevi Şii kardeşlerimizi birbirine karıştırmak çok vahim bir hata olur. Gerçekten Alevi kardeşlerimize Şii kardeşlerimize Nusayri kardeşlerimize dönük olarak yanlış yaklaşım olursa biz bunun karşısında oluruz" ifadelerini kullandı.

"Biz Lübnan’daki ve Suriye’deki Dürzi kardeşlerimizi çok iyi tanıyoruz"
Suriye’nin güneyindeki Dürzileri temsil etmeyen Siyonist yanlısı bir kanaat önderinin Suriye’nin birliğine ve dirliğine tehdit olan ikinci unsur olduğunu dile getiren Çelik, "Onun yaptığı faaliyetler esasında doğrudan hiçbir şekilde Dürzileri temsil etmeyen Netenyahu Hükümeti tarafından ortaya konulan soykırımcı siyasetin takipçisi olarak bunu yapıyor. Biz Lübnan’daki ve Suriye’deki Dürzi kardeşlerimizi çok iyi tanıyoruz. Orada ne olup bittiğini biliyoruz" dedi.

"SDG adına konuşanların kullandığı argümanlardan bir tanesi Kuzeydoğuda Kürt kardeşlerimizin tehdit altında olduğudur"
Üçüncü tehdidin ise terör örgütü SDG tarafından ortaya konulan birtakım faaliyetlerin olduğunu sözlerine ekleyen Çelik, "Yaptığı işi Kürtlerin kazanımı olarak sunması tıpkı Lazkiye'deki Güneydeki Dürzi Bölgesi'ndeki gibi yanlıştır. SDG’nin silah bırakmamak, terör örgütünü tasfiye etmemek için SDG adına konuşanların kullandığı argümanlardan bir tanesi Kuzeydoğuda Kürt kardeşlerimizin tehdit altında olduğudur. Bu tehdidinde Şara Hükümetinden kaynaklandığı şeklinde bir yaklaşım sergiliyorlar. Bu bir mantık yürütme değil, bu bir terör argümanıdır" dedi.

"Suriye’de SDG’nin varlığı sona ermelidir, burada esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır"
‘Terörsüz Türkiye ve terörsüz bölge’ dendiğinde tablonun açık olduğunu vurgulayan Çelik, "Irak’ın tamamında terör örgütünün tasfiyesinin tamamlanması için tasfiyenin bir retorik olarak kalmaması için silah bırakılması gerektiği gibi aynı şekilde Suriye’de de SDG’nin varlığının sona ermesi gerekir. Burada da esas olan 10 Mart anlaşmasının uygulanmasıdır. Bu anlaşmanın uygulanması ve arkasından silahın bırakılmasıdır. Bu şekilde teröre bulaşmamış silahlı unsurların Suriye ordusuna entegre olması ve bununda 10 Mart anlaşmasının ortaya koyduğu çerçeve içerisinde gerçekleşmesi aslında silah bırakmanın tamamlanması açısından iyi bir çerçeve sunmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

"Terörsüz Türkiye konusunda önemli olan yol haritasının işlemesidir"
Terörsüz Türkiye konusunda bugüne kadar yol haritasının işlediğine dikkati çeken AK Parti Sözcüsü Çelik, "Bu işlerin mutlak bir matematiği yok. Bir haftada bazen bir metre gidersiniz, bir diğer hafta bazen 1 kilometre gidersiniz. Önemli olan yol haritasının işlemesidir. Terörsüz Türkiye içeriği, zamanlaması, yakın bölgemizdeki krizleri sona erdirme ve farklı etnik ve dini gruplardan kardeşlerimizin geleceğine hayırlı bir imza atması açısından son derece yerinde bir yaklaşımdır" diye konuştu.

"Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Lübnan’la gerçekleştirdiği MEB anlaşması baştan aşağı hukuksuzdur"
MYK toplantısından gündem maddelerinden bir tanesinin de Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin Lübnan’la gerçekleştirdiği Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) anlaşmasının olduğunu kaydeden Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu anlaşma baştan aşağı hukuksuzdur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin yaptığı tamamen işgalciliktir. Bu KKTC’nin egemenlik haklarını gasp etme girişimidir. KKTC’yi yok saymaya çalışan, Türkiye’yi görmezden gelmeye çalışan hiçbir yaklaşımın burada bir geleceği olmayacaktır. Bunu net bir şekilde ortaya koyalım ama Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu faaliyetini görüyoruz. Son zamanlarda Rum tarafını, Rum tarafının yaşadığı bölge olmaktan da çıkarıp bazı ülkelerin askeri üssü ve karargahı haline getirmeye çalışıyorlar. Bunlar da beyhude çabalardır."

"Cumhurbaşkanımızın yakın zamanda Suriye’ye ziyaretine ilişkin yakın bir planlama yok"
Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın zamanda Suriye’ye yönelik bir ziyaret gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği sorusu üzerine Çelik, "Cumhurbaşkanımız, Suriyeli kardeşlerimizle buluşmak, onları Suriye topraklarını da ziyaret ederek tebrik etmeyi tabii ki arzu ediyor ama yakın bir planlama yok. Şu anda herhangi bir takvim oluşmuş değil" cevabını verdi.

"TSK iki ülkenin mutabakatı çerçevesinde pozisyonu koruyor"
Bir diğer gazeteci sorusu üzerine Çelik, "Türk Silahlı Kuvvetlerimizin konvoylarıyla ilgili görüntüler doğrudur. Bunlar da bir olağanüstü durum yok. Orada epeydir görev yapan birliklerimizle yeni birliklerimiz yer değiştiriyorlar. Sosyal medyada birçok analiz gördüm. Olağanüstü bir durum yok. TSK orada iki ülkenin mutabakatı çerçevesindeki pozisyonunu koruyor" ifadelerine yer verdi.

Kaynak: İHA