BU VAHŞETE SESSİZLİK DAHA BÜYÜK BİR KATLİAM!

Her gün ekranlara düşen o acı görüntüler…

Bir annenin boş tencerede kaynattığı umut, bir çocuğun ekmek beklerken son nefesini verişi, yaşlı bir adamın enkaz altında son duası…Gazze’de artık ölüm doğal bir şey değil; alıştırıldığımız bir utanç haline geldi.

Yüzbinlerce insanın temel yaşama hakkından mahrum bırakıldığı bu açık hava hapishanesinde, artık kurşunlardan çok açlık öldürüyor. Tüm bunlar olurken, dünya, özellikle de vicdan yükünü çoktan unutmuş Arap liderleri sadece izliyor.

Ey Arap dünyası! Kudüs’ün sahipsizliğini konuşan siz değil miydiniz? Filistin’i sözde “dava” haline getiren siz değil miydiniz? O hâlde neden şimdi sessizsiniz? Diplomatik açıklamalarla, üç günlük zirvelerle, boş kınamalarla kandırdığınız sadece halkınız değil, kendi vicdanınız.

Avrupa’ya gelince…

İnsan hakları, özgürlükler, insani değerler demeyi çok iyi bilirsiniz. Ama sıra Gazze’ye gelince diller lal, gözler kör, kulaklar sağır. Ukrayna’da bir çocuğun ağlamasıyla yıkılan başkentler, Gazze’deki çocuklar ölürken neden bu kadar sessiz?

Ve İsrail…

Dünyanın gözü önünde sadece bombalarla değil, ambargolarla, ilaçsızlıkla, susuzlukla, şimdi de açlıkla bir halkı sistematik olarak yok ediyor. Bu artık bir savaş değil, bir soykırım politikası ve en tehlikelisi, buna sessiz kalan herkes bu vahşetin ortağıdır.

Gazze bugün sadece Filistinlilerin değil, tüm insanlığın vicdan sınavıdır ve bu sınavda kalıyoruz. Her geçen gün daha çok çocuk, daha çok kadın, daha çok yaşlı, göz göre göre hayata veda ediyor.

Bu sessizlik, en büyük cinayettir!