Toplum olarak Covid-19 illetine karşı mücadele azmimizi, son zamanlarda oldukça düşürdük. Maske, temizlik ve sosyal mesafe kuralları, neredeyse hiç yok gibi. Aşı karşıtları propagandalarına tam hız devam ediyor. Ve vaka sayısı hızla artıyor. ‘Ne oluyor’ demiyor, aldırış etmiyoruz. Ve başta kendimiz olmak üzere, yakınımızdakilerin hayatını da tehlikeye atıyoruz.

* * * * * * * * * * * *

Çevremizde gördüğümüz tüm canlılar, yani bitkiler, hayvanlar ve biz insanlar için olmazsa olmaz yaşam standartları bulunmaktadır.

* * * * * * * * * * *

Bu standartların oluşumu sırasında meydana gelebilecek en küçük bir sorun dahi, sağlıklı bir yaşam sürdürülmesini engelleyebilir. Bu bağlamda, sağlık tüm canlılarda olduğu gibi, insanoğlu açısından da en önemli unsurlardan birisidir.

* * * * * * * * * *

Sağlıklı bir yaşam sürdüremiyorsak eğer, yaşadığımız anın zorluğu son derece çetin bir hale dönüşebilir ve bu durum, yaşam kalitesini doğrudan etkileyebilir. Tüm bu nedenlerden dolayı, sağlık, insan yaşamının olmazsa olmaz önceliğidir.

* * * * * * * * *

İnsanoğlu çağın her döneminde, insan sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerin minimuma indirilmesi için çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar neticesinde, sağlık alanının temel bakım ve sorumluluklarını, tıp bilimi sayesinde oluşturmuş ve günümüzün modern tıp dünyasına kadar bu süreç devam etmiştir.

* * * * * * * * * * *

Tıp her dönem birikerek ilerlediği için, insanoğlunun geçmişte yaşadığı büyük sağlık sorunları, bugün basit bir tedavi yöntemi ile bertaraf edilebilmektedir. Özellikle de teknoloji ve bilim sayesinde, sağlık alanı hızla gelişmiş ve insanlığın ortalama yaşam ömrü, günümüzde maksimum seviyesine yükselmiştir. Ülkemizde sağlık alanında bir devrim yapılmıştır. Sağlıkta geldiğimiz nokta, dünyada birçok ülkenin ilerisindedir.

* * * * * * * * * * *

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’de yaşayan bir dostum aradı. Oradaki sağlık sisteminin tek kelimeyle rezalet olduğunu, Türkiye’deki sağlık siteminin çok ama çok gerisinde olduğunu ifade etti. Hakikatten sağlık sistemimiz, dünya standartlarının çok ama çok üzerinde. Ama biz maalesef toplum olarak ne kendi sağlığımızı, ne de gelinen noktada muazzam sağlık siteminin kıymet ve değerini bilmiyoruz.

* * * * * * * * * * *

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemiz de, son iki yıldır Covid-19 illetiyle amansız mücadele ediyor. Alınmadık önlem kalmadı. Bu illet bir türlü son bulmadı. Zaman zaman azaldı ama hiç bitmedi. Peki yetkililer bu illetin son bulması için yeterli ve gereken tedbirleri alırken, toplum olarak biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz? Hayır. Bence üzerimize düşeni yeterince yerine getirmiyoruz.

* * * * * * * * * * *

Halen aşı olmayan milyonlar var. Saçma sapan desteksiz algılarla insanların kafasını karıştıranlar. Bu arada yeri gelmişken ifade edeyim; aşı karşıtlarına hiçbir şekilde saygı duymuyorum. ‘Sakın ha aşı olmayın’ diyenleri de katillere benzetiyorum.

* * * * * * * * * * * *

Vaka sayısının 20 binin altına düştüğü günlerde rehavete kapıldık. Aldığımız ve uyguladığımız tedbirlerden, bir anda vazgeçtik. Toplu taşıma araçlarında, kapalı mekanlarda, cadde ve sokaklarda sosyal mesafe kuralını neredeyse ortadan kaldırdık. Sarılmalar, öpüşmeler, tokalaşmalar aldı başını gidiyor.

* * * * * * * * * * *

Bu zamana kadar verdiğimiz emekleri heba etmememiz için, asla ve asla rehavete kapılmamalıyız. Salgınla mücadelede elde edilen başarıyı, bazı tedbirlerin gevşetilmesine ezdirmeyelim. Bu gevşeme ve rehavet bizi felakete götürür.

* * * * * * * * * *

Başta restoranlar olmak üzere, kapalı alanlarda mutlaka tüm önlemlere eskisi gibi uymaya devam etmeliyiz. Etrafınızdaki bir kişi sizin hayatınızı zehir edebilir, ya da siz bir başkasının hayatını tehlikeye atabilirsiniz. O yüzden birbirimizi düşünerek, etrafımızdaki insanlara saygı göstererek davranmamız en doğrusudur.

* * * * * * * * * * *

Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında uygulanan kısıtlamalar, geçen yıl kaldırılmış ve eski hayata dönüş başlamıştı. O zamanlar uzmanlar altını çizerek, rehavet konusunda endişeli olduklarını ifade etmişlerdi. Bugün geldiğimiz noktada haklı çıktılar. Toplumun geniş bir kesimi rehavete kapıldı ve tedbirleri elden bıraktı. Ve sonuç vaka sayısı 70 binin üzerine çıktı.

* * * * * * * * * * *

Tedbirlere uymaz, aşılama konusunda gerekli hassasiyeti göstermez isek, vaka sayısı artarak devam edecek. Ocak sonu ve Şubat aylarında Türkiye dördüncü dalgayı görebilir. Bunu ben değil uzmanlar ifade ediyor. Allah muhafaza. Gereken tedbirleri alalım, uygulayalım, uygulatalım.

Yeni Journal’da yayımlanan köşe yazıları, yazarların kendi görüşlerini yansıtmaktadır. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlara aittir.