Hayatının baharında, daha 19 yaşında bir üniversite öğrencisiydi Rojin Kabaiş. Çocuk Gelişimi bölümünde okuyordu, hayalleri vardı, umutları vardı. Kaldığı yurttan çıkıp gidişiyle başlayan kayboluş süreci, 18 gün sonra sahilde bulunan cansız bedeniyle acı bir sona dönüştü. Ancak asıl acı, Rojin’in yalnızca hayatının değil, onurunun ve adaletinin de hedef alınmış olmasıdır.
Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan rapor, Rojin’in göğüs ve vajina bölgesinde iki farklı erkeğe ait DNA bulunduğunu ortaya koydu. Bu bulgu, olayın bir “intihar” değil, açık bir cinayet ve cinsel saldırı vakası olduğunu gözler önüne serdi. Buna rağmen, sürecin başından itibaren eksik, hatalı, hatta karartılmış raporlarla olayın üzeri örtülmeye çalışıldı. Diyarbakır ve Van Barolarının da ifade ettiği gibi, daha önce hazırlanan raporlar bu vahşeti görünmez kılmaya çalıştı.
Ve bir babanın feryadı. Evladının hayallerinin yarım bırakıldığını söylüyor, geceleri uyuyamadığını anlatıyor, gözyaşlarıyla adalet istiyor. “Kızıma bu vahşeti yapanlar yakalansın, en ağır ceza verilsin. Ben canımdan vazgeçerim ama bu katillerin peşini bırakmam” diyor. Bu sözler yalnızca bir babanın değil, vicdanı olan her insanın feryadıdır.
Rojin’in ölümü sıradan bir vaka değildir. Bu, bir toplumun adalet sistemine, hukukuna, vicdanına açılmış bir sınavdır. Eğer bu dosya “takipsiz” bırakılırsa, sadece Rojin değil; bu ülkede tüm genç kızların, tüm kadınların güvenliği ve geleceği karanlığa terk edilmiş olur. Eğer bu katiller bulunmaz, cezalandırılmazsa; her yeni kayıpta, her yeni faili meçhulde Rojin’in çığlığı yankılanır.
Unutulmamalıdır ki adalet, yalnızca mahkeme salonlarında değil, toplumun vicdanında da kurulur. O yüzden bu dava, yalnızca Kabaiş ailesinin değil, hepimizin davasıdır. Çünkü bu ülkede hiçbir genç kız, yurttan çıkıp giderken “acaba geri dönebilecek miyim?” kaygısıyla yaşamamalıdır. Hiçbir baba, kızının mezarı başında “adalet nerede?” diye haykırmamalıdır.
Bugün, adaletin terazisi önünde tek bir soru vardır: Rojin için adalet sağlanacak mı, yoksa bu dosya kapatılıp karanlığa mı gömülecek?
Bizler bu sorunun cevabını çok iyi biliyoruz:
Bu dava takipsiz bırakılamaz.
Bu vahşetin üstü örtülemez.
Katiller kim olursa olsun, hangi güce yaslanırsa yaslansın, hak ettikleri cezayı almalıdır.
Adalet gecikirse, sadece Kabaiş ailesi değil, hepimiz kaybederiz. Adalet sağlanırsa, Rojin’in yarım kalan hayalleri belki geri gelmez; ama en azından onun onuru, onun hatırası ve bu toplumun vicdanı biraz olsun rahat eder.
Geliniz, hep birlikte bu feryadı duyalım:
Rojin için adalet! Katiller yargılansın! Hak yerini bulsun!