BU ÇOK KİRLİ BİR TUZAKTIR!

Tokat’ta yaşanan olay, sadece bir belediye başkanının makam odasında bulunan dinleme cihazından ibaret değildir. Bu hadise, yerel demokrasinin, halkın iradesinin ve temiz siyaset anlayışının hedef alındığını gösteren son derece vahim bir girişimdir.

Tokat Belediye Başkanı Mehmet Kemal Yazıcıoğlu’nun makam odasında “böcek” olarak tabir edilen dinleme cihazının tespit edilmesi, sıradan bir güvenlik zafiyeti ya da münferit bir olay olarak görülemez. Bu, doğrudan doğruya seçilmiş bir iradeye, halkçı bir yönetim anlayışına ve Tokatlıların emanetine kurulmuş kirli bir tuzaktır.

Mehmet Kemal Yazıcıoğlu ismi, Tokat’ta sadece bir soyadı değildir. Merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun oğlu olmak, bu topraklarda halka yakın durmanın, kapıları kapatmamanın, makamı değil hizmeti yüceltmenin sembolüdür. Bugün Tokat Belediye Başkanı olarak sergilediği duruş da tam olarak budur: şeffaf, ulaşılabilir, halkla iç içe ve hesap vermekten kaçmayan bir yönetim anlayışı.

Tam da bu yüzden rahatsız ediliyor olabilir. Çünkü halkla bağı güçlü olan yöneticiler, kapalı kapılar ardında siyaset yapanları hep tedirgin etmiştir. Makamını bir kale gibi değil, bir halk buluşma noktası gibi kullanan yöneticiler; perde arkasında hesap yapanlar için her zaman “kontrol edilemeyen” isimlerdir.

Makam odasına dinleme cihazı yerleştirmek, sadece bir kişiyi değil, o odada konuşulan her Tokatlıyı, her derdi, her talebi, her duası olan vatandaşı dinlemeye kalkmaktır.

Bu, açıkça bir ahlaksızlıktır.

Bu, açıkça bir hukuksuzluktur.

Bu, açıkça bir siyasi ve bürokratik sabotajdır.

Daha da vahimi, olayın belediye içinden bazı isimlerle ilişkilendirilmesi ve iki kişinin tutuklanmış olmasıdır. Bu tablo bize şunu gösteriyor: Ortada basit bir merak ya da bireysel bir heves değil, organize ve planlı bir yapı ihtimali vardır.

İşte bu yapı, kimlerden oluşuyorsa bir an önce tüm yönleriyle açığa çıkarılmalıdır.

Çünkü bu mesele, kişisel bir hesaplaşma değil, devlet ciddiyetiyle, hukuk devleti ilkeleriyle ele alınması gereken bir güven meselesidir.

Başkan Yazıcıoğlu’nun açıklamalarında dikkat çeken en önemli nokta ise şudur: Geri adım yok. Korku yok. Yılgınlık yok. Ne iftiralarla, ne algı operasyonlarıyla, ne de böceklerle Tokat sevdasından vazgeçmeyen bir duruş var.

İşte tam da bu noktada toplum olarak sorumluluğumuz başlıyor.

Halka yakın, dürüst, şeffaf yöneticilerin yalnız bırakıldığı bir ülkede, kulisler güçlenir, karanlık odaklar cesaretlenir, temiz siyaset ise zayıflar.

Bu nedenle Mehmet Kemal Yazıcıoğlu gibi yöneticilere sahip çıkmak, bir kişiyi savunmak değil, temiz yönetimi savunmaktır. Onun hevesini, hizmet aşkını, enerjisini diri tutmak, aslında Tokat’ın geleceğine sahip çıkmaktır.

Bugün susarsak, yarın daha büyük hukuksuzluklara zemin hazırlanır.

Adli makamların ve emniyet birimlerinin yürüttüğü soruşturmanın sonuna kadar takipçisi olunmalı, bu hayasız girişimin arkasındaki tüm bağlantılar açığa çıkarılmalıdır. Kim olursa olsun, hangi makamda bulunursa bulunsun, adalet önünde hesap vermelidir.

Çünkü böcek koymak, sadece bir odayı değil, ahlakı, hukuku ve vicdanı zehirlemektir.

Tokat bunu hak etmiyor.

Türkiye bunu hak etmiyor.

Ve bu ülkenin dürüst yöneticileri, asla yalnız yürümemelidir.