Yıldırım, beraberindeki Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile MHP Adana İl Başkanlığının ardından AK Parti Adana İl Başkanlığını ziyaret etti. AK Parti'nin Adana'ya iki genel başkan yardımcısı, bir de bakan verdiğini hatırlatan Yıldırım, "İkinci gelişim buraya. İlk gelişimde de aynı coşku vardı. Bu coşkumuz 2023'e doğru artarak devam etsin. Buna söz veriyor musunuz? Zaten AK Parti ne diyor? İlk günkü gibi. Yirmi yıl geride kaldı ama heyecanımızdan, kararlılığımıza eksilen bir şey yok. Artarak devam ediyor. Bugünlerde aslında birliğimiz, beraberliğimiz geçmişte olmadığı kadar önemlidir. Buraya gelmeden önce Cumhur İttifakı ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi İl Başkanlığına gittik. Oradaki arkadaşlarımızla da bir araya geldik. Hasbihal ettik. Şimdi buradayız. Cumhur İttifakı olarak önümüzde iki tane önemli sınav var. Bunun birisi 2023, ikincisi de 2024. Biz hepimiz biliyoruz ki 2023 olmadan 2024 olmaz" diye konuştu.
Sözlerini "Cumhurbaşkanımızı, milletin adamını, Türkiye sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan'ı Adana'da rekor oyla seçmeye hazır mısınız?" diyerek sürdüren Binali Yıldırım, "Allah'ına kurban. Evet. Sonra da 2024. Adana olarak artık hizmet belediyeciliğini gönül belediyeciliğini çok beklediniz, fazla beklemesin. 2024'ü de inşallah 2023'ten sonra kazanacağız" ifadelerini kullandı.



"Türkiye'nin sorumlulukları arttı"

Türkiye'nin, bölgesinin önemli ülkesi olduğunu sorumluluklarının daha da arttığını söyleyen Yıldırım şunları kaydetti:

"Etrafta olup bitene baktığımız zaman görüyoruz ki Türkiye bölgede adeta bir teminat görevi yerine getiriyor. Güneyimizde, kuzeyimizde, doğumuzda, batımızda bir ateş çemberiyle kuşatılmış durumdayız. Biri söylüyor, biri başlıyor. Dolayısıyla bu şartlar altında bize düşen bu topraklarda dimdik olmak, güçlü olmak, yetmez etrafımızdaki mağdur, masum insanlara da, kardeşlerimize de destek olmak. Onun için var gücümüzle çalışacağız. İşte gördük kuzeyde Ukrayna Rusya meselesinde ne kadar iki yüzlü bir Batı olduğunu gördük. Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Libya'da insanlar iç savaşta hayatını kaybederken sesi soluğu çıkmıyordu. Ateş yaklaşınca nasıl farklı bir tutum içine girdiler? Nasıl iki yüzlü bir davranış içine girdiler. Hepsini gördük. Ama biz farklı dili konuşabiliriz, renkte olabiliriz. Farklı kültürlerimiz olabilir, farklı dinimiz olabilir ama unutmayalım hepimiz Allah'ın yarattığı kullarız. Ve gözlerimizden akan damlaların rengi hep aynıdır. Onun için nerede bir acı varsa, nerede bir mağduriyet varsa Türkiye her zaman ırk, mezhep, din, kültür, meşrep farkı gözetmeksizin her insanlığın hizmetinde olmuş, yardımında olmuş. Bunu pandemide de en iyi şekilde gösteren ülke Türkiye'dir. Dolayısıyla halka hizmet, Hakk'a hizmettir. Prensibimiz budur. 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' şiarıyla bugünlere geldik. Yolları böldük, hayatları birleştirdik, döndük gönülleri birleştirdik."