GÜNDEM

Bakan Soylu: Diyarbakır Anneleri HDP'yi kapattı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Size bir şey söyleyeyim. Diyarbakır Anneleri HDP'yi kapattı Allah'ın izniyle. Anayasa Mahkemesinin alacağı kararının hiçbir hükmü yoktur. Anayasa Mahkemesi'nden önce Diyarbakır anneleri oturdular, HDP binasının önünde HDP'yi seçime sokmadılar'' dedi.

AK Parti Bayrampaşa teşkilatının sahur programına katılan Bakan Soylu, ülke genelinde uyuşturucuyla mücadelede kullanılan stratejiye ve gelinen noktaya ilişkin bilgi verdi.

Bakanı Soylu, burada yaptığı konuşmada, "Biz gideceğiz tamam biz gideceğiz. Kim gelecek? Irak'ın kuzeyinde operasyon yapıyoruz değil mi? Suriye'nin de kuzeyinde operasyon yapıyoruz. Niçin? Bir terör devleti kurmak istiyorlar. Nereden? Hakkari'nin karşısındaki Harbuk'tan Hatay'ın karşısındaki Afrin'e kadar bir terör devleti. Kurmak istiyorlar mı? Başlarında kim var? Amerika. Adamların askerleri şurada Amerikan bayrakları var. Orada ring atıyorlar. Bir de adamlarından etkisiz hale getirdiğimiz zaman onlarla beraber ağlıyorlar. O kadar birbirlerine inanmışlar. Ya siz ne kadar inanırsanız inanın ya. Topunuz bir araya geldiniz Çanakkale'yi geçemediniz. Topunuz bir araya geldiniz bu ülkeyi teslim alamadınız ya ne kadar inanırsanız inanın. Ne diyor Kılıçdaroğlu? Diyor ki öyle diyor 'operasyon moperasyon olmayacak' Nerede olmayacak? Irak'ın kuzeyinde. Nerede olmayacak? Suriye'de. Peki orasını biz güvenli bölge haline getirdik. Orada şu anda 6 milyon Suriye'den alt bölgelerden oraya gelen insanlar var. Onlara briket evler yaptık. 100 bin tane yetmedi her türlü meseleleriyle ilgileniyoruz. O ne olacak? PKK'dan kaçtıkları için. Öyle mi? DEAŞ'tan kaçtıkları için oradalar. Rejimden korktukları için ordalar. Onlar da Türkiye'ye gelecekler altı milyon insan. Bakın şu anda Türkiye çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya. HDP'nin PKK'nın bir Cumhurbaşkanı adayı var mı? Yok. Peki kimi destekliyorlar? Bunu bütün Türkiye biliyor mu? Herkes biliyor mu? ve bunu açık açık yapıyorlar. Ondan sonra diyorlar ki Kuzey Irak'taki Suriye'deki operasyonlar bitecek. İç güvenlik operasyonları bitecek. Oradaki kayyumlar kalkacak, kayyumlar kalkacak da ne olacak? Biz belediyeciliği CHP yapıyor kayyum mu atıyoruz? Başka partiler yapıyor, kayyum mu atıyoruz? Hayır. Kim belediyesindeki paraları teröre harcıyorsa, bu Diyarbakır anneleri niye orada oturuyor ya?" dedi. 

Soylu, sözlerine şöyle devam etti:

"Size bir şey söyleyeyim. Diyarbakır Anneleri HDP'yi kapattı Allah'ın izniyle. Anayasa Mahkemesinin alacağı kararını hiçbir hükmü yoktur. Anayasa Mahkemesi'nden önce Diyarbakır anneleri oturdular, HDP binasının önünde HDP'yi seçime sokmadılar. Şimdi ne yapacak? Diyor ki tutsakları diyor, tutsak kimmiş? Apo tutsakmış, Selo tutsakmış öyle mi? Doğru mu? PKK'cılar tutsakmış, ne yapacaklar? Serbest bırakacaklar. Nereyi serbest bırakacaklar başka? 15 Temmuz darbesini yapanları serbest bırakacaklar. Yetmedi. İki yıldan beri her yeri dolaşıyorlar. yani darbeyi yapanları tekrar devletin içine getirecekler. Planları belli bu talimatları kim veriyor? Beraber oturdukları büyükelçiler veriyor. Önlerinde bağdaş kuruyorlar. Ellerini bağlıyorlar ve bu talimatları alıyorlar. Ben söylüyorum. Cevap da veremiyorlar. Ya diyorum ki sen bu adamını gönderdin bu büyükelçiyi. Adam şunu söyledi. Madde madde sıraladım. Diyemiyor ki ben göndermedim. Ben göndermedim dese. Nelerin çıkacağını biliyordu onun için."

"Bunlar müstemleke valisi olmak istiyorlar"

Bakan Soylu, "Bunlar Türkiye'yi pazarlamaya çıkmışlar. Bunlar Cumhurbaşkanı olmak istemiyorlar. Bunlar müstemleke valisi olmak istiyorlar, bu kadar basit. Bunların hürriyetten, bağımsızlıktan her birinin hiçbir nasibi olmadığı bu süreç içinde çok net anlaşıldı. Bir tanesi de diyor ki ben diyor o altın masa var ya hani birbirlerine yumruk attılar, kavga ettiler, masa öbür tarafa indi. Aday açıklama yaparken yüzü öyle bir olmuş ki çarşamba pazarına dönmüş. Öyle denmez mi? Peki ne diyor? Diyor ki seçimin sonuna kadar dondurdum diyor problemleri. Çünkü seçimin sonundan sonra kavgaya devam edecek. Sonra nasıl güya hükümet olacaklar. At pazarlığı yapacaklar. Ben söylüyorum. Dünyada birlikte olduğu herkese kazık atmıştır, herkesi satmıştır. Ben iyi tanırım diyorum. Bana inanmıyorlar. Sonra başlarına gelince diyorlar ki Süleyman Soylu haklıymış. İyi tanıyormuş diyorlar." dedi.

Türkiye'de başörtüsünün kamunun her alanında var olduğunu dile getiren Soylu, "Türkiye'de demokrasinin ne olduğunu, özgürlüğün ne olduğunu insanların eşit vatandaşın ne olduğunu Tayyip Erdoğan bütün dünyaya ve bu millete, bu ülkeye etrafımızda bütün coğrafyaya göstermiştir. Sizin ortaya koyduğunuz iradelerle bütün bu badirelere rağmen. Kılıçdaroğlu çıkıyor ne diyor? Şehir hastaneleri israf yapmayın. Ne oldu? Hep beraber salgını gördük mü? Görmedik mi? Gördük değil mi? Salgında o bahsettikleri, büyüttükleri Amerika var ya Avrupa. Hastanelerine insan alamadı yaşlılarını ölüme terk ettiler. Bizim polisimiz, jandarmamız öğretmenimiz, imamımız Allah razı olsun. Devlet görevlilerimiz yaşlılarımızın vefa gruplarıyla beraber evlerine gittiler. Maaşlarını götürdüler. Bakkal alışverişlerini yaptılar. Eczane alışverişlerini yaptılar. Ne ihtiyaçları varsa gördüler, görmeye devam ediyorlar. O kadar basit. Onlar hastanelerde ölüleri paket yapıp morglara koydular. Tayyip Erdoğan'ın yaptığı beş yıllık hastanelerde millet Allah bu devletten ve Tayyip Erdoğan'dan razı olsun dedi." ifadelerini kullandı.

Sorumluluklarının büyük olduğunu, gelecek nesillere tam bağımsız Türkiye'yi bırakmak zorunda olduklarını söyleyen Soylu, şunları ifade etti:

"Siz 21. yüzyılın başında büyük bir mukaveleye imza attınız. Mukavelenin önemli bölümü gönlünüzdeydi. Tayyip Erdoğan ile bir mukaveleye imza attınız. İlk 2002 diye çıkıldığı zaman hedef 2023 denildiğinde millet burun kıvırmıştı. Olur mu diyorlardı. Türkiye güçlendi. 2053 yılına 50 yıllık bir hedef konuldu. Yetmedi. Türkiye biraz daha güçlendi. 2071'e 70 yıllık bir hedef konuldu. Yetmedi şimdi üzerimizde büyük bir sorumluluk var. Gelecek nesillerimiz ecdadımızın bize bıraktığı emanetle beraber bütün dünyaya medeniyetimizi nakşedecekleri Türkiye yüzyılını gergef gibi işlemek bizim sorumluluğumuzdur."