MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Enflasyonun ve bunun sonucu olan hayat pahalılığının geldiği noktadan doğal olarak biz de rahatsızız, biz de müştekiyiz. Fakat zillete düşüp fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri de asla iyi niyetli göremeyiz, görmeyeceğiz." dedi.

Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, MHP'nin siyasetinin, başkaları gibi icazetli, icar ve ipotek altında bir siyaset olarak görülemeyeceğini ifade etti.

2023'ün, Türkiye'nin kader ve karar yılı, aynı zamanda tarihsel kavşağı olduğunu belirten Bahçeli, MHP'nin bu bilinçle ve kavrayışla siyasi faaliyetlerini günden güne yaygınlaştırdığını ve istikrarlı şekilde yoğunlaştırdığını söyledi. Bahçeli, "Şunu bir defa inançla ve iddiayla söylemek isterim ki MHP'yi itibarsızlaştırmaya, oy oranının iniş halinde olduğunu göstermeye çabalayan kim varsa 2023'te nal toplayacak, hayal kırıklığının pençesinde bozguna uğrayacaktır. Algı operasyonları bize sökmez. Kamuoyu araştırma şirketlerinin sipariş ve yalan anketleri güneşi balçıkla sıvamaya, doğru duvarı yıkmaya, milletin iradesine ket vurmaya yetmez, yetmeyecek." diye konuştu.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütünün yaptığı son açıklamalarda, temel gıda emtialarının iki büyük ihracatçısı olan Rusya ile Ukrayna'nın tarımsal faaliyetlerindeki muhtemel aksaklıkların, dünya genelindeki açlık sorununu kamçılayacağının ifade edildiğini aktaran Bahçeli, yaşanan ve karşılaşılan gerçeğin de bu olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin üç ana başlık altında acil ve stratejik tedbirler almasının "milli bir zaruret olduğunu" vurgulayan Bahçeli, birinci stratejik tedbir olarak, gıda güvenliğinin tam ve eksiksiz sağlanması gerektiğini belirtti.

"Tarım kentleri" önerisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hassasiyeti, yaptığı açıklamaların, Tarım ve Orman Bakanlığının kayda değer ve önleyici adımlarının milleti rahatlattığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"MHP, tarım sektörünü Türkiye'nin varoluş mücadelesinin kemer taşı olarak değerlendirmektedir. Hem doyacağız hem doyuracağız hem de kendi kendimize yeten bir ülke olacağız. Bu nedenle ekilebilir tarım arazilerini genişletmek ve çiftçilerimizi desteklemek zorundayız. Bizim düşüncemize göre, tarım sektörünün; yüksek verimlilikle ve kaliteli ürün üreten, teknoloji kullanabilen, ülke insanını besleyebilen ve ihracat kapasitesi yüksek, büyümeye sürdürülebilir katkı sağlayan bir yapıya kavuşturulması esastır.

Bu sektör üretim, işleme ve pazarlama boyutlarıyla bütüncül bir yapıya kavuşturulmalıdır. Üretici örgütlerinin güçlendirilmesine, tarımsal işletmelerin rekabet güçlerinin arttırılmasına ve pazarlama ağlarının geliştirilmesine ağırlık verilmelidir. Çiftçilerimize sağlanacak devlet desteği ürünün arz ve talebini dikkate alan, üreticinin yoksulluğunu ortadan kaldıran, refah artışı sağlayan, girdi maliyetlerini azaltan, üretim maliyeti ve ürün fiyatı dengesini gözeten, afetlere karşı koruyan bir anlayışla yapılandırılmalıdır. Ülkemiz şartlarına uygun yüksek verim ve kalitede tohum, fide, fidan ve damızlık hayvan geliştirilmesi ve üretimi desteklenmeli, dış bağımlılığa son verilmelidir.

Tarımsal ürünlerin çeşitlendirilmesi, verim ve kalitenin yükseltilmesi, yerinde işlenerek katma değer elde edilmesi, istihdam sağlanması, marka olarak pazarlanmasına dayalı temel tarımsal yapılanma oluşturulmalıdır. Bunun yanında yatırım ve teknolojiyi kırsal alanlara yöneltmek üzere, tarım-sanayi entegrasyonunun sağlandığı kırsal cazibe birimleri olan 'Tarım kentleri' kurulmalıdır. Ülkemizde gıda güvenliği ve güvenilirliği çağdaş normlara, herkesi kapsayacak ve koruyacak seviyelere ulaştırılmalıdır. Bizim bu alanlarda yapılacak her girişime desteğimiz tamdır."

MHP Genel Başkanı Bahçeli, ikinci stratejik tedbir olarak, enerji arz güvenliğinin temin ve takviye edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'nin, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanarak enerji bağımlılığından kurtulacağı gibi uluslararası enerji piyasasının belirleyici aktörlerinden birisi haline gelmesinin mümkün olduğunu ifade eden Bahçeli, "Bizim enerji politikamızın temel amacı şudur: Enerji dış bağımlılığının azaltılarak, güvenli enerji kaynaklarının oluşturulması, yerli enerji kaynaklarının verimli kullanılması, nükleer başta olmak üzere yeni enerji teknolojilerini üretecek yetkinliğe ulaşılması, enerjide çeşitlilik ve kaynak güvenliği sağlanması, enerji sıkıntısı yaratacak risklerin önlenmesi ile ülkemizin kurulu gücünün enerji talebini karşılayabilecek duruma getirilmesidir." dedi.

Devlet Bahçeli, İsrail ile kurulan temasların, bu ülkenin doğal gazının Avrupa'ya taşınmasıyla ilgili karşılıklı ve geliştirici iş birliği kanallarının açılmasının Türkiye'nin enerji konusundaki dezavantajlı pozisyonunu telafi edecek hamlelerden birisi olarak dikkat çektiğini belirterek, Karadeniz'de keşfedilen 540 milyar metreküplük doğal gaz kaynağı ve Doğu Akdeniz'de bulunacak yüksek rezerv miktarının Türkiye'nin elini ve enerji siyasetini güçlendireceğini dile getirdi.

"Şeker eksiği değil fazlası mevcut"

Üçüncü stratejik tedbirin, özellikle bazı mal ve hizmetlerin, bir kısım gıda ve diğer ürünlerin fiyatlarında görülen hormonlu artışlara karşı caydırıcı ve etkili önlemlerin sürdürülebilir mahiyette alınması olduğunu söyleyen Bahçeli, ayçiçeği yağından sonra şeker fiyatlarında yaşanan tırmanışların gerçekçi bir temeli olmadığı gibi, piyasa şartlarının esasını da yansıtmadığını ifade etti.

Devlet Bahçeli, "Şekerin kilogram fiyatının iki hafta içinde 7 liradan 19 liraya çıkması ve bunun da siyasileştirilip istismar edilmesi pis bir kumpasın, bayat bir ekonomik operasyonun dış bağlantıyla servis edilmesinden başka bir şey değildir." dedi.

Şu anda şeker eksiği değil, fazlası olduğunu; telaşa ve paniğe hiç gerek bulunmadığını kaydeden Bahçeli, ancak stokçulardan, karaborsadan nemalanan, dini imanı para olan çıkarcılardan da mutlaka hesap sorulması gerektiğini vurguladı. Bahçeli, "Bizim önerimiz, Türk-Şeker’in fiyatları maliyetlere göre yeniden belirlemesi, pancar ekim kotasının aşamalı şekilde kaldırılmasıdır. Esasen mesele ne ayçiçek ne de şekerdeki fiyat artışlarıdır. Dün domates, soğan, patates, patlıcan diyerek ortalığı karıştırmaya çalışanlar, bugün farklı ürünlere bel bağlamışlar, kendilerine alçakça ve kurnazca bir fırsat kapısı açmaya yeltenmişlerdir. Anlaşılan 2023'e kadar bu karanlık kampanya hız kesmeyecek, farklı boyut ve içeriklere bürünerek gıda güvenliğimizi ve sosyal bünyemizi tehdide devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.

"Enflasyonun ve bunun sonucu olan hayat pahalılığının geldiği noktadan doğal olarak biz de rahatsızız, biz de müştekiyiz." ifadesini kullanan Bahçeli, fiyat artışlarından siyasi propaganda konusu çıkarmaya heves edenleri de asla iyi niyetli göremeyeceklerini kaydetti.

Bahçeli, devletin ve hükümetin tüm meselelere hakim olduğunu belirterek, "Türkiye'nin altını oymaya, toplumsal barışını bozmaya, huzur ve istikrarını sabote etmeye kalkışan zillet korosunu açık açık uyarıyorum; ateş olsanız cürmünüz kadar yer yakarsınız, bununla kalmaz kendinizi de ateşe vermiş olursunuz. Kışkırttığınız, gölgesinde yattığınız, ömür bağladığınız yalan ve dedikodular ters tepecek, alayınızı birden rezil edecektir. Türkiye'nin 2023 iradesine, geleceğe yön verme, dünyada imrenilecek bir seviyeye ulaşma iddiasına değil zillet ittifakı, onların ve arkalarındaki güçlerin yedi ceddi gelse yine de engel olmayacaktır." diye konuştu.