İzmir’de 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde, 15 kişinin öldüğü 12 kişinin de yaralandığı Doğanlar Apartmanı ile ilgili sorumluların yargılandığı davada tanık olarak dinlenen, 2018 yılında Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Dairesi Deprem Etüt Merkezi’nde inşaat mühendisi olarak görev yapan E.A., “Binaya gözlemsel olarak bakınca göze çarpan hususlar vardı. Zeminde bulunan dükkanların kapılarında sıkışma, tabanlarında bombeler vardı. İki binanın birleştiği noktada deprem derzi noktasında dökülmeler olmuştu ve iki bina ayrı ayrı hareket etmişti” dedi. Binanın statik-betonarme proje müellifi olan tutuklu sanık Mehmet Sedat Boyacı ise projede değil uygulamada hatalar olduğunu belirterek, “Bina ilk yapıldığında 28 gün bebek gibi bakılması gerekir. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Depremzedeler haklılar” diye konuştu.

Ege Denizinde Seferihisar açıklarında, 30 Ekim 2020’de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanında 15 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi de yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 4 kişi hakkında, İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesinde ‘Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak’ suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Davanın bugün görülen ikinci duruşmasında tutuklu sanık Mehmet Sedat Boyacı salonda yer alırken diğer tutuklu sanık Çetin Doğan ise SEGBİS (Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile katıldı. Depremde yakınlarını kaybedenler ile yaralananlar ve tarafların avukatları da salonda hazır bulundu.
Duruşmada ilk olarak mağdurlara söz verildi. Depremde oğlu Umut’u kaybeden, çocukları Elzem, Ezel, Elif ve eşi Seher enkazdan çıkarılan Oğuz Perinçek, şikayetini yineleyerek, “Bu olayda tüm sorumluların ceza almasını istiyorum. Bir takım raporlar ve toplantılardan söz ediliyor. Bunları bize bildirmeyen yöneticiden de şikayetçiyiz” dedi. Doğanlar Apartmanında kızı Eda Küçükyumuk, damadı Mert Küçükyumuk ve torunu Ateş Küçükyumuk’u kaybeden Hatice Savran da söz aldıktan sonra gözyaşlarına hakim olamazken, şikayetçi olduğunu belirtti.

“İlk 28 gün bebek gibi bakılması gerekir”

40 yıllık inşaat mühendisi olduğunu belirten, binanın statik-betonarme proje müellifi olan Mehmet Sedat Boyacı, binanın projesini kendisinin hazırladığını ifade ederek, “O yıllardaki teknik şartnamelerde düz demire izin veriliyordu. Askerden geldikten sonra hazırladığım tüm projelerde nervürlü demir kullandım. Teknik şartnamede düz demir yetiyordu. Devletimizin sunduğu teknik şartnamenin üzerinde bir bina yaptım. Hata olduğu söz konusu değildir. Elim olayda mahkemeye sunulan raporlarda uygulama hataları olduğu çok açıktır. Bina ilk yapıldığında 28 gün bebek gibi bakılması gerekir. Üzerime atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Depremzedeler haklılar. Ben de acılarını paylaşıyorum, Allah hepsine sabır versin” dedi.

Doğanlar Apartmanı’nın müteahhidi Çetin Doğan da binayı inşa ederken en iyi malzemeyi kullandığını söyledi.

“Tabanlarda bombeleşme vardı”

Celsede dinlenen tanıklardan 2018 yılında Bayraklı Belediyesi Fen İşleri Dairesi Deprem Etüt Merkezi’nde inşaat mühendisi olarak görev yapan E.A., bina yöneticisinin başvurusu üzerine bina sağlamlık raporunu hazırladıklarını ifade ederek, yönetici Münevver S.’nin müraacatı üzerine 2018 yılında binayı inceleyip rapor hazırladıklarını söyledi. E.A., “Başvuru üzerine görevli fizik mühendisi ile binayı incelemeye gittik. 1975 deprem yönetmeliğine göre yapılmış olan binaya 1990 yılında ruhsat alınmış. İncelemeler binaya zarar vermeden gözlemsel incelemelerdir. Gözlemsel ve ultrasonik cihazlarla inceleme yaptık. Projesine ve mimarisine aykırı bir durum gözlemlenmedi. Binaya gözlemsel olarak bakınca göze çarpan hususlar vardı. Zeminde bulunan dükkanların kapılarında sıkışma, tabanlarında bombeler vardı. İki binanın birleştiği noktada deprem derzi noktasında dökülmeler olmuştu ve iki bina ayrı ayrı hareket etmişti. Biz yöneticiye geleceğimiz gün ve saati bildirip ev ile dükkan sahiplerinin de bulunmasını istiyoruz. Çepeçevre geziyoruz, bodruma bakıyoruz. Aynı kolonu en tepeden aşağı tarayıp kontrol ediyoruz. Mimari ve statik projelere aykırı durumlara bakıyoruz. Konsollarında deformasyon yoktu. Kolon ve kirişlerde bir sıkıntı yoktu” diye konuştu.

Belediye olarak görevlerinin ‘tavsiye’ olduğunu belirten E.A., “Bina üzerine yaptığımız gözlemsel testlerden sonra rapor hazırlayarak binanın en kısa zamanda performans testine tabi olması gerektiğini söyledik. Biz de bunu tavsiye ettik. Çünkü belediye bu imkanlara sahip değildi. Bu tavsiyeler dışında bir şey yapmadık” dedi.

“Raporu yöneticiye tebliğ ettik”

Tanık olarak dinlenen, o dönemde Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi Fizik Mühendisi olarak görev yapan T.K.A., geçen yıl meydana gelen depremin ardından Deprem Etüt Merkezi’nin kapatıldığını söyledi. T.K.A, “Binayı detaylı olarak hatırlamıyorum. Başvurular genellikle aynı şekilde gelir. Biz de yerinde tetkik yapmaya gideriz. Yetkilerimiz neticesinde kanaat raporu oluşturup kat maliklerine teslim ettik. Raporun içeriği ve izleyecekleri yok konusunda da bilgi verdik. Temel amacımız insanlara rehberlik yapmaktı. Kararı yönetim adına Münevver hanıma tebliğ ettik. İsteyen kat maliki olsaydı kararı onlarla da paylaşırdık” diye konuştu.

Tanıklar dinlenirken tavandan sızan su nedeniyle kısmi elektrik kesintilerinin yaşanarak SEGBİS’de kesinti olması da mahkeme başkanının kararıyla duruşma zaptına geçirildi.
Konuşmaların ardından mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına ve sanık avukatların sunduğu raporların bilirkişi tarafından incelenerek bilirkişi raporu oluşturulmasına karar vererek duruşmayı erteledi.