Denizli'de takip ettiği D.A.'ya (23) girdiği apartmanda cinsel saldırıda bulunduğu gerekçesiyle Hasan Ali Seçkin’e (28) yerel mahkemenin 1,5 yıl iyi hal indirimi uygulayarak verdiği 7,5 yıl hapis cezası kararı, istinaf mahkemesince bozuldu. Mahkeme, indirimi kaldırıp, cezanın sosyal ve uyarma amacı dikkate alınarak sanığı 12 yıl hapisle cezalandırdı. Kararı Yargıtay da onadı.

Olay, 28 Temmuz 2020 tarihinde Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde meydana geldi. İşten çıkan D.A. evine gitmek için Bayramyeri'nden minibüse bindi. D.A.'nın arkasından Hasan Ali Seçkin de aynı araca bindi. Seçkin, A.D. ile aynı yerde inip, evinin bulunduğu apartmana kadar takip etti. Hasan Ali Seçkin, peşinden girdiği A.D.’ye önce sözlü tacizde bulundu. Seçkin, ardından da A.D.'yi bıçakla tehdit ederek eliyle fiziki tacizde bulundu. Gürültü üzerine D.A.'nın ailesi kapıyı açınca Seçkin, kaçtı. Ailenin ihbarı üzerine Seçkin, polisin yaptığı çalışmayla yakalandı. D.A.’nun kolundaki dövmesinden teşhis ettiği Seçkin tutuklandı.

Hasan Ali Seçkin hakkında 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'basit cinsel saldırı' suçundan dava açıldı. Suçlamaları reddeden Seçkin, 9 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, sanığın mahkemedeki tutum ve davranışları nedeniyle iyi hal indirimi uygulayarak cezayı 7,5 yıla indirdi.

"Bana komplo kurduklarını düşünerek oradan uzaklaştım"

D.A.'nın avukatı Melike İlkgül Yurttürk yerel mahkemenin verdiği cezayı az, sanık avukatları ise çok bularak istinafa taşıdı. Dava Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi'nde yeniden görüldü.

Tekrar ifadesi alınan Seçkin, "D.A.'yı daha önceden tanımam, minibüste bakıştık. Bakışlarından etkilendim. Kendisine arkadaşlık teklif etmek için peşinden minibüsten indim. Ben kendisine yetişemeden apartmana girdi. Asansöre onunla birlikte bindim. Kendisinden hoşlandığımı söyledim. Telefon numarasını istedim, veremeyeceğini, çalıştığı mağazada görüşebileceğimizi söyledi. 3 gün içerisinde nişanlanacağını söyleyince, nişanlısının fotoğrafını göstermesini istedim. Telefonu çıkarıp fotoğrafı gösterdi ama bana doğru tutmadığı için eğilip bakmaya çalıştım. Bu durum D.A.'yı rahatsız etti. Asansörden inince panik atağı olduğunu söyledi ve bağırmaya başladı. Evden babası çıkınca bana komplo kurduklarını düşünerek oradan uzaklaştım. D.A.'nın kıyafetlerini ben yırtmadım. Kendisine karşı hiçbir eylemim olmadı. Kendisinin daha önce de birkaç kişi hakkında bu yönde şikayetleri olduğunu duydum. D.A.'nın psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşünüyorum. İddiaları kabul etmiyorum. D.A.'nın durumunun araştırılmasını talep ediyor, beraatimi istiyorum" dedi.

"Çelme atmak istedim ama olmadı"

D.A. ise ifadesinde sanığın kendisini takip ettiğini fark etmediğini belirterek, "Apartmana girip asansöre bindim. İnince sanık beni öpmeye başladı. Vücudumu ellemeye çalıştı. Bağırmamam için elleriyle ağzımı kapattı. Boğazımı tuttu. Bağıramaz hale geldim. Gürültüler üzerine kardeşim evin kapısını açıp, beni görünce çığlık atarak babamı çağırdı. Bu sırada sanık hızlı bir şekilde kaçmaya çalıştı. Ben de ayağına çelme atmak istedim ama olmadı. Olay sırasında atletimi yırttı. Şikâyetçiyim" ifadelerini kullandı.

12 yıl hapis cezasına çarptırıldı

Görülen dava sonucunda 6. Ceza Dairesi sanık hakkında yerel mahkemenin verdiği indirim kararını kaldırdı. Sanık Hasan Ali Seçkin'e cezanın sosyal ve uyarma amacı dikkate alınarak toplamda 12 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, tutukluluk halinin de devamına karar verdi.

Kararda, "Sanık savunmasında asansörde mağdureden telefon numarasını istediğini, mağdurenin telefon numarasını vermeyeceğini ancak mağazada çalıştığını, 3 gün sonra da nişanlanacağını beyan edip, nişanlısının fotoğrafını gösterdiğini ifade ederek, mağdure konuşmasaydı bu hususları bilmesinin mümkün olmayacağını belirtmiş ise de nişanlı bir kadının tanımadığı bir kişiye bunları söylemesinin ve fotoğraf göstermesinin hayatın olağan akışına uygun düşmediği kabul edilmiş, sanığın mevcut bilgileri mağdureyi takip ederek ve sosyal medya hesabından kolaylıkla tespit edebileceği sonucuna varılmış, nişanlı bir kadının iffetini ortaya koyarak iftira atmasını gerektirecek bir sebep olmaması nedeniyle, beyanlarının gerçeği yansıttığı hususunda tam bir vicdani kanaate varılmış olup, sanığın suç kastının yoğunluğu, cezanın sosyal ve uyarma amacı, toplumsal önemi dikkate alınarak eylem karşıtlığı alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayini cihetine gidilmiş, sanığın eylemi bıçakla gerçekleştirdiği sonucuna varılmış, sanığın pişmanlık gösterecek davranış sergilememiş olması dikkate alınarak lehine TCK 62 maddesi tatbik edilmemesine" denildi.

"Örnek karar alındı"

D.A.'nın avukatı Melike İlkgül Yurttürk, örnek bir karar alındığı belirterek, "Yerel mahkeme tarafından sanığa 9 yıl hapis cezası verildi ve bu kararda iyi hal indirimine gidilerek 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. En güzel cevabı bölge adliye mahkemesi verdi. İndirimler iptal edildi. Hiçbir indirim yapılmadı ve ceza 12 yıla yükseltildi. Ceza Yargıtay'da da onandı. Gerekçe olarak sanığa verilen cezanın sosyal ve uyarma amacıyla, bu suçun toplumsal önemi sebebiyle artırım yoluna gidildiği yazıldı. Cezaların caydırıcılığı yanında toplumsal öneminin de dikkate alınması gerektiği ve bu konuyla ilgili bakılacak davalarda mahkemelerin bu hususları gözetmesi gerektiği ortaya çıktı" dedi.

T24