İstanbul'daki bir otelde düzenlenen tanıtım toplantısında bir konuşma yapan Metiner, ay yıldızlı bayrağın Türkiye’de yaşayan herkesin renk ve değerlerini taşıyan ortak sembolü olduğunu söyledi. "Bu devlet sadece Türklerin devletidir" demenin bölücülük olduğunu belirten Metiner, "Türk ve Türklük adına bu tür iddialarda bulunmak, bilesiniz ki Türk ile ete kemiğe bürünmüş anlam ve maneviyat dünyamıza darbe indiriyor demektir. Türk tanımının ırksal bir tanımlamanın ötesinde İslamiyet’le büründüğü o birleştirici anlam dünyasını ortadan kaldırdığınızda geriye sadece ruhsuz bir beden kalır. İslamiyet’in o birleştirici anlam dünyasıyla özdeşleşmiş 'Türk' tanımını tahrif ederek Kürt’ü öteki görenler bilsinler ki en büyük bölücülüğü bu ülkenin başına onlar bela etmişlerdir." diye konuştu. Kürtlerin varlığını inkar eden, dilini yasaklayan, kültürünü yok varsayanın eski Türkiye’ye ait inkarcı bir ideoloji olduğunu ifade eden Metiner, bu ideolojinin aynı zamanda Kürt'ü Türk ile birleştiren anlam dünyasını da yok etmeye çalıştığını dile getirdi. Türkiye’nin Kürtlerinin, Türklük adına ortaya konan o inkarcı ve asimilasyoncu politikaların gerçek Türk ve Türklükle alakalı olmadığını bildiğini anlatan Metiner, şöyle konuştu: "O yüzdendir ki Türkleri düşmanlaştıran etnikçi-bölücü yaklaşımlara Türkiye’nin Kürtleri kahir ekseriyet olarak asla itibar etmezler. Kürtleri Türklerin hasmı veya Türkleri Kürtlerin hasmı kılmak isteyen o bir avuç ırkçı zümre o yüzden amaçlarına ulaşamadılar. Asla ulaşamayacaklar da. İnkar dönemlerinin en büyük mağdurları ait oldukları o anlam dünyası ve değerler manzumesi dolayısıyla Türkler olmuştur. Şayet bu devlet öyle iddia edildiği gibi yalnızca Türklerin devleti olmuş olsaydı o tek parti döneminde Türkler inançlarından ve yaşam tarzlarından dolayı asla baskı ve zulüm görmezlerdi. Kürtler ve Türkler bu ülkede o devrin ideolojisi gereği zulmü eşit olarak yaşadılar." İnkar döneminin bittiğini ve asimilasyon politikalarının tüm utancıyla birlikte tarihe gömüldüğünü ifade eden Metiner, artık Kürtlerin dilini, kültürünü yasaklayan, milletinin inançlarını yaşam tarzını beğenmeyen yönetim anlayışının kalmadığını söyledi. Yaşanan değişimi devrimsel olarak niteleyen Metiner, bu durumu kalıcı ve anlamlı bir birlikteliğe dönüştürme vaktinin geldiğini aksi takdirde pusuda bekleyenlerin değirmenine su taşımış olacaklarını ifade etti. DEMBİR-DER’i bu tuzağı kırmak amacıyla kurduklarını ifade eden Metiner, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz demokrasiyi derinleştirmeye çalışacak olan bir derneğiz. Bu ülkede yaşayan dini, dili, ırkı, mezhebi, ideolojisi ve yaşam tarzı ne olursa olsun herkes için koşulsuz demokrasi istiyoruz. Temel hak ve özgürlüklerde eşit olan bir demokratik vatandaşlık anlayışı, derneğimizin olmazsa olmaz önemde gördüğü bir anlayıştır. Demokratik vatandaşlık anlayışı bizim için ne kadar önemliyse, aynı dine ve değerler manzumesine sahip olmanın getirdiği kardeşlik anlayışı da bir o kadar önemli ve gereklidir. İkisini birbirinin karşıtı olarak değil, birbirini tamamlayan unsurlar olarak görüyoruz. Farklılıkları tehdit unsuru olarak gören zararlı anlayışlara ne kadar karşı isek farklılıkları çatışmaya dönüştüren kimlik siyasetlerine de bir o kadar karşıyız. Kimlik inkarına karşıyız, lakin kimlik siyaseti üzerinden ayrıştıran ve çatıştıran anlayışlara da karşıyız. Biz herkesi kendi eşiti olarak gören, çoğulculuğa ve özgürlüğe yaslanan, farklılıkların kabulü üzerinden vahdet/birlik anlayışını esas alan bir demokratik kimlik siyasetinden yanayız." Türklerle Kürtlerin tarihsel süreç içerisinde birlikte birçok zafere imza attığını anlatan Metiner, "Bizim için Eyyüb'ün oğlu Kürt Selahaddin ne kadar önemliyse Türk Fatih de o kadar önemlidir. Selahaddin ne kadar biz isek, Fatih de o kadar biziz, biz." dedi. Metiner, Türkiye Kürtlerinin sesi olmak, Türkiye Kürtlerini silahlı terör örgütü PKK'nın ve HDP'nin vesayetinden kurtarmak istediklerini belirtti. "Türkiye Kürtleri" denildiğinde akla PKK'nın, HDP'nin gelmesinden son derece rahatsızlık duyduklarını dile getiren Metiner, şöyle konuştu: "Çünkü bizim halkımıza sadece kaybettirdiler. Kan ve gözyaşından başka hiçbir şey getirmediler. PKK silahlarıyla hakim olduğu her bölgede her yerde halkımıza kan kusturdu. Kendisi gibi düşünmeyen Kürtleri yok etti, öldürdü ve en büyük asimilasyonu aslında PKK yaptı, HDP yaptı. En büyük Kürt inkarını yapan PKK, HDP'dir. Çünkü makbul Kürt yaratmaya çalışıyorlar. Kendileri gibi düşünmeyen Kürt'ü Kürt kabul etmiyorlar. 'Hain', 'ajan', 'iş birlikçi' diye suçluyorlar. Kendilerini Kürtler'in noteri, onay merci olarak görüyorlar." "Biz hiç kimsenin Kürt'ü değiliz, ne PKK'nın ne Amerika'nın Kürt'üyüz, Türkiye'nin Kürtleriyiz." diyen Metiner, tarihteki Türk-Kürt ittifakını bugüne taşıyarak hem Türklere ve Kürtlere hem de ülkeye kazandıracak yeni bir hareketi başlattıklarını anlattı. - "Türkiye'nin her yerinde teşkilatlanacağız" Türkiye'nin her yerinde teşkilatlanacaklarını, şubelerinin olacağını ve bölgelerde toplantılar yapacaklarını aktaran Metiner, "Halkımızı bilinçlendireceğiz sadece Kürtleri değil. Hedef kitlemiz Kürtler ama aynı zamanda Türk kardeşlerimizle birlikte bunu yapacağız. Yurt sathında gerekirse yurt dışına da çıkarak, bu bilinçlenmeyi sağlayacağız. Kürtler üzerinden sergilenmek istenen bir fitneyi bozmamız gerekiyor. Çünkü hala kaşınmak istenen bir sorun olarak görülüyor." diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kürt sorununu çözeceğim" sözlerini anımsatan Metiner, "Kemal Bey'e buradan Dernek Genel Başkanı olarak soruyorum. Sayın Cumhurbaşkanı'nın sorularına cevap verdiği gibi umarım bizim de sorularımıza cevap verir. 'Kürt sorunu nedir?' diye soruyoruz Kemal Bey'e. Çıksın bir tarif etsin. Bir de var olduğunu söylediği Kürt sorununu hangi somut adımlar atarak çözeceğine inanıyor. Bir de dağda PKK terör örgütü var, onları nasıl indirebileceğini bize anlatsın da biz de Kemal Bey'in Kürt sorununu nasıl çözmek istediğini öğrenmiş olalım." ifadelerini kullandı. Kürtlerin reel sorunlarını çözerek bu ülkeye aidiyet ve sadakat duygularını pekiştirmek istediklerini belirten Metiner, şunları kaydetti: "Türkiye Kürtlerinin PKK diye bir sorunu var. Çünkü gerçekten Türkiye'nin Kürt sorunu yok, PKK sorunu var, terör sorunu var. Türkiye Kürtlerinin de bir PKK sorunu var, HDP sorunu var. Bunu çok net bir biçimde söylüyoruz. Siyaset olsun diye söylemiyoruz. Eğer HDP ve PKK gerçekten Kürtler adına iddia sahibi bir örgüt, parti olmuş olsaydı Türkiye'de Kürt inkarını sonlandıran bir lider varken, Türkiye'de Kürt sorununun müsebbibi olan bir başka partiye bu ülkenin Kürtlerini stepne kılmaya çalışmazlardı. PKK'nın elindeki silahlara bakınız, PKK'nın üzerinde dalgalanan ülkenin bayrağını bakınız niye Amerika Kürtleri dediğimizi, kendimize de niye Türkiye Kürtleri dediğimizi anlarsınız. Bizim elimizde Amerikan silahları yok, üzerimizde Amerikan bayrakları dalgalanmıyor. Biz bu ülkenin Kürtleriyiz. Ama PKK'nın üzerinde Amerikan bayrakları dalgalanıyor. Ellerinde Amerikan silahları ve bu ülkeye karşı uyuşturuluyorlar. Dolayısıyla Amerika'nın Kürtlerine Türkiye'nin Kürtlerini teslim etmeyeceğiz." Aynı zamanda bir vakıf olarak da yollarına devam edeceklerini ifade eden Metiner, kız ve erkek öğrenciler için yurtlar açıp burs da vereceklerini kaydetti. Programa dernek kurucuları, yöneticileri ve davetliler katıldı.