AK PARTİ GENEL MERKEZİ’NİN DİKKATİNE!

Adalet ve Kalkınma Partisi, bazı şehirlerde aday belirlemede oldukça zorlu bir dönem geçirdi. Bunlardan biri de Diyarbakır. Son 3 gün içerisinde birden fazla değişikliğe gidildi. Sonunda milletvekillerinin de ısrarlı baskısıyla tek resmi başvuru yapan TİGEM Genel Müdürlüğü ve AFAD Başkanlığı görevlerinde bulunan, hem bürokrasiyi, hem siyaseti ve en önemlisi belediyeciliği iyi bilen Halis Bilden resmi olmamakla beraber aday gösterildi.

Diyarbakır’da yüz atmış küsur bini aşan üye sayısına rağmen Büyükşehir Belediyesi için bir tek kişinin resmi başvurusu vardı aday adaylığı için. O da şu an aday gösterildiği kesinleşen Mehmet Halis Bilden.

Halis Bilden son derece  deneyimli bir bürokrattır. Diyarbakır çocuğudur. Diyarbakır ve Adana’da Belediyecilik, TİGEM ve AFAD’da üst düzey hizmetleri var. Halis Bilden mimardır. Tamam hepsine eyvallah...Bu işi yapar mı, yapar. Kazanma şansı var mı diye sormadan “AK Parti kazanmak için ne yapıyor, ne yapacak?” basit sorusunu sormamız lazım diye düşünüyorum.

Zira 17 ilçe belediye başkanlığı aday adaylığı için başvuranlara bakıldığında bir bölümü genelde ne kitlesel zenginlikleri ne de aranan kentli özellikleri pek göze çarptığı söylenemez...Büyükşehri kazandıracak özellikle dört büyük merkez ilçenin oylarıdır. Bu oylar tüm seçmenin yüzde yetmiş beşine tekabül ediyor.

Belediyelerin omurgası, tabanı ve birikimi, Belediye Meclis üyeleridir. Ama iktidar Diyarbakır’da Belediye Meclis üyeleri de nedir ki deyip es geçe geçe Diyarbakır’da seçmen sayısı artsa da parti tabanı her türlü seçimde kendi eliyle kendini donduran veya eriten bir parti oldu çıktı.

17 ilçede ve özellikle dört merkez ilçede belediye meclis üyelerinin birinci sıraları bir önceki il yöneticilerine şimdiden tahsis edildiği söyleniyor. İnşallah doğru değildir.

Ama bu rivayete genel merkez şimdiden el koymalı. Bu mübarek şehir yağma Hasan'ın böreği değil. Parti tabanına; “Bu nasıl bir başı boşluktur. Ölçüsüzlüktür ve kalitesizliktir” dedirtilmemeli, araştırılmalıdır.

Sözüm sizedir ey genel merkez; Gökte yıldız arayanlara önlerindeki çukuru lütfen gösterin. Diyarbakır merkez ilçelerde ve tüm ilçelerde durum nedir diye bir baktırın. Partinin değil, kendi çıkarlarını düşünen bazı kimseler şimdiden başlamış meclis üyeliklerini peşkeş çektirmeye.

Genel merkez, “Mühür kimdeyse sultan odur” mantığıyla hareket etmemeli, milletvekillerini dışarıda bırakarak, bazılarının insafına bırakıp küçük olsun benim olsun mantığı uyulacaksa, kim gidip halktan oy isteyecek?

İktidarın Diyarbakır cephesinde alan razı, veren razı ise DEM’de kendisine akan oyları mağduriyet politikasıyla sessiz ve sakin kapar. Bu tabloyla AK Parti DEM’i Melediye Meclisleri’nde bile sıkıştıramayacak bir durumdadır.

Sözümüz de Sayın Cumhurbaşkanınadır...

Sayın Cumhurbaşkanım; ‘’bunca dış ve iç problemlere rağmen Diyarbakır ile mi uğraşacağım,” diyebilirsiniz ve haklısınız. Ama Diyarbakır sevdalısı ve size inanan bir genç olarak diyorum ki; bu yazımdan sonra Sayın Cumhurbaşkanım bu anlattıklarımla; ‘’Ya uğraşacak ya uğraşacaksınız” diyorum.

Diyarbakır yalnız kutsal değil, yazıktır da…Sayın büyüğümüz bu şehir sizi çok seviyor. Genel Merkezin alt koordinatörleri, bu şehre yazık etmesinler. 17 ilçede birinci ve ikinci sıraya onun bunun adamı değil, halkta karşılığım olan, güven duyulan, partiye oy getirebilen ve meclislerde hitapta, disiplinde, cesarette, koordinede yeterli muhalefet yapabilecek isimlerin önü açılmalı. Muhalefet yapacak meclis üyeleri bulunmalıdır. Bu meclis üyeleri yapacakları komisyon ve meclis çalışmalarında akıllı bir muhalefetle halkla diyalogun yolunu açar. Diyarbakır halkının ve AK Parti’nin sesi olabilecek bir ortam yaratacak isimler aday gösterilmelidir.

“Her yerde grubumun adamı, benim adamım olsun” yeter denilecekse, bu seçime de havlu atılmış olur. “Allah rahmet etsin” deriz.

Sandıktan çıkan sonuç kimseden utanmaz. Görevliler oyları saydıktan, sonuçları yazıp imzaladıktan sonra yapılan açıklamalarla şüphesiz üzülenler kadar sevinenler de olacak.    

Evet tüm bunları Mala Mıne Diyarbakır (Vah Diyarbakır) dememek için kendimizi rizke ediyoruz.