CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Ey dünya seninle rekabet etmeye geliyoruz, 3 Aralık’ı bekle" ifadeleriyle duyurduğu ve partisinin olası iktidarına ilişkin vizyon belgesini açıkladığı "İkinci Yüzyıla Çağrı" başlıklı toplantıda konuşan, CHP liderinin Endüstriyel Dönüşüm Baş Danışmanı Jeremy Rifkin Türkiye gündeminde konuşulmaya devam ediyor.

Rifkin'in CHP'deki danışmanlık görevini değerlendiren Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, şu ifadeleri kullandı:

Almanya’da, ABD’de ve Çin’de ciddiye alınan bir isim. İspanya ve Portekiz’deki ünü ise olumsuz.

Merkel’e danışmanlık yapmış ama yakın çevrede bulunmamış. Merkel’i Merkel yapan üretim, kalkınma ve istihdam politikalarının mimarı olan ekip arasında yer almamış. Merkel’in politika belirleyen danışmanları onu uzak tutuyorlarmış. Biraz da somut değil, soyut varsayımlar üzerine konuşan biri olarak görüyorlarmış.

Rifkin, Merkel’in yakın çalıştığı danışmanlarından biri değilmiş. Uzun aralıklarla gelip yeni trendler konusunda sunum yapıyormuş. Somut politikalar önermek yerine dijitalleşme, çevre, Avrupa Birliği’nin yönelmesi gereken alanlar ve Endüstri 4.0 konusunda sunum yapıyormuş.

Endüstri 4.0 sunumlarıyla Çin’de büyük sükse yapmış. Konuşan makinalar konusu Çin Devlet Başkanı Şi’nin idealiymiş. O nedenle ilgi göstermiş.

Rifkin’in İspanya ve Portekiz karnesi ise kötü. İki ülkede patlak veren krizin sorumlusu olarak gösterilmiş. Gelen krizi görememekle, iki ülkenin ihtiyacı olan üretim ve istihdama dayalı projeleri hafife almakla suçlanmış.

Rifkin, Kılıçdaroğlu’nun teklifini alınca heyecanlandığını söylemişti. Rifkin’in bu tür sunumlar için günlük ortalama 20 bin dolar ücret aldığı söyleniyor. Artı masraflar... Uçak, otel gibi harcamaların karşılanması gerekiyormuş. Kılıçdaroğlu ile ne kadara anlaştı, orasını bilemiyorum ama aylık 5 sunum yapsa yıllık 1 milyon dolara denk geliyor. Doğrusu Rifkin’i heyecanlandıracak bir ücret. Çünkü her ağzını açtığında kronometre işleyip para yazacak.

Kılıçdaroğlu, ticari sırrın arkasına gizlenmeden Rifkin’le ne kadarücret karşılığı anlaştığını açıklamalı. Çünkü ödeyeceği para kendi cebinden değil, CHP’nin kasasından çıkacak.

Rifkin’in şirketinin bir web sayfası var. Eğer banka hesabınızda yüklü bir miktarda dolarınız varsa siz de Jeremy Rifkin’e, “https://centerforneweconomics.org/people/jeremy-rifkin/” adresinden ulaşıp kendisiyle anlaşabilirsiniz.

İşin bir de CHP siyasetini ilgilendiren bir yüzü var. Millici bir partiye ithal danışman tartışmaları Kılıçdaroğlu’nun İkinci Yüzyıla Çağrı vizyonunu şimdiden gölgede bıraktı.

Rifkin’in toplantıya Türkiye’ye gelmeden video konferans yöntemiyle bağlanması bir iletişim felaketi oldu. Rifkin’in toplantı sırasında salonda olmaması ve CHP’lilere video konferans yöntemiyle seslenmesi, sömürge valisi eleştirilerini de beraberinde getirdi.

Rifkin konuşurken Selvi Kılıçdaroğlu’nun uyuması, toplantının etkisini sıfırladı. “Kılıçdaroğlu’nun eşi dahi heyecan duymadı ki, Türk toplumu bundan neden heyecan duysun” yorumlarına neden oldu. İyi uykular CHP paylaşımları yapıldı.

Faik Öztrak’ın, “Devlet OVP hedeflerini tespit ve izlemek için, ekonomik ve siyasi skandallarla batan ENRON şirketinin danışmanlığını yapmış McKinsey’i tutmuş. Bizim bürokratlarımızın neyi eksik de yabancı danışman tuttunuz? Bu şirkette bürokrasimizden yetişmiş kaç uzman var?” tweet’i yeniden gündem oldu.

CHP’de Faik Öztrak, Selin Sayek Böke ve 6’lı masada Ali Babacan gibi iddialı isimler varken Kılıçdaroğlu’nun ithal danışman getirmesi, CHP’de ve 6’lı masada ekonomist yok mu, değerlendirmelerine konu oldu.

Kılıçdaroğlu’nun “İkinci Yüzyıla Çağrı” vizyonu konulu toplantısı Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu arasındaki krizin su yüzüne çıkmasına neden oldu. Kriz artık sadece iki isim arasında değil, Kılıçdaroğlu’nun tavrı nedeniyle üçlü hale dönüştü.

Kılıçdaroğlu, konuşmasını yapıp kürsüden indikten sonra İmamoğlu ile tokalaşmadı. Toplantı bitip salondan ayrılırken ise soğuk bir şekilde tokalaştılar. Canan Kaftancıoğlu ise sıradan herkesle tek tek tokalaşırken Ekrem İmamoğlu ile tokalaşmadı. Ayrıca mektup yazarak bizi yüzleştirin demesine rağmen Kılıçdaroğlu, İstanbul’da bulunduğu 3 gün boyunca Ekrem İmamoğlu ile görüşmedi.

Kılıçdaroğlu kendisine en ciddi rakip olduğu için Ekrem İmamoğlu ile görüşmüyor. Kılıçdaroğlu’nun desteğini yanına çeken Canan Kaftancıoğlu ise İmamoğlu ile açıktan mücadele ediyor.

Ama madalyonun bir de öteki yüzü var. Toplantıdan sonra Ekrem İmamoğlu tepkisini, “Halkın sesi, hakkın sesidir” diye tweet atarak gösterdi. Bu gelişmeler İmamoğlu’nun CHP ile gönül bağlarının kopmasına neden oluyor. İmamoğlu’nun gücünü hafife alan hata yapar. Kılıçdaroğlu bu krizi çözmezse, hele hele İmamoğlu’nu yok saymaya devam ederse yanlış yapar. Bir de bakar ki Ekrem İmamoğlu karşısına cumhurbaşkanı adayı olarak çıkmış.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı konusundaki en önemli çıkışını yapmaya hazırlandığı bir sırada Meral Akşener, Habertürk’te yayına katıldı.

Kılıçdaroğlu ile seçimin kazanılamayacağına ilişkin açıklamalar yaptı. CHP liderinin önünü kesti. Yetmedi, CHP’nin kimi aday göstermesi gerektiğini de tayin etmeye çalıştı. Ekrem İmamoğlu ya da Mansur Yavaş dedi. Böylece Kılıçdaroğlu, aylar öncesinden “3 Aralık’ı bekleyin” diye duyurduğu, cumhurbaşkanı adaylığını ilan etmeye hazırlandığı toplantı öncesinde en büyük darbeyi Akşener’den yemiş oldu.

Peki Kılıçdaroğlu bu durumda geri adım atacak mı? Meral Akşener bile benim adaylığıma karşı, o zaman çekileyim diyecek mi? “Meral Hanım madem Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın seçilme şansı olduğunu söylüyor, o zaman onlardan birini aday göstereyim” diye harekete geçecek mi?

'Akşener’in açıklamaları Kılıçdaroğlu’nu üzmüş'

Kılıçdaroğlu’na yakın isimlerle konuştum. Akşener’in açıklamaları Kılıçdaroğlu’nu üzmüş. Bunu kendisine yönelik bir operasyon olarak değerlendirmiş. Ama cumhurbaşkanı adaylığından geri adım atması söz konusu değilmiş. İkinci Yüzyıla Çağrı konuşmasında, “Ne derlerse desinler, inandığım vizyon yolculuğundan asla geri adım atmayacağım ve vazgeçmeyeceğim. Hepiniz şuna inanın, Bay Kemal çıktığı yoldan asla geri adım atmaz” diyerek verdiği mesajın adreslerinden birinin de Akşener olduğu söylendi.

Bu saatten sonra kesinlikle bir geri dönüş söz konusu değil. CHP’den 6’lı masaya tek bir isim gidecek. O da Kılıçdaroğlu olacak. “Ortak aday olur ya da çoklu aday olur, ama CHP’nin tek bir cumhurbaşkanı adayı olur. O da Kemal Kılıçdaroğlu olur” dediler.