Milletvekilliği görevi sona ermiş olmasına rağmen, Zülfü Demirbağ memleketi Elazığ’da köy köy, mezra mezra, çarşı çarşı gezerek esnafla ve vatandaşlarla bir araya geliyor; onların derdini dinliyor, taleplerini not ediyor, çözüm için her kapıyı zorluyor.
Gönüllerde Taht Kurmuş Bir Siyasetçi
Zülfü Demirbağ’ın siyaseti hiçbir zaman yalnızca koltukla sınırlı olmadı. O, yıllar boyunca milletin vekili olmanın ötesinde, milletin bir parçası olmayı seçti. Meclis’te olduğu dönemlerde Elazığ’ın sesi, milletin vicdanı oldu. Görevi sona ermesine rağmen halkla bağını bir an bile koparmadı.
Elazığlılar onu yalnızca bir siyasetçi olarak değil, kendilerinden biri olarak görüyor. Ziyaret ettiği her dükkânda, girdiği her evde samimi bir “hoş geldin” ile karşılanıyor. Sıcaklığın kavurduğu sokaklarda, Demirbağ’ın mütevazı yürüyüşü, halka olan bağlılığının ve hizmet sevdasının en net göstergesi.
“Siyaset Gönül İşidir” Diyenlerden
Zülfü Demirbağ, siyaseti makamla değil, hizmetle özdeşleştiren isimlerden. “Siyaset, halkın yanında olmayı gerektirir. Milletin derdiyle dertlenmeyen bir anlayış, bu topraklarda kök salamaz,” sözleriyle yıllardır benimsediği anlayışı özetliyor.
Köylerde yaşlıların ellerini öpen, esnafla çay içip sohbet eden, gençlerin sorunlarını dikkatle dinleyen Demirbağ, sadece dinlemekle kalmıyor; çözüm için de aktif rol oynuyor. Hangi kurumla görüşülmesi gerekiyorsa arıyor, ilgileniyor, sonuç alıncaya kadar peşini bırakmıyor.
Parti ve Dava Sadakatiyle Öne Çıkıyor
27. Dönem Milletvekilliği görevini tamamlamasına rağmen AK Parti teşkilatlarıyla olan bağı sürüyor. Partisine ve davasına olan bağlılığıyla, bugün bile aktif bir teşkilat mensubu gibi sahada olması, genç siyasetçilere örnek oluyor.
AK Parti’nin “hizmet siyaseti” anlayışını kendi yaşamında ete kemiğe büründüren Demirbağ, bu çabalarıyla sadece Elazığ’ın değil, Türkiye genelindeki birçok dava insanına da ilham veriyor.
Elazığ Halkı: “O Bizden Biri”
Elazığlı vatandaşların Demirbağ’a olan sevgisi ve güveni her geçen gün daha da pekişiyor. Bir esnaf, onun için şu sözleri sarf ediyor:
“Zülfü Bey milletvekilliğini bırakmadı, milletvekilliği onu bıraktı ama o hâlâ bizim vekilimiz. Bu sıcakta, bu tozda toprağın içinde halkla olmak kolay değil. Ama o bunu görev değil, gönül meselesi görüyor. Allah razı olsun.”
Son Söz
Siyaset, halkın içinde olunduğunda anlam kazanır. Zülfü Demirbağ’ın Elazığ sokaklarında teriyle, samimiyetiyle, gayretiyle verdiği bu örnek; siyasetin nasıl olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Mevki makamdan öte gönüllerde yer edinmek isteyen herkesin örnek alması gereken bir duruş sergiliyor.